Bir cevap arıyorum!..

A -
A +

Bursaspor'un "Süper Lig Şampiyonluğu" Türk Futbolu için mutluluk ve keyif veren bir gelişmedir ve önemli bir duraktır; ama bundan sonrası?.. İşte o, abartıdır, "kendi kendimize gelin güveyi olmaktır"; Bursaspor'un Avrupa maçları "bu durumu" çok iyi göstermektedir; "tecrübesizlikti, acemilikti" falan filan "mazeretleri", mazeret değil, başarısızlığın "bahanesidir!.." Bursaspor, Şampiyonlar Ligi'ndeki 8 grupta "puan alamayan" tek takımdır ve de "gol atamayan" üç takımdan biridir!.. "Kadro değerleri" Bursaspor'un çok altında olan adını sanını "çok az duyduğumuz" bazı takımlar bile Şampiyonlar Ligi gruplarında puan alabilmiştir!.. Bu durum, Türk Futbolu'nun kalitesinin, harcanan bunca milyon dolarlı - eurolu paraya rağmen giderek, hem de "hızla" düştüğünü gösteriyor; Fenerbahçe'nin, Galatasaray'ın daha "ön elemelerde ve de sezonun ilk ayı olan ağustosta hem de adı sanı duyulmamış takımlara elenmeleri" de bunu göstermiyor muydu?.. Nerede ise, Şampiyonlar Ligi döneminden önceki Şampiyon Kulüpler Kupası'nın ilk yıllarındaki sonuçlara ve tabloya döndük; hep beraber iftihar edelim!.. İşi o kadar "popülist" hâle de getirdik ki, "tek puan alamamış, tek gol atamamış" Şampiyonumuzu, "kendi evinde" hem de "3-0 geride oynarken", rakibin sahadaki futbolu nerede ise "ortada top kovalayan ve yakalayamayan adam" oyununa çevirdiği bir süreçte, taraftarın "bu duruma düşmüş" takımına sanki "zafer kazanmış gibi" tezahürat yapmasını göklere çıkararak, "mahcûbiyet tablomuzu" örtmeye çalışıyoruz!.. Ne demektir bu; "İşte Avrupa Kupaları'na katılmaya başladığımızdan beri, yarım asırda dönüp dolaşıp geldiğimiz yer burasıdır" demektir!.." Hadi, "diyenler gibi", ben de diyeyim ki; "Bursaspor tecrübesizdi"; mesela Turgay, Fletcher kadar futbolu bilmiyordu golü onun için atamadı (Herhalde Turgay, bunca yıldır, bunca maçta Fletcher'den birkaç misli golü bilmeye bilmeye ve de tesadüfen atmıştı; Fletcher de bazı maçlarda "kaçırdığı golleri" futbolu bildiği için ve de bilerek kaçırmıştı); peki ama bunca yıldır bu turnuvalarda oynayan ve kadrolarında onca "Avrupa ve Dünya yıldızı olan" Galatasaray'ı ve de Fenerbahçe'yi eleyen o "ünsüz" takımlar, "ünsüz" hocaları ve "ünsüz" futbolcularıyla beraber "bizimkilerden" çok mu tecrübeliydiler?.. "Eğri" otursak da, "doğru" konuşmazsak, bu dipsiz kuyunun içinden çıkamayız; aksine daha da derine ineriz; Türk futbolunu bu duruma "futbolu da, kulüp yönetmeyi de bilmeyen", dahası "gününü gün eden", bitmedi; "benden sonra tufan" diyen başkanlar, yöneticiler getirdi!.. Dahası, bu başkanlara ve yöneticilere "mavi boncuklar dağıtmayı" görev sayan ve "boyun eğen" Federasyonlar getirdi!.. "Yabancı istilasının önünü açan" ve de Türk futbolunu kangren gibi saran "ucuz ve kalitesiz" Güney Amerikalılarla, Afrikalılarla dolduranlara ve de Türk gençlerinin önünü tıkayanlara izin veren, sonra da seyreden federasyonlar getirdi!.. Şimdi, bu acı tablonun sebep ve sonuçlarını araştıran ve analiz eden "uzman"bir araştırmacı çıksa ve ortaya, çoğumuzu belki de isyan ettirecek ve herhalde protestolara sebep olacak bir "sonuç iddia"atarak, "Bursaspor'un şampiyon olmasındaki ana unsur, futbolumuzdaki gelişme değil, aksine gerilemedir" dese, bizler ne cevap vereceğiz?..

UYARI: Küfür, hakaret, bir grup, ırk ya da kişiyi aşağılayan imalar içeren, inançlara saldıran yorumlar onaylanmamaktır. Türkçe imla kurallarına dikkat edilmeyen, büyük harflerle yazılan metinler dikkate alınmamaktadır.