Bittiler; gitsinler!..

A -
A +

Hiçbir gerekçe, sebep, mazeret, bahane, bana "Merkez Hakem Komitesi'nin Bülent Demirlek'e yaptığını" haklı gösteremez; gös - te - re - mez!.. MHK, "Demirlek'e yaptığı ile" bugüne kadar aldığı bütün kararları gölgelemiş ve "bundan sonra alacağı" bütün kararlara da "alenen" gölge düşürmüştür!.. Daha açıkça yazayım: "Bu" MHK artık Türk hakemliğini yönetemez ve yönetmemelidir!.. Daha daha açık yazayım: "Yeni kurulacak" Federasyon, "değil yeni MHK'yı bu kadroya teslim etmek" hatta "Oğuz Sarvan dahil, işin tepesinde oturan" ve "MHK biziz" diyen "nüve" kadroyu, Merkez Hakem Komitesi'nin kapısından bile geçirmemelidir!.. Bu ne kin, bu ne hınçtır?.. "Göreve geldiklerinden beri", adım adım "intikam duygularını tatmin için" alındıkları şüphesini uyandıran bir yığın "gerekçesi hiçbir zaman açıklanmamış" ve "karar defterlerine geçmemiş" gizli kapaklı kararı uygulamaya koyan Sarvan ve arkadaşları, bunca yıl "öyle" ya da "böyle" hakemlik yapmış, kokartlar takmış insanları, "hayatları boyunca töhmet ve zan altında bırakacak" bir "sfenks sessizliği" ile damgalayıp, "insan onur ve haysiyetini" unutmuşçasına ve "insan haklarını da yok sayarak" kapı önüne koymuşlardır!.. Bu insanların da dostları, aileleri, çoluk çocukları olduğunu akıllarına getirmemişlerdir; böylesine insafsızlık olur mu?.. "Suçu, hatası, yanlışı varsa", çıkar açıklarsın ve "Artık seninle yollarımızı ayırdık" dersin; olur biter!.. "Bunu yapma", buna "cesaret edeme", türlü çeşitli ayak - bacak oyunları ile insanları "lânet olsun" deme noktasına getir; bu mu yöneticilik?.. Hiçbir "uygar" ülkede ve "uygar" bir kurumda "böyle" bir uygulama görülmemiştir ve yapılamaz!.. Bülent Demirlek olayı, "bu kurulun" ilk olayı değildir ve iş başında kalırsa son olayı da olmayacaktır!.. Bu uygulama, Türk Futbol Federasyonu'na da, Türk Futbolu'na da, Merkez Hakem Komitesi'ne de yakışmamıştır, yakışmaz!.. UEFA, Bülent Demirlek'e görev vermekle, "Bu hakemimizin hakemliğinden şüphe etmediğini" ortaya koymuştur. Oğuz Sarvan MHK'sı ise, "gizli kapaklı işler yaparak", tam bir skandala sebebiyet vermiş ve Demirlek'in UEFA görevini üstelik "hiçbir gerekçe söylemeden" iptal ettirmiştir; yazıklar olsun!.. FIFA kokartlı hakemin "görev için gideceği yere bilet alırken" olayı öğrenmesinin, "insanlık" ve "insanlık onur ve gururu" konusunda bu MHK'nın "en ufak bir hassasiyetinin olmadığını" göstermiyor mu?.. Başkalarının "onur ve gururu" konusunda "pervasız" olanların, yarın "kendilerinin onur ve gururu söz konusu olduğunda" hassas olmaları mümkün olabilir mi?.. "Kendine yapılmasını istemeyeceğin hiçbir şeyi, başkalarına yapmayacaksın" ilkesinin, "yöneticiliğin asli unsurlarından biri olduğunu" Sarvan ve arkadaşları bilmiyorlar mı; bilmiyorlarsa "o" koltuklarda ne işleri var?.. O koltuklara oturan insanlar, "hırs - kin - hınç - intikam - kompleks" gibi "yöneticiliğin en kötü huylarından mümkün olduğunca arınmış olmadıkları sürece" başarılı olamazlar ve sonları hüsran olur!.. Bilmeliler ki: Keser döner, sap döner, gün gelir hesap döner!.. O günler yakındır!..

UYARI: Küfür, hakaret, bir grup, ırk ya da kişiyi aşağılayan imalar içeren, inançlara saldıran yorumlar onaylanmamaktır. Türkçe imla kurallarına dikkat edilmeyen, büyük harflerle yazılan metinler dikkate alınmamaktadır.