Bu ne ödleklik?

Garip bir olayla karşı karşıyayız!.. Bir teknik direktör var; devamlı ama devamlı mazeret üretiyor, bahane üretiyor, negatif düşünce üretiyor, camiasını, taraftarını, oyuncusunu, yöneticisini "korkuya, endişeye itecek" açıklamalar üretiyor; üretiyor da üretiyor!.. İnsaf... Bir defa da çık, Fatih Terim, Mustafa Denizli gibi, de ki; "Benim takımım büyük takımdır..Sakatı da, cezalısı da olsa eksiği olmayan bir takım gibi sahaya çıkar oynar ve yener!.. Benim takımım büyük takımdır, saha çamur da olsa, balçık da olsa, kar da olsa, toz da olsa, tarla da olsa çıkar, oynar ve galip gelir!.." Nerdeee o yürek? Varsa yoksa; "Aman şu sakat, ben ne yapacağım? Aman bu cezalı, şimdi onun yerine kimi oynatacağım? Zemin kötü, benim takımım şimdi nasıl oynayacak?.. O maçtan geldik, iyice yorgunuz, bu maça gideceğiz, ne olacak şimdi" gibi iki yıldır bitmeyen, tükenmeyen bir "gerilim ve ödleklik" dizisi!.. Bu hafta sonunda da, İstanbulspor'la, İstanbulspor'un sahasında maçı var ya; daha Pazartesi'nden itibaren mızmızlanmaya başladı; "O saha çok kötü... O zemin çok kötü... Ne yapacağız acaba? Gidip görsem mi, tedbir alsam mı? Alacağım ama nasıl?" Onun mızmızlığını, futbolsal ödlekliğini bilmesek, rahatlıkla diyebilirdik ki; "Rakip takıma moral vermekle, kendi takımının da moralini bozmakla mı görevlisin, be hocam?" İnsaf... Sanki o sahaya giden ilk ve tek takım Galatasaray!.. İnsaf... Sanki o sahada hiçbir takım galibiyet almadı, alamadı!.. İnsaf... Sanki Galatasaray ilk defa o sahada oynayacak!.. İnsaf... Sanki Galatasaray ilk defa o sahada galip gelmek için oynayacak!.. İnsaf... Sanki Ali Sami Yen Stadı'nın zemini, o sahanın zemininden daha iyi!.. İnsaf... Sanki o çok kötü Ali Sami Yen Stadı'nın zemininde 15 maçta, 15 galibiyet alan takım Galatasaray değil!.. "Futbolcuların ağabeyi" de, "hayranı olduğu hocanın ağzı" ile konuşmuyor mu, insanın "yazıklar olsun sana da" diyeceği geliyor!. Lucescu - Albayrak ikilisine, bence Fenerbahçe ve Beşiktaş "özel prim çıkarmalı!.." Zira, Galatasaraylı futbolcuların morallerini böylesine bozan ve onların sinirlerini germek için böylesine özel çaba gösteren bir ikiliyi, bütün dünyada "Diyojen'in feneri ile arasalar", imkanı yok, bulamazlardı!.. Bilmem haksız mıyım?