Cavcav ve Üzülmez!..

A -
A +

Kimse alınmasın, gücenmesin; çok açık olarak ortaya çıktı ki, "futbolu bilmede ve yönetmede" Türkiye'nin ustası ve üstadı İlhan Cavcav'dır, ötekiler, yani hepimiz, kulüp başkanımızdan, yöneticimize, teknik direktörümüzden, futbol ulemamıza, spor yazarımızdan, futbol yorumcumuza kadar herkes, ama herkes "onun yanında ancak kalfa olabilir!.."
3 hocayı birkaç gün içinde "art arda kapının önüne bıraktığında", istisnasız hepimiz, ama hepimiz, onun için neler söylemiş, neler yazmış, nasıl yerden yere vurmuştuk, hatta içimizde işi "bunamaya kadar" götürenlerimiz olmuştu!..
İşin o faslı bile, "bizleri utandırmaya yeter" de, ben "asıl" başka bir konuya değineceğim!..
3 hocanın art arda kapının önüne konması günlerinde, "futbol camiamızın tüm akil adamları ve de ulema takımı arasında bir anket düzenlese idik" ve onlara sorsaydık ki; "Düşme tehlikesi yaşayan Gençlerbirliği'ne kim hoca olmalı?.."
Elinizi vicdanınıza koyarak cevap verin; "İbrahim Üzülmez" cevabını veren bir kişi çıkar mıydı?..
Buyurun, Mustafa Denizli'sinden, Mesut Bakkal'ına kadar "el üstünde tutulan" ve de  "Hoca aranıyor" haberlerine "hemen adları konulan" hocalar, hem de nasıl kadroların başına geldiler, ne yaptılar, ne yapıyorlar; İbrahim Üzülmez ne yaptı, ne yapıyor?..
17 maçta 13 puan toplayan ve ligin ilk yarısını "düşme hattında" 16'ncı bitiren  Gençlerbirliği'nde başa geçtiğinden beri 7 maçtan "içte / dışta 6'sını kazanarak" 18 puanı heybeye koydu ve 24'üncü haftada 31 puanla takımını 10'unculuğa oturttu!..
Bu hafta ona misafir olacak Galatasaray'a Allah kolaylık versin!..
İşte "o" 7 maçın tablosu; Rize'de 3-2'lik Rizespor, Ankara'da 1-0'lık Antalyaspor, İstanbul'da 1-0'lık  Kasımpaşa, Ankara'da 2-0'lık Bursaspor, (Sonra tek mağlubiyet İstanbul'da 1-0 ile Beşiktaş'a), Ankara'da 3-1'lik Akhisar Belediyespor, Kayseri'de 2-0'lık Kayserispor galibiyetleri!.. 
İlk teknik adamlık deneyimini PTT 1. Lig'de "namağlup bıraktığı" Elazığspor'da yaptıktan sonra Gençlerbirliği'ne gelen ve ikinci hocalık deneyimini "hem de Süper Lig'de yapan" İbrahim Üzülmez'in "sırrı ne?.."
Ben bugüne kadar, "bu sorunun cevabının arandığını" ve "genç hocanın ağzından alınarak" Ekranlara, spor sayfalarına getirildiğini görmedim ve duymadım. "Yazan ve de konuşan" arkadaşım varsa, ondan özür dilerim.
Soruyorum, "ulusal" spor basınımızı yöneten arkadaşlarıma, "Galatasaray'a gelecek hoca" ile ilgili "her günkü" palavralardan daha mı önemsiz; Üzülmez'in "inanılmazı" başarması?..
Bugüne kadar "bu istatistiğe ulaşmış" kaç hocamız var, Türkiye Süper Ligi'nde, kaç hocayı bıraktım, "bir başka örnek var mı" acaba?..
Bu soruların cevabı da "haber olamıyorsa" benim spor medyamda, yazıklar olsun, bin defa, on bin defa yazıklar olsun!..
Kutluyorum seni genç hocam, biliyorum mert adamsın, yürüdüğün yolda "zikzak yapmadan" devam et; nice başarılı ve uzun yıllara, sevgilerimle.

