Bu kadarı olamaz...mı?

A -
A +

"Taciz, tecavüz, doping, rüşvet... Ne ararsanız hepsi bir arada. Hepsi burada. Türk halteri artık şampiyonluklarıyla, madalyalarıyla değil, skandallarıyla anılır hale geldi. Olimpiyatlar sonrası patlak veren taciz skandalının üzerinden iki ay geçti, geçmedi; bu büyük rezalet hâlâ akıllarda. Ama AKŞAM'ın ele geçirdiği öyle bir kaset var ki... Bu spor branşındaki tüm çirkinlikleri tüm çıplaklığıyla gözler önüne seriyor. Hem de bizzat Federasyon Başkanının ağzından.." ??? Dün sabah "çok erken saatlerde" bilgisayarımın başında "internette gazeteleri tararken" ve Türkiye'ye yazacağım "Cuma yazısı"nın planlamasını yapar, "ne yazacağımı" düşünürken, "ekranımda beliren" Akşam Gazetesi'nin hem de "birinci sayfasında" anons edilen "Bu rezaleti kim kaldıracak" manşeti kanımı "buz gibi dondurdu!.." Hemen "haberi tıkladım"; o upuzun haberi "birkaç dakikada okudum"; sonra bir daha ve bir daha... Sporumuz adına, ülkemiz adına "tam bir utanç ve hicap balyozu altında" belki de yüzüm kıpkırmızı kala kaldım!.. "Ses bantları ve dinleme rezaletlerinin son yıllarda moda olduğu" ülkemizde, "bir çok kaset gören, dinleyen ya da kaset dökümlerini gazete manşetlerinde okuyan, TV ekranlarında izleyen" bir gazeteci olarak, üzülerek ifade etmem gerekir ki; şimdiye kadar sporumuzu, spor teşkilâtımızı, federasyonlarımızı, yöneticilerimizi, sporcularımızı, şampiyonlarımızı ve şampiyonluklarımızı, Avrupa ve Olimpiyat madalyalarımızı, kısacası her şeyi ama her şeyi böylesine "küçülten", böylesine "lekeleyen" bir kaseti duymadım, görmedim, okumadım! Tam bir şok içindeyim ve tüylerim diken diken!.. Halter başta "bir çok spor dalında" dopinglerin, şikelerin, menfaat ilişkilerinin, hatta tacizlerin olduğunu biliyor, dinliyor, yazıyor ve eleştiriyorduk! Amma... "Bir federasyon başkanının ağzından çıktığı yazılan" bunca açık, bunca çirkin ve "seviye" kelimesinden "nasibini almamış" yığınla cümle ve sözle ortaya konan "böylesine çirkefe bulaşmış" bir olaylar zincirinin yıllardır sürdürüldüğünü, doğrusu ya "bunca tecrübemize rağmen" tahmin etmemiz mümkün değildi! Haberi okurken, içimden hep "dua" ettim: "İnşallah doğru değildir... İnşallah kaset düzmecedir... İnşallah sahtecilik vardır... İnşallah... İnşallah... İnşallah..." Eğer "bu kaset doğru ise", eğer "bunca yıl" böylesine çirkin bir çark sporumuzun içinde dönmeye devam etmişse ve "bizler", hepimiz "bu çarkın işletilmesinden haberdar olmamışsak, olamamışsak" , ucundan kulağından duyduklarımızdan sonra üzerine gidip, bu "çirkin çarkı durduramamışsak", söyler misiniz bana, spor teşkilatı ile, federasyonlarımızla, spor medyamızla "görevimizi yaptık" diyebilecek bir vicdan rahatlığının içinde nasıl olabilecek, "birbirimizin yüzüne nasıl bakacak" ve Türk sporundaki "gelişmelerden, başarılardan nasıl söz edebilecektik?" Böylesine bir "adamsendecilik ve vurdumduymazlık içinde" sporumuzu "böylesine çirkin bir çarka teslim etmiş isek", hiç şaşırmayalım; elbette spor salonlarımızın ve spor sahalarımızın da "terör ve şiddet bataklığına boğazına kadar batmasından", mafyanın, şikenin futbolumuzda "at koşturmaya başlamasından" daha "normal bir şey" olabilir miydi?. Bakalım; "bu rezaletin sonu" nereye varacak? Bekleyelim ve görelim!..

UYARI: Küfür, hakaret, bir grup, ırk ya da kişiyi aşağılayan imalar içeren, inançlara saldıran yorumlar onaylanmamaktır. Türkçe imla kurallarına dikkat edilmeyen, büyük harflerle yazılan metinler dikkate alınmamaktadır.