Yıllardır "aynı tablo" ile karşı karşıyayız ve "başımızı kuma gömünce", kimselerin "bizi görmediğini" sanıyoruz!..Sporun "evrensel suçları" hâline gelen "Şiddet / Şike / Ayrımcılık / Doping" konusunda, artık dünyada "Hep bu suçların üstünü örtmek için elinden gelenin yapıldığı ülkeler" arasında ve "başlarda" sayılıyoruz!..
"Bizim" basınımız ilgilenmiyor, yazmıyor ama "yabancı basında bu konuda çıkan haberler, yorumlar, analizler", hem de "Uluslararası spor kuruluşlarının yetkililerine, bu konuları takip eden savcılara dayandırılarak" durmadan yazılıp, çiziliyor, konuşulup, tartışılıyor!..
İşte, "gene" başımız dertte!..
Uluslararası Atletizm Federasyonları Birliği (IAAF)'nin, 2012 Londra Olimpiyatları 1500 metrenin "altın madalyalı kızı" Aslı Çakır Alptekin'in peşini bırakmadığı bizzat Atletizm Federasyonu Başkanı Fatih Çintimar tarafından açıklandı...
Dünya sporunda "dopingle mücadele" sürecinde "biyolojik pasaport dönemi" başladığından beri, her şey değişti ve artık "hiçbir şey eskisi gibi olmadı" ve olmayacak!..
"Baskın doping testleri, müsabakalardan sonraki testler, şunlar bunlar" bir tarafa, "biyolojik pasaport" bir tarafa; "biyolojik pasaport yani bu pasaportta yazan kan değerleri bozuksa", vay sporcunun hâline!..
İşte IAAF'ın "Aslı Çakır Alptekin'in altın madalyasının peşine düşmesi" de, bu "acımasız ve kaçınılmaz" pasaport yüzünden!..
Dahası, iş sadece "altın madalyanın elinden alınması ile kalmayabilir" ve sporcumuz "ömür boyu boykot" da alabilir!..
Türkiye Atletizm Federasyonu, "biyolojik pasaport değerlerini", sporcumuz lehine yorumladı ve "Temiz" kararı verdi, ne var ki, IAAF, Federasyonumuzun "Temiz" kararına CAS nezdinde itiraz etti. Uluslararası Spor Mahkemesi "IAAF'ın itirazını haklı görürse", yandı gülüm, keten helva!..
Özellikle atletlerimizde, haltercilerimizde, uluslararası yarışmalar öncesi ve sonrasında yapılan doping testlerinin bir çoğunun "pozitif çıkması", bizi zaten "şüphe ile bakılan ülkelerden biri" durumuna düşürmüştü!..
Dünya / Olimpiyat / Avrupa Şampiyonu kaç haltercimiz boykot cezaları aldı; dünya çapında atletimiz Süreyya Ayhan'ı "Doping vardı, yoktu" tartışmaları içinde pistlerden bir daha dönmemek üzere çıkardık; şimdi de "Demokles'in kılıcı" Olimpiyat şampiyonumuz Aslı Çakır Alptekin'in başının üzerine asıldı!..
CAS; Spor Mahkemesi, şu son bir-iki yılda önüne gelen "Türkiye dosyaları" sebebiyle, "Yeter artık, sizin benim önüme gelmeyen bir kararınız olmayacak mı" diye isyan ederse, şaşmamak gerek!..
Yoooo, gülmeyin; her espride, mutlaka "acılı bir gerçek" saklıdır; soruyorum; aklımız başımıza ne zaman gelecek?..