Galatasaray'da başkanlığa aday olan Özhan Canaydın, "bu defa" kararlı ve "bu büyük kulübün başkanlığına lâyık olduğunu gösteren" adımlar atıyor. "İlkeler - amaçlar - hedefler" araştırması, toplantısı ve açıklaması, Türk futbolunda ve kulüplerinde pek görülmeyen bir uygulama idi ve alkışa lâyıktı. Ardından, "bu iddialı programı uygulayacak" kabineyi kurma çalışmalarına sıra geldi ve öğrenildi ki; Canaydın, Ali Dürüst ile beraber çalışacak!. İşte burada duralım ve birkaç parantez açalım: Ali Dürüst, elhak soyadına lâyık bir insandır, iyi bir Galatasaraylı'dır, çağdaş, yeniliğe ve gelişime açık beyefendi kişiliği ile hatta "ileride Galatasaray'a başkan olabilecek" bir kişidir; "er kişidir!." "Bazıları gibi" orası, burası oynamaz, adam satmaz, "beraber çalıştığı insanın" altını oymaz!. Ali Dürüst, "ağır şekilde eleştirdiğim" Faruk Süren yönetiminde bile "pırıl pırıl parladığını gördüğüm" bir görev adamıydı; inanıyorum ki, Canaydın "onunla çalışmaktan" mutluluk duyacaktır. Ali Dürüst, öylesine efendi insandır ki, bir dış gezide ve hatta yabancıların da bulunduğu bir yemekte kendisine "sizleri ben meşhur ettim" diyecek kadar komplekse düşmüş bir teknik direktöre, onu, takımı ve kulübü yaralamamak için, "hak ettiği cevabı" bile vermemiş, susmuştur. Özhan Canaydın, kabinesini "Ali Dürüst çıtasının altına düşürmeden" kurmalıdır. "Seçim kazanmak" için dağıtılacak her mavi boncuk, daha da açıkçası "kabinede verilecek her sandalye" Canaydın yönetiminin "zayıf karnı" olacaktır!. Demokrasilerde ve sandıklarda elbette "kazanmak" ve "kazanmak için uzlaşmak" vardır; ama bu, hiçbir zaman "taviz ve mavi boncuk" sınırına dayanmamalıdır!. Açtığım parantezlerden biri de "Faruk Süren'in aldığı pozisyon" ile ilgili olacak: Yıllarca beraber çalıştığı ve o süre içinde "kendini ortaya koyarak Süren'i sonuna kadar savunan ve risk ortaklığındaki sorumlulukları yüklenen" Mehmet Cansun için son açıklamaları hazindir ve Süren'in "nasıl bir yönetim zihniyetine sahip olduğunu" çok iyi göstermektedir. Böyle bir zihniyetin, "Canaydın'ı destekleyeceği" açıklamasının üzerinde ciddiyetle durulmalıdır. Eğer bu destek, "sadece Damat-ı Şehriyâri'nin Canaydın kabinesine girmesi için veriliyorsa" mesele yok; Burak Elmas da Galatasaray'a uzun yıllar hizmet edecek genç ve güvenilir bir kulüp üyesidir. Yok, "bu destek" yeni yönetim ile beraber ortaya çıkabilecek bir "hesap sorma ihtimalini ortadan kaldırmak" için veriliyorsa; Süren'in desteğinden dolayı gelebilecek oylar, Canaydın ve kabinesi için öyle bir diyet haline gelir ki, bunun sonu, Ömer Seyfettin'in ünlü "Diyet" hikayesinde yazılıdır!. Şimdiden hatırlatırım!.