Önce, milletimin, okuyucularımın, spor dünyasının, meslektaşlarımın yeni yıllarını kutlar, 2005'in mutluluk, sağlık ve huzur dolu günler getirmesini dilerim... Sonra... Cumartesi günü "Uluçmarket" içindeki "Petre" yazımda "Karabükspor" yazacağıma, dalgınlıkla "Kırıkkalespor" yazdığım için, Karabüksporlular'dan da, Kırıkkalesporlular'dan da, okuyucularımdan da özür dilerim. Sonra da... Gelelim konularımıza... Bu yazımda, "birkaç cümle ile birkaç konuya birden değineceğim." "Rumenler'i severim" ; ama Çavuşescu'yu bir, Lucescu'yu iki, "hiç sevmedim!.." "Karakter olarak" birbirine benzeyen iki insan!.. Zaman zaman "bunlar nasıl insan" diye kendi kendime sorduğum oldu!.. Türkiye'ye, Beşiktaş'a ve hele hele Galatasaray'a "hâlâ ve hâlâ" kin kusuyor!.. İşte, "kendisiyle ve çalıştırdığı takımla hiç ilgisi yokken" , Galatasaray'ın Romanya'dan yapacağı bir transfer için, nerede ise "pişmek üzere olan aşa, katmak istediği su!.." Utanç verici... "Kariyerinin zirvesine çıktığı bir ülke" için, "başarı ve milyonlarca dolar kazandığı" kulüpler için "böyle davranan" bir insana, söyleyin sevgili okurlarım "Bu nasıl insan" demekte haksız mıyım? Basketbol Federasyonu'nda seçimler bugün.. Genel kurulda oy kullanacaklar için "iki yol" var: Ya "eski tas, eski hamam" diyecekler ya da "beyaz bir sayfa açacaklar!.." Gerçi "bir başka yol daha görünüyor" ama, işin orası; "kim bilir belki!.." Bu "bir başka yol" da; "seçimin mahkemede bitmesi..." Zira, "seçim talimatını kendi pişirip, kendi yemek isteyen" bir federasyon yönetimi, "hukuken yerine getirilmesi gereken bir çok şeyi yapmayarak" , oy hakkı olan herkese "itiraz etmek ve mahkemeye gitmek yolunu açtı!.." Önümüze bir başka yol daha çıkabilir; "bizzat bugünkü başkanın 'bazı durumlar' sebebiyle aday olamayacağına dair" itirazların adalet önüne götürülmesi... Kısacası, temenni etmiyoruz ama, "iş genel kurulda bitmeyebilir" ; "özerk federasyonun ilk başkanlığı" hakim huzurunda fotoğraflanabilir!.. Ve de "çok yazık olur!.." Kararı, "üyelerini bugünkü başkanın tespit ettiği" genel kurul verecek; hayırlısı olsun!.. Futbol Federasyonu Başkanı "hukukçu ve de uluslararası spor hukukçusu" Levent Bıçakçı'nın açıklamalarına dayanarak, diyoruz ki: "Fenerbahçe'nin, sahaya dakikalarca konfeti atılarak, hem de yönetim kurulunun organizasyonu olarak yapılan gösteri sonrasında geç başlayan maçı" , tamı tamına "saha kapatma maddesine uyuyordu!.." "Sahaya yabancı cisim atma" , yani Galatasaray - Fenerbahçe maçındaki "şişe olayı" da "tamı tamına para cezası alma" maddesine uygundu!.. Ceza Kurulu, "Galatasaray'a saha kapatma, Fenerbahçe'ye 12.5 milyar lira para cezası verdi!.." "Tersi olsa" , benim "tarafsız(!)" medyam kıyameti koparırdı; şimdi "satır aralarında" geçiştiriliyor!.. "Tersi olsa" , Aziz Yıldırım'lar, Mahmut Uslu'lar, Murat Özaydınlı'lar yeri göğü federasyonun başına yıkarlardı; Özhan Canaydın'lardan, Ergun Gürsoy'lardan "tıss" yok!.. Gerçek ortada: Galatasaray'da "kulübün haklarını koruyacak ve kollayacak" bir yönetim yok!.. Fenerbahçe'de ise, "federasyonları bile yöneten ve yönlendiren" bir başkan ve yönetim var!.. İşte Futbol, işte Basketbol Federasyonları!.. Hayrettir, "Galatasaray yönetimi, bu federasyonlara karşı sonsuz bir müsamahanın içinde ve destek veriyor!.." Canaydın "acaba kaçıncı asırda kalmış" ; Levent Bıçakçı'nın, Turgay Demirel'in "Galatasaraylı" olmalarının, "Galatasaray için yeterli olacağını" sanmaya devam etsin bakalım, işin sonu nereye varacak? Hiç mi, "Fenerbahçeli" Ata Aksu'nun "demir leblebi gibi" Bıçakçı Federasyonu'nun boğazına asılan açıklamasını hatırlamıyor: "Bu sezonun şampiyonu belli" diyen kimdi?