Aslında çoğunlukla önümüze konan "saptırılmış hedefleri" tartışıyoruz ve elbette bu tartışmaların "sorunları çözmede" hiçbir faydası olmuyor, aksine sorunlar git gide büyüyor ve çözülmez hâle geliyor!.. Ve işlerin bu hâllere gelmesinde, "dibek döğücülerinin hınk deyicileri" de önemli roller alıyor!.. "Genelleme" ile yaptığım bu birkaç satırlık özetin son örneği ortada; haftalardır durmadan tartıştığımız ve tartışma sürdükçe büyüttüğümüz, dahası "çözülemediği için" de "hem kurumsal, hem kişisel zararın büyüdüğünü" gördüğümüz bir örnek bu; "Alex mi haklı, Aykut Kocaman mı?.." Bu sorunun cevabının "Yumurta mı tavuktan, tavuk mu yumurtadan çıkmıştır" sorusunun cevabından pek farkının olmayacağını hâlâ anlayamıyoruz, göremiyoruz!.. "Aykut Kocaman haklıdır" diyenler de, "Alex haklı" diyenler de, "kendilerinin haklı olduğunu anlatmak için" bin dereden su getirebilirler, nitekim getiriyorlar da!.. Bu tartışmanın, "Fenerbahçe'nin Spartak Moskova'ya elenmesiyle daha da büyüyeceği" ve "açılmış yaraları" daha da derinleştireceği ortada; zira "büyüyen" problem, "Azizsilin pansumanı" ile çözüşemeyecek hâle geldi!.. Aziz Yıldırım / Aykut Kocaman / Alex üçgeni içinde yapılan "üçlü hatalar", yukarıda da yazdığım gibi, "dibek dövücülerin hınk deyicilerinin de kapışmaları yüzünden", problemi, içinden çıkılamaz bir noktaya getirmiştir; Allah Fenerbahçe camiasına ve taraftarına sabır versin!.. Yukarıdan beri yazdıklarımı, neden yazdım?.. Zira, "asıl sebep" saptırılmıştır ve hedef olarak ortaya "Aykut Kocaman ile Alex" bırakılmış; herkes bu iki "küçük A" ile uğraşırken, asıl tartışılması gereken "büyük A" ramp ışıklarının dışarısına çıkarılmıştır!.. "Büyük A", mesela iki sezondur herkesin tartıştığı "Şike sürecinin" de, mesela "Fenerbahçe'nin Şampiyonlar Ligi'ne gidememesinin" de, "Alex - Aykut Kocaman kapışmasının bu hâle gelmesinin" de, asıl sorumlusudur; "Büyük A"; Aziz Yıldırım'dır!.. Zira, Aziz Başkan'ın "başkanlık sürecinin yarısından itibaren", sarı-lâcivertli kulüpte, "kulübün anayasası durumunda olan" Fenerbahçe Tüzüğü, "sadece Başkan'ın isteklerinin gerçekleştirilmesi ve yerine getirilmesi gerektiğinde" başvurulan "gölge" bir tüzük hâline gelmiş; o tüzüğün yerine, adeta "yazılı olmaması" ile "Amerikan Anayasası'na benzeyen", bir "görünmez tüzük" yürürlüğe konmuştur: "Uygulamalar göstermiştir" ki, bu tüzük "5" maddeliktir: 1 - Başkan haklıdır!.. 2 - Başkan'ın haklı olmadığı zamanlarda da "Birinci Madde" işler!.. 3 - Kulüpte "her şey" Başkan'dan sorulur ve kararları Başkan verir!.. 4 - Bu üç maddeyi kabul etmeyenler, kulüpte yöneticilik / üyelik / hocalık / sporculuk yapamazlar, yönetici, üye, hoca ve sporcu olarak kalamazlar!.. 5 - Fenerbahçe medyası da bu "görünmez" tüzüğe uymak zorundadır, uymayanlar "aforoz" edilir!.. İşte, Fenerbahçe'de "asıl tartışılması gereken" bu tablodur; bu tablo değiştirilemediği sürece, ramp ışıklarına çıkartılan günlük / haftalık / aylık / yıllık "saptırmış hedefler" üzerindeki tartışmalar bitmeyecek, "biri bittiğinde, öteki başlayacak" ve "asıl tartışılması gereken" bu tablo, hep "kırmızı ışık" ile örtülerek, gözlerden uzak tutulacaktır!.. Noktayı "güne uygun olarak" koyayım; bana göre "Alex haksız", zira "Aykut Hoca'nın aksine, görünmeyen tüzüğe uymamaya başladı"; 4. Madde'ye göre, "yakında gitti, gider!.."