Büyük iş başardık!..

A -
A +

İlk etap tamam!.. Sıra, baraj etabında!.. Rakibimiz Norveç - Slovakya veya İsviçre olacak!.. Fark etmez artık!.. Bu üçlünün üçünü de yenemeyeceksek, Dünya Kupası finallerinde işimiz ne?.. "Neden Ersun Yanal gönderildi, Fatih Terim geldi" sorusunu sora sora, Terim'i de, Milli Takım'ı da "yıpratmak için" bilerek ya da bilmeyerek yarışa çıkanlar, sonunda "fena hâlde" mahcup oldular!.. Federasyon, "teknik adam değişikliğinde, biraz erken uyanabilse", Türkiye "belki de grup birincisi olacak" ve baraja bile kalmayacaktı!.. Kendisine "Türk futbolunun modern gladyatörü" diyen bir teknik adamın, hayallerle dolu ama gerçekler söz konusu olunca "sınırlanmış ve küçülmüş" futbol dünyasına, "dışarıdan yapılan müdahaleler ve yönlendirmeler" sonucu, Türk Milli Takımı'nı "gerçek" Türk Milli Takımı yapacak "değerlerinden mahrum bırakması" ile karanlık bir tünele giren ay - yıldızlı ekip, Terim'in "önemli fırça darbeleri" ile aydınlığa çıkıverdi!.. Ve "Terim'in başarılı olamayacağını" zannedenlerin, daha da önemlisi bekleyenlerin de "hevesleri kursaklarında kaldı!.." Görülüyor ki, grupta "ilk iki sıra için rakiplerimiz olan" Danimarka - Yunanistan ve Ukrayna'dan "4 maçta" bir galibiyet çıkaramayan, "sadece bir gol atabilen" Ukrayna'ya İstanbul'da yenilen, Gürcistan'ı Trabzon'da yenemeyen bir teknik adamı, "bunca zaman" iş başında tutan bir Federasyon ne kadar eleştirilmeyi hak etmişse, "Dere geçilirken at değiştirilir mi, Ersun Yanal sonuna kadar kalmalıydı" diyen, diyebilen "yazar - çizer ve yorumcu" takımı da o kadar eleştirilmeyi hak etti! Zira, ortada "futbolun, sporun gereği olan" mantık yoktu; "kompleksler, kulüp gözlükleri, kişisel antipatiler" ve ondan da öte, "Ben bilirim, dediğim dediktir" inadı vardı! "Tecrübeli, bilgili" ve daha da önemlisi "Ne yaptığını bilen" bir teknik adamın, "bunca olumsuz şarta rağmen", inanılmazı gerçekleştirmesi, doğrusu ya şansın da, "ilâhi" adaletin de kimden yana olduğunu ortaya koydu! "Dedikodular, iddialar, çatışmalar, tartışmalar içinde" kala kalmış bir Milli Takım'ı, "bunca kısa zamanda, bunca sakata ve cezalıya rağmen", herkesin şaşkın bakışları arasında "kendi takımlarında bile oynatılmayan, ilk 11'e alınmayan" ya da Ersun Yanal'ın "tümüyle Milli Takım'dan sildiği" dört - beş oyucu ile takviye edip sahaya süren Terim'i alkışlamamak mümkün değil! Hatırlayalım, daha 3 - 5 ay önce "Hakan Şükür'lü, Alpay'lı, Tümer'li, Selçuk'lu, Volkan'lı bir Milli Takım düşünmek" ve "böyle bir takımın gruptan çıkabileceğine inanmak" mümkün müydü?.. Ersun Yanal'ın Milli Takımı'nın, Tiran'da "böyle oynayan ve mücadele eden" Arnavut Milli Takımı'nı, "bu stres altında" yenmesi mümkün müydü?.. "Stres altında" nasıl ezildiğini ekranlarda "kaç defa" yakından gördüğümüz bir "tecrübesiz" hocanın, "Türk Milli Takımı'nı, bugünkü noktaya getirmesi" mümkün müydü?.. Bunları neden yazıyorum?.. Hâlâ, işin daha başında "Hedefimiz elbette 3 maçta 9 puandır ama şartlar normal sürerse 7 puanla da gruptan çıkarız" diyen ve Danimarka maçında "uzatmalarda yenilen talihsiz gole rağmen" bunu gerçekleştiren Fatih Terim'in "selefi ile farkını" anlamayanlar, anlamak istemeyenler var da, ondan! "Bazı" okuyucularım "durup dinlenmeden" soruyorlar: "Sen değil miydin bir zamanlar Fatih Terim'i yerden yere vuran, şimdi neler yazıyorsun?.." Gülüyorum!.. Bugün de Terim "yanlış yapsa, hata yapsa" ve bu yanlışlarında, hatalarında "inat ve ısrar" etse, gene "en ağır şekilde eleştireceğimden" kimsenin şüphesi olmasın!.. Yarın Ersun Yanal "iyi işler yapar"; onun da hakkını, hem de bol bol veririz!.. Onun "Milli Takım'ın başına getirilmesi için yazdıklarımız" ne çabuk unutuldu?.. Biz, "kişilerden yana değil", spordan, futboldan yanayız, Milli Takım'dan yanayız!.. Bizden, iyi işler yapan alkış, hatalar yapan da nasibini alır!.. İşte, bu kadar basit!..

UYARI: Küfür, hakaret, bir grup, ırk ya da kişiyi aşağılayan imalar içeren, inançlara saldıran yorumlar onaylanmamaktır. Türkçe imla kurallarına dikkat edilmeyen, büyük harflerle yazılan metinler dikkate alınmamaktadır.