Bizim vahşetimiz!..

A -
A +

Pazartesi gecesi ATV'de Ali Kırca'nın haber programında, "bu hafta, ülkenin dört bir yanında futbol sahalarımızda meydana gelen olayları" seyrederken tüylerim diken diken oldu!.. Yumruklar, Tayland boksuna benzer sahneler, tekmeler, coplar, hakemler, taraftarlar, futbolcular, yöneticiler, şeref tribünleri, kameramanlar, fotoğrafçılar, hatta kaymakamlar... Vuran vurana... Kıran kırana... Spora da, futbola da yakışmayan sahneler... Doğrusu "işi bu noktaya getirmek için" el birliği eden bizler... Spor sayfaları, spor ekranları, kulüp başkan ve yöneticileri, teknik adamlar, futbolcular... İftihar edebiliriz... Kulüpçülüğün "en ilkel duygularının esiri olarak", spor sahalarını "arenaya çevirmek için" elimizden geleni ardımıza koymuyoruz!.. Kötü oynayan takımımıza, "iki adımdan golleri atamayan" ya da "hata üstüne hata yaparak gol yiyen" futbolcularımıza bakmıyor; bitip tükenmeden "çalınan ya da çalınmayan bir düdük ya da kaldırılan veya kaldırılmayan bir bayrağı" dilimize dolayıp, zaten "fitili ateşlenmeyi bekleyen" bombadan farkı olmayan taraftarı, tribün terörüne tahrik ve teşvik ediyoruz!.. Dünyanın dört bir yanında, İtalya'dan, İspanya'ya, Brezilya'dan İngiltere'ye, Avrupa Kupaları'ndan, Dünya Şampiyonaları'na kadar her yerde ve her zaman "nice hakem hataları olur" ve olmaya devam ederken, her hafta Pazar gecelerinden başlayarak, Çarşamba gecelerine kadar "spor sayfalarında ve TV ekranlarında hakemlerle uğraşa uğraşa", artık kimsede, ama kimsede hakemlere güven bırakmadık!.." "Kulüpçülüğün en çirkin gözlükleri" ile olaylara bakarak, "küfrü ve tribün anarşisini önlemek için alınan ve uygulanan tedbirlere bile karşı çıkmayı" görev saydık!.. "Başkasına yapılanlara bakmadan", sadece "kendi takımımıza karşı yapılan hataları" öne sürerek, "büyük haksızlıklara uğradığımızı", yanımıza "spor medyasındaki kalemşörlerimizi de alarak" haykırmaya devam ettik!.. Utanmadan, sıkılmadan topsuz alanda rakibine insafsızca dirsek atan "Felipe'yi savunmaya" çalıştık!.. Johnson'ın "her maçta görmesi gereken ama gösterilmeyen" sarı ve kırmızı kartlarına bakmadan, "Falan takımın oyuncularına, filan takımın teknik direktörüne neden kart gösterilmiyor?" diye yaygara kopardık!.. "Kendi takımımız lehine verilen" uyduruk penaltılara sesimiz çıkmazken, "verilmeyen bir penaltı için" hakemlere yapmadığımızı bırakmadık!.. Evet... Galatasaray için... Evet Fenerbahçe için... Evet Beşiktaş için söylüyorum... Ve onların kalemşörleri için, dilbazları için söylüyorum... Bu hafta için söylüyorum... Her hafta için söylüyorum... Yıllardan ve yıllardan beri, "Anadolu takımlarının aleyhine verilen ya da lehine verilmeyen onlarca hatalı hakem kararını es geçip", sadece ve sadece "üç büyüklerin haklarını savunmak için" yarış edenlere söylüyorum!.. Kendilerinin hakemken yaptıkları hem de "çok büyük hataları unutup", üstelik "koca bir maç boyu doğru ve hatalı çalınan düdüklerin oranına bile bakmadan" her hafta hakemleri ipe çeken, infaz eden hakem yorumcularına söylüyorum!.. Bir hafta "havaya kalkan ele çarparak yön değiştiren" top için "Kalkmayacak efendim, kalktı mı, bu bal gibi penaltıdır" diyen, ama üç-beş hafta sonra "benzer" bir pozisyonda bu defa "Efendim, adam sıçrarken kolunu havaya kaldırmış, top da ona çarpıyor, bunda penaltılık bir durum yok" diyen, diyebilen, "hakeme, takıma, duruma, nabza göre" ahkâm kesen hakem yorumcularının "gelinen noktada" payı ve sorumluluğu çok büyük!.. Hakemlerin "benzer olaylardaki" başka başka kararlarını art arda getirerek "çifte standardı" ispatlamaya çalışanlar, ne yazık ki kendilerinin "hem de düşüne taşına, tartışa tartışa, ileri-geri ala ala" ekrana getirdikleri ya da yazıya döktükleri çifte standardı "pişkinliğe vuruyorlar!.." Tıpkısının aynısını "kulüp yöneticileri ve teknik adamlar" da yapıyor!.. "Onlar böyle yapınca" futbolcular da gazetecileri ya da hakemleri dövmeye kadar işi vardırıyorlar!.. Taraftarlar ise şişli, kasaturalı, döner bıçaklı, tekmeli, yumruklu saldırılarla "sporu ve futbolu vahşet filmlerine çeviriyorlar!.." Eserimizle iftihar edebiliriz; hepimize alkışlar!..

UYARI: Küfür, hakaret, bir grup, ırk ya da kişiyi aşağılayan imalar içeren, inançlara saldıran yorumlar onaylanmamaktır. Türkçe imla kurallarına dikkat edilmeyen, büyük harflerle yazılan metinler dikkate alınmamaktadır.