Şu Ümit Karan ile Berkant'ın durumuna bir bakın!.. Biri doğru dürüst 3-4 maç oynamadan, öteki birkaç karşılaşmada 10'ar 15'şer dakikadan "toplam bir maç süresi bile" top koşturmadan "gene" sakatlandılar!.. Bir de "sıkılmadan" kulüplerinin yöneticilerine "Şu kadar para isteriz, bu kadar dolar isteriz, bunun şu kadarı peşin olacak" diye şart koşmaya çalışıyorlar!.. Yöneticiler de, "yarının pırıl pırıl yıldızlarını" ve mesela Altaylı İbrahim'i "birkaç yüz bin dolar için" Beşiktaş'a kaptırırken, Fatih Sonkaya'nın transferini zora sokarken, İstanbulsporlu Faruk'u hâlâ alamazken, "bu müzmin sakatlara" belki de "milyon dolarlar" ya da en azından milyon dolarlara yakın paraları vermeye hazırlar; ama futbolcular nazlanıyor!.. Bu ne iştir, bu nasıl yöneticiliktir, bu nasıl kafadır? Bakın bakalım, bu iki futbolcu Galatasaray'a geldiklerinden beri ne yaptılar, ne kadar maçı "sakat olarak" tribünlerde geçirdiler, kaç maçı "doğru dürüst oynadılar?" Bunlara "milyon dolarlar" bir yana, "birer dolar bile fazla!.." Koyun bakalım üst üste, "bu iki oyuncunun Galatasaray forması ile attığı toplam gol", bir Hakan Şükür'ün bir sezonda attığı gol kadar ediyor mu? Koyarsınız sözleşmeleri önlerine, şartları da dikte edersiniz, imzalarlar imzalarlar, imzalamazlarsa; "güle güle!.." Alan kulüp hayırlarını görsün!.. Hangi spor hekimine sorarsanız sorun; "Bir futbolcu bu kadar sık sakatlanıyorsa ve tedavileri bu kadar uzun sürüyorsa bunun sebebi nedir" diye... Size vereceği cevap ikidir; "Ya iyileşmesi mümkün olmayan bir sakatlığı vardır, en ufak bir zorlamada tekrarlıyordur ya da bu futbolcu özel hayatına dikkat etmiyordur, bu durum devamlı sakatlığa davetiye çıkarıyordur!.." Buyurun, Berkant'ı da, Ümit Karan'ı da "bu tasnifin hangisinin içine sokarsanız sokun"; ama sonuç "yıllardan beri nasıl değişmiyorsa", gene değişmeyecek ve bu iki futbolcu "çok çok iki maçı sahada, 5-10 maçı tribünde geçirecektir!.." Elbette, bu durum, "gençleştirilmiş" bir takımda "değişime uğrayan" bir kadroda "çoğunluğa da kötü örnek olmaktadır!.." Bir yanda "astronomik paralar alan" futbolcular "müzmin sakat", diğer yanda "nohut-çekirdek parasına oynayan" askerler, her maç 90 dakika koştur da koştur; olacak şey mi? Berkant "olmamış" ve "bundan sonra da olmayacak" bir yıldızdır!.. Ümit Karan ise "olduğunu zanneden" ama "olmadığını anlayamayan" bir yıldız!.. Bu durumdaki "ümitsiz" yıldızlara verilecek para ile "öyle gençler alınır" ki; Galatasaray'ın gelecek 10 yılına damgalarını vururlar!. Yöneticilik de "bu tercihi" kullanabilmektir!.. Bırakın "nereye giderlerse" gitsinler!.. Siz, "pırıl pırıl gençlere bakın!.." İstikbal onlarda!..