Çakır ve Dereli!..

A -
A +

Son aylarda "futbolumuz adına" çok "olumsuz", çok "acı" olaylarla karşılaştık; doğrusu "futbol ufkumuz karardı"; umutlarımızda "kırılma anları" çok oldu!.. İşte bu "koyu gri" havada, birden bire "içimizi sımsıcak ısıtan" bir güneş pırıltısı bulutları deldi ve ışıkları, gazetelerimizin sayfalarına, TV'lerimizin, bilgisayarlarımızın ekranlarına düşüverdi!.. UEFA, "bir hakemimizi 1. kategori hakemler listesine almıştı"; kutlarım sevgili Cüneyt Çakır!.. Hak etmiştin, aldın; "böyle gidersen", kim bilir belki de "TOP - 10" listesine de gireceksin; neden olmasın?.. Çakır, son yıllarda "en sempati duyduğum" hakemlerden biri, dahası "birincisi" idi!.. Sevgili Ömer Faruk Ünal'ın deyimi ile "talimatlarda ne yazıyorsa, o yazanlardan anladıklarını, düdüğünün sesi ile sahaya yansıtan" bir hakemdi!.. Ben de "dahasını" yazayım: 54 yıllık spor yazarlığı hayatımda "böyle" çok hakem gördüm, ama "sonradan" baskılardan, eleştirilerden bıkarak, "şu veya bu mazeretin ya da bahanenin ardına sığınıp", düdüklerini "talimatlara göre değil, saha dışı etkenlere bağımlı olarak çalan" hakemlere dönüşmüştü çoğu, hem de "çok büyük" çoğunluğu!.. Cüneyt Çakır "öyle yapmadı"; eleştiriler, baskılar "onun düdüğüne hemen hemen hiç tesir etmedi"; eyyamcı Merkez Hakem Kurulu yöneticilerinin "dış baskılara boyun eğerek" ona verdikleri "dinlendirme" cezalarını bile sineye çekti, ama "Ben bildiğimden, doğrularımdan ve talimatların yazdığından şaşmam" dedi ve direndi; işte ödülü; şimdi UEFA'nın gözdeleri arasına girdi!.. "Cüneyt Çakır", ilerlemek isteyen "bütün hakemlerimize" örnek olmalı; "tutacakları yolu" gösterdi onlara!.. Artık "mavi boncukçu" federasyonlar ve MHK'lar da "açılan bu yolu" zor kapatırlar!.. Hata da yapsa, ki yapacaktır, yanlış da yapsa, ki yapacaktır; hakemler "talimatta ne yazıyorsa" ve "doğru çaldıklarına inanıyorlarsa", işte "o düdüğü, kime karşı olursa olsun, hangi takımın aleyhine olursa olsun", çalmalıdırlar!.. Türk Futbolu'nun sahibi Mahmut Özgener değildir, Türk Futbol Hakemliği'nin sahibi Oğuz Sarvan değildir, Türk Futbol Kulüpleri'nin sahibi Aziz Yıldırım değildir; onlar "Türk Futbolu adına, Türk Futbolu'nu yöneten bugünün taşeronlarıdır"; bugün varlar, yarın yoklar!.. Kalıcı olan Türk Futbolu'dur ve Türk Futbolu'nun sahibi de odur!.. Hakemlerimiz iyi bilmelidir ki, "eyyam düdüğü", belki bugünü kurtarır ama "bütün bir gelecek" Cüneyt Çakır'ların düdüklerindedir!.. "Eyyamcılar" tarafından "kenara itilen" hakemlerimiz de üzülmesinler; bugünler geçecektir!.. Cüneyt Çakır'ın başarısına sevinirken, üzücü bir haber peşinden geldi!.. "Düne kadar" FIFA'nın ve UEFA'nın "en gözde Türk hakemi" konumunda olan Selçuk Dereli "hakemliği bıraktığını" açıkladı!.. Biliyorum, "birçok hakem" ve de "eski" hakem, şimdi diyeceklerdir ki; "Kendi etti, kendi buldu, iyi oldu, oh oldu!.." Hayır, ben öyle düşünmüyorum, evet "hataları oldu"; hem hakemlikte hem de "Hakemler Derneği" başkanlığında; üstelik zaman zaman "çok" da oldu!.. Ama, beni üzen, onun bu kararında, "baskıların" ve adeta "terör estirerek" Merkez Hakem Kurullarını, Federasyonları etkileyenlerin baş rolü oynamasıdır; Dereli'nin bu kararını öğrendiklerinde ellerini ovuşturarak sevinmişlerdir; "İşte bitirdik onu!.." Ne yazık ki, "Hakemliğimizi vesayetten kurtaracağız" iddiası ve sözü ile işbaşı yapan "Mahmut Özgener - Oğuz Sarvan ikilisi", bildik ve tanıdık "vasilerin baskısı" sonucunda, Selçuk Dereli'nin "son mektubu" yazmasına adeta "yeşil ışık" yakmışlardır!.. Hakemliğimizin ve hakemleri yöneten "resmi" kuruluşların "ne hâlde olduğunu" gösteren hazin tablo!.. Bu karanlık ortamdan "çıkmayı başaran" Cüneyt Çakır'ı kutlamamak elde mi?..

UYARI: Küfür, hakaret, bir grup, ırk ya da kişiyi aşağılayan imalar içeren, inançlara saldıran yorumlar onaylanmamaktır. Türkçe imla kurallarına dikkat edilmeyen, büyük harflerle yazılan metinler dikkate alınmamaktadır.