Bu karar değişemez!

Sesli Dinle
A -
A +

“Türkiye Futbol Federasyonu “ligden çekilenler ile ilgili ‘hükmen mağlubiyet’ kararları alırken’ Fenerbahçe ve Galatasaray’ın menfaatini kolluyormuş!..”

 

Şimdi “Soralım bakalım; ‘böyle’ diyen Beşiktaş Başkanı ve yöneticilerine…

 

“Bugün kendi takımları Fenerbahçe veya Galatasaray’ın durumunda, Galatasaray ve Fenerbahçe de ‘çekilen takımlara karşı 5 puan kaybetmiş’ Beşiktaş’ın durumunda olsaydı” acaba “Federasyona karşı, böylesine bir mücadelenin öncülüğünü yaparlar mıydı?..” 

 

Mesela bugün sokaklarda, futbolla, sporla ilgili 10 kişiyi çevirip sorsak, acaba içlerinden “bir kişi” bile “Evet bu mücadeleyi yaparlardı” der mi?..

 

UEFA’nın “sadece altı takımın oynadıkları 10’ar maçlık grup maçları için koyduğu bir kararı, 19 takımlık ve her takımın 38 maç oynadığı bir lige ‘sezon ortasında’ monte etmek, doğrusu ya “hakkaniyetin h’si ile bile” bağdaşabilir mi?

 

Ayrıca “usul bakımından da bugün yapılacak itirazlar” Müsabaka Talimatı’nın ilgili maddelerine göre, “geçersiz” sayılacaktır. Zira talimatta “Federasyon kararları için ‘alınıp açıklandığı, tebliğ edildiği tarihten itibaren 7 gün içinde’ Tahkim Kuruluna başvurulması” gerektiği açık açık yazılmaktadır. Ayrıca, “Kulüpler Birliği Vakfı” gibi, hele hele “son yıllarda düştüğü acı durum ortada olan” birçok kulübün de arkasını döndüğü bu kuruluşun “karmakarışık olmuş kararları ile itiraza kalkışılmasının” da hiçbir ağırlık ve değer taşıyamayacağı da ortada değil midir?..

 

Oradan ne karar gelirse gelsin; bu itirazın “şu veya bu taraftan gelen baskı ve zorlamalar ile ve de dahası, üzerine de ‘şaibe’ etiketi” yapışmış” olmayacak mıdır?

 

Mehmet Büyükekşi Federasyonunun “verdiği ve uyguladığı kararı değiştireceğini” hiç sanmıyorum. Doğrusu da budur!.. İtirazcılar, “UEFA’ya başvurma komikliğini” gösterirlerse “bu başvurunun neden komik olduğunu, oradan gelecek cevap” ortaya koyacaktır!..

Gerçeği yazanlar var

Ben birkaç gün geç kalmışım dünkü “Vurun abalıya yorumculuğu” yazısını yazmakta… 

 

Gülengül Altınsay çarşamba günü yazmış; üstelik “Türk futbolunun ‘tersine gelişimini’ ve sebepleri de yazarak. Diyor ki:

 

“Hırvatistan Millî Takımı’nın hocası Dalic 2-0’lık Türkiye galibiyetinden önce ‘Biz 3,5 milyonluk ülkeyiz, siz 80 milyonluk ülkesiniz. Bizim oyuncu çıkarma ihtimalimiz daha az. Ama biz son Dünya Kupası’nda üçüncü olduk. Bunun nedenini kendinize sorun’ dedi. Biz ise kendimize hiç soru sormadığımız gibi her başarısızlığın ardından büyük hayrete düşüyoruz. Ve hemen en kolaycı yola giriyor tüm suçu teknik direktöre atıyoruz. Sonra da neden o oyuncu değil de bu oyuncu oynadı tartışmalarına gömülüyoruz. Yani sorunlara hiçbir köklü çözüm getirmeyecek olan tartışmalara.

 

…Millî takımda Lucescu ile başlayan yeniden yapılanma nasıl da hemen sekteye uğratılmış, nasıl bahaneler üretilmiş, insanların kafaları nasıl karıştırılmıştı anımsayalım. Çünkü istenen köklü değişimler ve futbolun düzlüğe çıkması değildi ki. Hele hoca yabancıysa vurun abalıya. Baksanıza Fenerbahçe’de Jesus gibi bir teknik direktör bile tartışılıyor. Sanki asıl mesele teknik direktörmüş gibi. Ve şimdi Kuntz da topun ağzında. Üstelik şu olumsuz koşullarda dünya üçüncüsüne karşı iyi oynamamıza rağmen yenildiğimiz için…”
Teşekkürler Gülengül Altınsay…

Bugün ve yarın…

Nefes nefese hâle gelen şampiyonluk yarışında iki gün ve iki maç…

 

Bugün Galatasaray puan cetvelinde dördüncü durumda olan Adana Demirspor’la, yarın Fenerbahçe lig üçüncüsü Beşiktaş’la “kendi statlarında” karşılaşacak…

 

Hele ki “hükmen yenilgi kararı kapışması” devam ederken “Süper Lig’in zirvesini sarsacak” iki maç… Bugünkü maç “hangi sonuçla biterse bitsin”, yarınki maçın önemi kat be kat artacak. 

 

“Üst üste böyle iki gün” yıllardır yaşanmamıştı; “sahada hak edenler” kazansın!..

Bu cezaların asıl sorumluları!

Ey Profesyonel Futbol Disiplin ve Tahkim Kurullarının üyeleri; iftihar edin!..

 

UEFA liglerinde “aynı haftada ‘statlarında cezalık gelişmeler yaşanan ve ceza alan’ üç kulübe sahip” tek ülke olduk… 
Fenerbahçe’miz (Para cezası ve bir sonraki maçta en az 5.000 koltuk kapama) ile… Sivasspor’umuz (1 maç seyircisiz oynama, bir oyuncumuza 3 maç oynamama ve para cezası) ile… Trabzonspor’umuz (Para cezası) ile cezalandırıldı. Sizler hâlâ “İş olsun, torba dolsun ve nabza göre şerbet cezaları” verin… Dahası, onlarda bile “indirimlere devam” edin… Ve de, UEFA cezalarına yollar açın!..

Şaka!..

Sen misin geçen hafta cumartesi günü Uluçmarket’in “Şaka” bölümünde A Millî Takım ve Anadolu Efes’in koçu Ataman’a ‘Atamayan’ oldu” diye yazan…

 

Art arda  Olimpia Milano ve Virtus Bologna maçlarında müthiş iki galibiyet ve “Küllerinden yeniden doğuş!..”

 

Ne var ki, bundan sonraki maç “Nefes nefese ilk 8 için (play-off) mücadele eden” Fenerbahçe ile…  Bizleri “yardan mı, serden mi” sorusu ile baş başa bıraktın!..

UYARI: Küfür, hakaret, bir grup, ırk ya da kişiyi aşağılayan imalar içeren, inançlara saldıran yorumlar onaylanmamaktır. Türkçe imla kurallarına dikkat edilmeyen, büyük harflerle yazılan metinler dikkate alınmamaktadır.