Canaydın dönemi!..

Galatasaray Genel Kurulu, Kulübün tarihinde yeni ve beyaz bir sayfa açtı. Bu sayfanın hem Galatasaray, hem de Türk sporu için hayırlı ve uğurlu olmasını dileriz. Canaydın, bundan iki yıl önce "son dakikada" başkan adaylığından çekilmese, belki de Galatasaray Kulübü, bugün içine düştüğü sıkıntı ve sorunların büyük bir bölümünden kurtulmuş olacak, "futbol takımının inşa ettiği başarı gökdeleninin temelleri de sağlamlaştırılmış" bulunacaktı! Son andaki cayış "Galatasaray'a çok pahalıya mâl oldu" ve geçen iki yıl içinde problemlerin çığ gibi büyümüş olması, yeni yönetimin işini çok zorlaştırdı. Ne var ki, "düne göre geç ama yarına göre erken" dersek, Canaydın ve arkadaşlarının "kulübü hem mali ve idari, hem de sportif açıdan yeniden yapılandırma dönemi" sanıyorum, seçim sandığına atılan oyların sonuncusunun sayılmasıyla başlamış oldu! Öncelikle ve açıkça belirtmem gerekir ki, "Canaydın kabinesi", Galatasaray'ın son yıllarda bir araya getirdiği "en iyi yönetim kadrosudur!.." Erman Toroğlu gibi "Galatasaray düşmanlarının daha ilk günden abuk sabuk ve anlamsız eleştirilerle" ortaya çıkmaları da, zaten "bu kabinenin neler yapabileceğini çok iyi görmelerindendir!.. Galatasaray yıllardan beri "ilk defa", para konusunda sorunu olmayacak ve "mali durumu kulübün gündeminde çok arkalara itebilecek" bir yönetime kavuşmuştur. "Para... Para..." diyerek, kulübü "borçtan, faizden, icradan, hacizden başka hiç bir şeyin konuşulamadığı ya da düşünülemediği hale düşüren" Faruk Süren - Mehmet Cansun ikilisinin ve yönetimlerinin "tahribat izlerinin ortadan kaldırılması" elbette ki zaman alacaktır. Ama bu zamanın da son derece makûl bir süreç içinde ve Galatasaray camiasına fark ettirilmeden tamamlanacağı ortadadır ve "bu kadro bunu yapacak bir potansiyele sahiptir." Galatasaraylılar artık şuna emin olabilirler; "her konuyu cesaretle ve açıklıkla camiaya anlatacak ve yapamayacaklarını vaat etmeyecek bir yönetim iş başındadır." "Hayâli ve oy kazanmak için ortaya atılan proje ve vaatler dönemi" kapanmıştır. Şimdi "iş zamanıdır" ve Canaydın ile arkadaşları kolları sıvamış bulunmaktadır. Seçim öncesi "yapacağız" dedikleri projeler, bir bir hayata geçirilecektir. Galatasaray genel kurul üyeleri, yıllardan beri ilk defa "uykularından uyanmışlar" ve genel kurula gelecek, kulüplerine sahip çıkmışlardır. Mehmet Cansun'a "çok anlamlı bir şekilde" teşekkür edilirken, Divan Kurulu'na da bir başka anlamlı mesaj gönderilmiştir: "Bu kurulun yıllardır taraflı davranan başkanı ve yönetimi" de yerini "açılan yeni ve beyaz sayfaya uygun bir başkan ve yönetime bırakmalıdır!.." Duygun Yarsuvat, "Süren'in ve Cansun'un yanında fanatik bir taraftar gibi yer alırken", hem kendisine olan güveni azaltmış, hem de yıpranmıştır. Ondan beklenen "istifa ederek", yerini "yeni yönetimle uyumlu çalışacak" bir başkana bırakmasıdır!. Geliyoruz, bir başka önemli konuya: Bu yönetim, Galatasaray'ın son 4-5 yıllık bütün idari ve mali işlemlerini "ciddi bir denetim kuruluşuna" kontrol ettirmelidir!. Ettirmelidir ki, "Galatasaray tarihinin en çok para kazanılan bir döneminde" nasıl böylesine bir borç batağına saplanıldığı detaylarıyla ortaya çıksın!. Çıksın ki, bundan sonra hiç bir yönetim, Galatasaray'ı "böyle bir duruma düşürecek sorumsuzlukları yapmasın!.." Kulübün maddi ve manevi itibarının "tarihinin en düşük seviyesine inmesine sebep olanlar" da , artık bu kulübün yönetiminde bir daha söz sahibi olamayacaklarını anlasınlar!. Elbette ki, Canaydın ve ekibinin "bu yönde bir adım atması" zordur, hem de çok zordur!.. Atmazlarsa da, "neden atmadıklarını" anlayışla karşılarız!.. "Galatasaray'da birlik ve beraberliği sağlamak" ilk görevleri ise, "geçmişe sünger çekeceklerdir!.." Ama "o zaman" da, geçmişin olumsuz tortularından şikayet edemezler ve "enkaz edebiyatı ile" mazeret üretme hakları da olamaz!.. Canaydın ve arkadaşlarına başarılar dilerim; "Galatasaray'da idari, mali ve futbol dışındaki şubeler için sportif kâbus dönemini bitirdikleri için de" onları kutlarım!..