Bir taşla üç kuş

A -
A +

Önce: ——————- Geçen haftanın sonundaki Uluçmarket'te, Galatasaray ile ilgili bir yazıma "aynen" şöyle başlamıştım: "Elbette, sadece otorite ve yönetim zihniyetini kastederek yazıyorum; Galatasaray'da 'tüy sıklet bir yönetim' ve de 'sinek sıklet bir hoca' var!" Bu cümle "bir dizgi hatası sebebiyle" sütunumda şu şekilde yer aldı: "Elbette, sadece otorite ve yönetim zihniyetini kastederek yazmıyorum; Galatasaray'da 'tüy sıklet bir yönetim' ve de 'sinek sıklet bir hoca' var!" "Yazıyorum" kelimesi "yazmıyorum" olunca, "Tüy ve sinek sıklet" benzetmeleri "otorite ve yönetim zihniyeti'nden başlayarak", düşünülebilecek her yere ve herşeye kadar uzanabilir! Yönetim kurulundaki aralarında "değerli dostlar bulunan" üyelerin kişiliklerine kadar!.. Bir gazeteci ve yorumcu olarak, bugüne kadar kimsenin kişiliği ile uğraşmadım; "beni ilgilendiren" onların "yaptıkları ve niyetleri" idi; ben "sadece onları eleştirirdim, eleştirdim!" Bu yüzden de, "zaman zaman son derece sert eleştiriler yapmama rağmen", hakkımda "hemen hemen dişe dokunur ölçülerde hakaret davası açılmadı", açılan "bir - iki tanesi" de beraatle sonuçlandı! Galatasaraylı yöneticileri "kişilikleri" bakımından rahatsız edebilecek "Bu küçük dizgi hatası", yazımda "bir şeyi eksik bıraktığımı" ortaya çıkarmasıyla da "enteresan" oldu! "Hatanın düzeltilmesinin nasıl olacağını düşünürken", yazımdaki "tüy ve sinek sıklet" benzetmelerinin "sadece otorite ve yönetim zihniyetiyle noktalanamayacağı gerçeğini" buluverdim ve "otorite ile yönetim zihniyetine üçüncü unsuru da ekledim!" Bu üçüncü unsur özellikle Galatasaray için çok önemli idi!.. Lucescu'nun da ağzından düşmüyordu: "Para... Para... Para..." İşte, Galatasaray yönetimini ve hocasını "tüy ve sinek sıklet olarak değerlendirmemin" ana unsurları ve sınırları "bu dizgi hatasıyla" kesinleşmiş oldu: "Para... Otorite... Yönetim zihniyeti..." Onun ötesine geçmek ve "çoğunu tanımadığım insanları başka hususlarda tartmak" ne aklımın ucundan geçer, ne de gazetecilik görevlerim arasına girer! Sonra: —————— Galatasaray'ı yazan ve yorumlayan spor yazarları ile futbol yorumcuları, daha ligin üçüncü haftasında "isyan bayrağını çektiler" ve "Galatasaray'ı yakan, Fenerbahçe'yi kurtaran hakemlerin listelerini yapmaya başladılar!" Tıpkı 2-3 yıl önce "benzer listeler yapan" Fenerbahçe yazar - çizerleri gibi!.. Dünkü Akşam'da "sevgili dost" Ömer Ural "isim isim, olay olay" kimler ne yaptı, nasıl yaptı, sıralamış!.. Eksiği var, fazlası yok!.. Eksik bir: "Yıllardır bu olaylar Anadolu takımlarının başına geliyor", bir - iki yazar - çizer hariç, kimsenin umurunda olmuyor! "Ateş büyüklere düşünce" kıyamet kopuyor! Eksik iki: Ormandaki ağaçlara bakmakla, esası kaybediyoruz! Asıl "ormanın baş bakıcısı ile onun vekiline bakmak" gerek! Yani, Halûk Ulusoy'a ve MHK'nın anlı -şanlı başkanı Bülent Yavuz'a! Hani, "bir büyük kulübümüzün başkanının", bir milli maçta yanındakilere "bizdendir" dediği yetkiliye!.. Elbette, "onun hakem olarak emrindeki kişiler" de, "amirlerine hoş gelecek şekilde düdük çalmakta" ve sonra da "korunup kollanmaya devam edeceklerini bilerek" göz göre göre hak yemekte bir mahzur görmüyorlar! Nihayet: ——————- Mehmet Cansun yönetiminin "göreve gelmesindeki" ve Mehmet Cansun'un "ısrarla seçilmek istenmesindeki" sebep açıkça ortaya çıktı: "Kendilerini kurtarmak ve Süren yönetiminin işlediği kabahatlerin, hataların, hatta suçların hesabının sorulmasını önlemek!" Çünkü, "Galatasaray için verdikleri bir tek sözü bile hâlâ tutmuş değiller!" "Para bulmak için çırpınışları" da, Galatasaray için değil, "altlarında kefalet imzaları bulunan çeklerin ödenmesini" sağlamak için! "Futbolculara borcumuz çok değil" diyenlerin, hâlâ "futbolcuların alacaklarını kapatmamaları", herşeyi ortaya koyuyor! Jardel satılacak, UEFA'dan para gelecek, devlet verecek, bilet satılacak, göğüs reklamı alınacak, "çekler ödenecek" ama futbolcular, yıllardır olduğu gibi, "gene hava alacak!.." "Şimdi tamamen çöpe atılan" bir stad projesi için "15 milyon dolara yakın parayı ona buna veren" bir yönetimin "genel kurullarda sorulamayan hesabının", aslında "adalet önünde sorulması gerekirken", gelen yönetim "olanların üstünü örtüyor" ve de "Galatasaray'ı küçültmeye devam ediyor!" "Göz boyamak için" de, "Galatasaray camiasını toplamak, toparlamak yerine", bin tane toplantı yapılsa bile "bir amatör futbolcunun transferinde bile birbirlerinin gözünü oyacak olan" üç kulübün yöneticileri bir araya getirilip, şovlar yapılıyor! Ne diyelim; "Eğleniyorlar!.." Yapacakları başka bir şey de yok!..

UYARI: Küfür, hakaret, bir grup, ırk ya da kişiyi aşağılayan imalar içeren, inançlara saldıran yorumlar onaylanmamaktır. Türkçe imla kurallarına dikkat edilmeyen, büyük harflerle yazılan metinler dikkate alınmamaktadır.