‘Boş pasçı’ Galatasaray!...

A -
A +

“Selçuk-Tolga ikilisinin “ileri vitesi” bir türlü çalışmıyor; 5 metre ileriye gitmek için asır geçiyor adeta ve dahası çok defa geri dönülüyor, Muslera’ya kadar!

 

Galatasaray, Adanaspor maçında pas rekoru kırmış; 700’e yakın pas, 600 bilmem kaç “başarılı” pas yapmış; eeee? Bir tane kilit pas var mı, bir tane asist var mı; nerdee? 
Peki, Galatasaray bu maçta “takım olarak” rakip kaleye kaç sut şekmiş; 5’i isabetli 13 şut!.. Manchester United’ın son 7 maçında “gol atamayan” Zlatan İbrahimovic, en son oynanan Burnley karşılaşmasında rakip kaleye kaç şut atmış; tam 12 şut ve bunların çoğunu harika kurtarışlar yapan kaleci Tom Heaton kurtarmış!..
Dahası, daha da kötü; Galatasaray rakip ceza sahasına maç boyu 30 orta denemesinde bulunmuş; isabet oranı yüzde 13; yani, 4 kadar; Eren Derdiyok, nasıl gol atacak?..
Hoş, 3-4 maçtır Eren Derdiyok, “Eren Kendisiyok” rolüne soyundu ama, kenarlardan da, orta sahadan da gelen “isabetli orta ve başarılı pas” da yok ki, ne yapsın?.. 
Galatasaray “neden” bu durumda; “Orta saha Selçuk gibi yan ve geri pasçı, risk almaktan korkan bir fren liderine, Tolga gibi bir pas ve şut özürlü futbolcuya teslim ediliyor” da ondan! 
Sanki, rakip takımlar Amerikan Futbolu takımlarıymış ve Galatasaray’ın hücumda bir metre ileriye gitmesini engellemek için “ragbi kurallarını işletiyormuşlar da, sebep oymuş gibi”,  Selçuk-Tolga ikilisinin “ileri vitesi” bir türlü çalışmıyor; 5 metre ileriye gitmek için asır geçiyor adeta ve dahası çok defa geri dönülüyor, Muslera’ya kadar!..
Rakip toparlanıyor, kanatları tıkıyor, kademeye giriyor, şut atılacak yerlerde alan daraltıyor ve tabii, “en gözde” kanat oyuncusu Bruma dahil, öteki kanatlarda oynayan Yasin-Podolski-Sinan “ne çizgiye inip geriye top yuvarlayabiliyor, ne ortaya isabetli orta yapabiliyor”; vah ki ne vah!..
“Duran top” hariç şut yok, orta yok, korner atraksiyonları yok; nasıl gol atacak Galatasaray; Bruma 7 kişiyi ipe dizecek ve vuracak ya da şansına top Podolski’nin, Eren’in ayağına düşecek ve vuracaklar; o kadar!..
Bakınız, bu takımda “topsuz oyunu bilen” ve oynadığı sürede istikrarlı olarak uygulayan oyuncu sayısını, bir maçın kasetini “dikkatli izleyerek” sayın, göreceksiniz ki, karşınıza çıkacak rakam, “Galatasaray Futbol Takımı adına” utanç vericidir.
Son Adanaspor maçını seyredin, “puan cetvelinin en altındaki takımlardan bir olan” Adanaspor bile, “topsuz oyunda” Selçuk başta Galatasaray’ın 4’te 3’üne ders verir!..
“Pas veriliyor” ve duruluyor, “pas verilen ne yapacak” diye seyrediliyor; en çok yapan da Selçuk. “İleriye boş bir alana git, pas al”, birkaç oyuncu “boş” alana, bakın “Kaçsın” bile demiyorum, “yürüsün, pas alsın, versin”; ne gezer!..
“Bu işi” Galatasaray kadrosunda “sahada olduğu sürece” ve hem de “ileriye pas verip, ilerideki boş alanlara koşarak”, kendi ceza alanından, takip ceza alanına kadar olan büyük mekanı parselleyerek yapan bir kişi var; Hamit Altıntop; o da hocası tarafından “yedek kulübesine mahkum edilmiş!..”
Mevsim başının hazırlık maçlarında hevesliydi Hamit, kesik yedi, isyan etti, son Kupa maçındaki oyunu ile gösterdi ki, “gene hevesli ve hazır” ama, “orta sahada oyunu hem savunma bazlı, hem ileriye dönük hücum bazlı oynayabilen”, pas alış verişinde sorun olmayan, rakip ceza alanı önünden şut atabilen, futbolu bilen ve sahada “liderlik görevini” de yapabilecek bu “tecrübeli” oyuncu, adeta “sıfırlanmak isteniyor”; neden?..
Yoksa, Sneijder’in yaptığının tam tersine, sezon başı transfer ayında “gönüllü fedakarlığa soyundu” diye ceza mı veriliyor, sevgili Alp Yalman?..

 

UYARI: Küfür, hakaret, bir grup, ırk ya da kişiyi aşağılayan imalar içeren, inançlara saldıran yorumlar onaylanmamaktır. Türkçe imla kurallarına dikkat edilmeyen, büyük harflerle yazılan metinler dikkate alınmamaktadır.