Bir yaşıma daha girdim!

A -
A +

İnsan ne kadar yaşarsa yaşasın, her gün "yeni şeyler görüyor, yeni şeyler öğreniyor!.." Hele Türkiye'de yaşıyorsanız, "benim gibi", hiç birşeye ama hiç birşeye şaşırmamayı da öğreneceksiniz!.. Cumartesi günü Sabah Gazetesi Spor Sayfasında "aynen" şu manşet vardı: "Fenerbahçe Başkanı Yıldırım'ın manevi oğlu olduğunu söylüyor ya!.. "BALİÇ'TEN ŞÜPHELİYİM" Yarın, öbür gün kritik bir G.Saray-F.Bahçe derbisi öncesi, babası bir ricada bulunursa Baliç ne yapacak? Bu sene Ali Sami Yen'de 'Baliç dışarı' sesleri duyulursa şaşırmayın" Gazete'nin bu manşeti, "Hıncal Uluç ile yaptıkları bir sohbetin içinden" çıkarılmıştı!. Bu manşet ve sohbet üzerine oturup ben de bir yazı yazdım ve bu yazı da "ertesi günü" Türkiye Gazetesi'nde şu başlıklarla yer aldı: "OLMAZ BÖYLE ŞEY" Yazarımız Öcal Uluç'tan kardeşi Hıncal Uluç'a cevap: 'Ne Baliç maç satar, ne de Aziz Yıldırım bunu ister." Buraya kadar "her şey normal görünüyor!." Ama "yazımın çıktığı gün" İstanbul'dan gelen bir telefon "normali anormale çeviriverdi!.." Sevgili kardeşim Hıncal'dı telefon eden ve şöyle diyordu: "Sevgili ağabeyim, hem yazında diyorsun ki, bu medya palavra yazıyor, sansasyon için yapmayacağı yok, onlara inanıp Baliç için çok ağır iddialar öne sürüyorsun, hem de açıp bana sormuyorsun, bu sözleri gerçekten söyledin mi söylemedin mi, diye... Ben böyle bir şey söyler miyim? Ben, 'Baliç'ten şüpheliyim' sözlerini, Fenerbahçe'de ve Real Madrit'te doğru dürüst futbol oynamadığı için, 'Galatasaray'da da oynayacağından şüpheliyim' cümleleri içinde söyledim. İyi oynayamadığı takdirde, geçmişte söylediği sözler ve Fenerbahçe Başkanı'nın manevi çocuğu olduğuna dair açıklamalar sebebiyle, Galatasaray tribünlerinin tepkisini çekeceğinden bahsettim. Aradaki cümleleri çekip, şüphe ile manevi oğul lâfını bir araya getirip, hiç düşünmediğim ve ifade etmediğim bir anlamla manşete taşımışlar. Üzüldüm ve kendilerine söylemediğimi bırakmadım. Sen de tekzip et, bakalım!.." Hoppala!.. Buyurun, yandan yakın ve de vaziyete bakın!.. Türkiye'nin en çok satan gazetelerinin birinin spor sayfasının manşetine, hem de "o gazetenin en ünlü, en çok okunan yazarlarının başında gelen" Hıncal Uluç'un sohbeti "değiştirilip, orası burası makaslanıp, birbiri ile hiç ilgisi olmayan sözler art arda getirilip" manşet yapılıyor ve ortaya "sansasyonel" bir iddia çıkarılıyor; ama o iddianın "asıl sahibi" diyor ki; "Benim ne bu sözlerle, ne bu iddia ile bir ilgim yok!." Vay ki, ne vay!.. Meslek ne halde... Sayfalar ne halde... Ve asıl önemlisi kimlerin elinde ve yönetiminde? Yazımın başlığında diyorum ya; "bir yaşıma daha girdim!." Ve "kendi kendime" mırıldanıyorum: "İyi ki doğdun, Öcaaal!.."

UYARI: Küfür, hakaret, bir grup, ırk ya da kişiyi aşağılayan imalar içeren, inançlara saldıran yorumlar onaylanmamaktır. Türkçe imla kurallarına dikkat edilmeyen, büyük harflerle yazılan metinler dikkate alınmamaktadır.