Biten nedir?

A -
A +

Adını yazmayacağım, "bir büyük gazetenin manşetinde" Mustafa Denizli'ye atfen "aynen" şöyle deniliyordu: "Galatasaray'ı bitirdik!." İçimden "hemen" cep telefonuma davranmak ve Mustafa Denizli'yi bularak ona şunları söylemek geçti: "Ne o sevgili hocam? Vefasızlıktan yakınan sen, şimdi vefasızların kralı mı oldun? Sana böyle bir söz yakışır mı? Mustafa Denizli'yi, teknik direktör Mustafa Denizli yapan, dünyaya tanıtan Galatasaray değil mi? Ne demek Galatasaray'ı bitirdik? Bu kadar kısa sürede böyle nasıl değiştin?" Sonra durdum. Birden aklıma "gazetelerimizin, konuşmaların, sözlerin içinden cımbızla bir cümleyi seçip, altına, üstüne bakmadan tamamen başka anlama gelecek şekilde kullandıkları" geldi! "Şu yazıyı baştan sona dikkatle ve kelime kelime okuyayım" dedim! Ve okudum! Haberde, haberi yazan genç spor yazarı meslekdaşım (onun da adını yazmıyorum, zira hangi gazete olduğu ortaya çıkar) aynen şöyle diyordu: "İşte noktasına, virgülüne dokunmadan Mustafa Denizli'nin sözleri.." Hımmm, demek ki "Denizli'nin manşete alınan sözleri" önce genç meslekdaşımın teyp bantlarına, oradan da gazetenin spor sayfasının manşetine geçmişti!. Ama o da ne? Haberi baştan sona okudum; "Böyle bir söz yoktu!" "Acaba atladım mı?" diyerek bir daha, bir daha okudum... Yok... Yok... Yok... "Galatasaray" adının geçtiği bir paragraf vardı, o da şöyleydi: "Geçen sezon sorun ligde uzun süre şampiyon olamamaktı. Futbol Türkiye'de tekel görüntüsü altında Galatasaray'ın üstünlüğündeydi. İki şampiyonluk farkla ve de göğüse takılan yıldızda da geride kalmak camiayı olumsuz etkilerdi. Rakibimiz UEFA Şampiyonu idi. Biz ise İnter-Toto Kupası'nda aynayacaktık. Ciddiye alınmayan bir turnuvaya Fenerbahçe'yi sokmam psikolojik olarak söz konusu değildi. Farkı kapatmak için stratejimiz çok önemliydi. Fenerbahçe, gündemi olumlu - olumsuz işgal edilen bir takımdı. Bunu önlemek için kariyerimin en az konuştuğum dönemini geçirdim. Gündemi Fenerbahçe'den uzaklaştırdık." Denizli "geçen sezon Fenerbahçe'deki stratejisini" anlatıyordu ama, ondan gazete manşetine çıkan söz şuydu: "Galatasaray'ı bitirdik!." Olacak şey mi? Ama oluyor! Olunca da, "sadece manşete bakan" fanatik taraftarlar, amigolar "tahrik edilmiş bir şekilde" stadlara koşuyordu!. Sonra da küfürün, kavganın bini bir para... Bir, "sadece" bir örnek!. Her gün "aynı saptırmalar, abartmalar" birkaç örnekle manşetlere oturuyor! Galatasaray bitmez!. Fenerbahçe de... Beşiktaş da... Trabzonspor da... Gaziantepspor da... Diğerleri de... Biten, bitmek üzere olan "gazeteciliktir!.." Gazetecilik ilkeleridir!.. Gazetecilik etiğidir!.. "Bir dakikada fiyaskosu ortaya çıkacak bir manşet sansasyonu uğruna" bu yapılır mı? Elbette yapılmaması gerek ama... İşte yapılıyor!.. Yazık!..

UYARI: Küfür, hakaret, bir grup, ırk ya da kişiyi aşağılayan imalar içeren, inançlara saldıran yorumlar onaylanmamaktır. Türkçe imla kurallarına dikkat edilmeyen, büyük harflerle yazılan metinler dikkate alınmamaktadır.