Şaka!..
Galatasaray Basketbol Takımı'nın koçu Ergin Ataman, Beyaz TV'de "Taraftarlardan mesajlar geliyor, daha önce de söylemiştim, eğitimini aldığım takdirde futbol antrenörlüğü de yaparım" dedikten sonra, "Galatasaray'ın başına geçer misiniz" sorusuna "Yooo, yeni sezon erken, ancak bir sezon bunun  eğitimini  aldıktan sonra olur" demiş!..
Aman hocam, sen bunca yıldır basketbol antrenörlüğünde "Sallabol'dan Basketbol'a geçemedin", bir sezonda "bunca" yılın birikimi, deneyimi, eğitimi ile ve de onca sertifika ve diploma sahibi olduktan sonra, Galatasaray'ı bıraktım, 1. Lig takımlarına ancak hoca olunabilirken, bir sezonda, Süper Lig'de hoca olunamayacağını bile düşünemeyen sen, nasıl olur da Galatasaray Futbol Takımı'nın başına geçersin?..
Herhalde şaka yaptın sevgili hocam, tam da işte buraya göre!..

Alkışlarla!..
Doğrusu Aziz Yıldırım'ı ve yönetimini, tabii hocaları, sporcuları, taraftarları ile beraber kutlamak gerek; futbolda da, basketbolda da, voleybolda da "keyiflerini tam edecek" bir başarılar dizisini hayata geçiriyorlar; Türkiye'de de, Avrupa'da da!..
Hele Avrupa Kupalarındaki başarıları, sadece "sarı-lacivert" sevdalılarını değil, elde  bayrak statlara salonlara koşan, TV başına oturan "Ay-yıldız sevdalılarını" da bayram ettiriyor!..
Güçlüler ve daha yükseği de hak ediyorlar; devam!..

İşbecer'in kellesi!..

"Bütün yollar Roma'ya çıkar" çağlardan atlayarak bugüne kadar gelen ünlü sözdür!..
Galatasaray'da da "son aylarda" bir başka söz yerleşiyor ve "Bütün gayretler Fatih İşbecer'in kellesini istemekte birleşiyor" galiba!.. 
Bu genç adam, "Galatasaray'ı bu duruma düşürenlerin peşine düştü"; bu genç adam, "Galatasaray Adası'nı, Suada yapan" hem de "Galatasaray'a üye olan", dahası Ünal Aysallarla, İnan Kıraçlarla kongre bahçelerinde kol kola poz veren işletmecinin "o adadan çıkarılmasının" peşine düştü. Bu genç adam, bugüne kadar "Galatasaray'da başkanlara bu yapılamaz, ibra etmemek kanuni yoldan hesap sormak Galatasaray'ın geleneklerine yakışmaz" palavralarıyla örtülen "akçeli hata ve yanlışların" peşine düştü, şimdi kellesi isteniyor!..
Galatasaray Başkanı Dursun Özbek'e "Seninle sorunumuz yok, sen kal, ama onu değiştir" mesajları gönderiliyor; "Hayır" derse, "kendisinin de gideceği" fısıldanıyor!..
"Son 10 yılın harcamalarını inceleyecek 'bağımsız bir denetleme kurumu' ile anlaşılmak üzere olunduğu, Suada saltanatını bitirecek yargı sürecinin sonuna gelindiği" bir sırada, "Fatih İşbecer'i feda et" baskısına Dursun Özbek'in ne kadar dayanacağını, yaşayıp göreceğiz!..
İşte Divan Kurulu'nda, kürsüden "Galatasaray'ın kaç dava ile başının dertte olduğu" hem de "3 rakamlı" sayılarla açıklandı. Hâlâ çıkıp deniyor ki; "Galatasaray'ı mahkemelere düşürürsek, ayıp olur, ibra edelim, hesap sormayalım!.."
Galatasaray'ı hem de yüzlerle ifade edilen sayılar kadar mahkemelere, dahası UEFA'larım malî disiplin kurullarına kadar düşürenleri, gırtlağa kadar borca batıranları, hayal bile edilemeyen gelirleri har vurup harman savuranları kanunların ve tüzüğün emrettiği şekilde hesap vermekten kurtaran bu "zavallı" bahaneyi "bitirmek için" sahneye çıkan Fatih İşbecer'in susturulması ve etkisizleştirilmesi için her şeyi deneyenlere bir sözüm var:
Ona değil, "Galatasaray'ın bir daha bu durumlara düşmemesi için yapılması gerekenin yapılmasına çalışan" zihniyete ve Galatasaray'a yazık ediyorsunuz; sizler nasıl Galatasaraylısınız?..

UYARI: Küfür, hakaret, bir grup, ırk ya da kişiyi aşağılayan imalar içeren, inançlara saldıran yorumlar onaylanmamaktır. Türkçe imla kurallarına dikkat edilmeyen, büyük harflerle yazılan metinler dikkate alınmamaktadır.