Cevap bekleyen sorular!..

A -
A +
Önce "bundan 15 gün önce" İstanbul'dan "basketsever" bir arkadaşımın telefonda söylediklerini aktarayım; "o gün" ona "Hadi canım sende" demiştim, bugün ise "Acaba" noktasına geldim!..
İşte "özetle" söylediği; "Federasyon, tribünlerden, olaylardan korkuyor. Galatasaray ile Fenerbahçe'yi erkekler ve kadınlar play-off'unda karşı karşıya getirmeyecekler. Galatasaray Erkek Takımı play off'a kalamayacak, Kadınlarda ise, Galatasaray'ın final yolundaki rakipleri hafif kalırsa, Fenerbahçe yarı finalde elenecek!.."
Basketbol salonlarında "son tablo, olayları, çok tartışılan hakem kararları ve maç sonuçları ile", arkadaşımın telefonda söylediklerini, hiç olmazsa "gidişata bakarsak" doğruluyor mu, acaba?..
Ben "bir şey" demiyorum, İstanbul'dan 800 kilometre öteden açıkça itiraf edeyim ki, "diyemiyorum", ya sizler ne dersiniz, benim "anlı ve de şanlı" basketbol yazar ve yorumcularım?..
***
Geliyoruz, Galatasaray'a ve sevgili hocamız Hamza Hamzaoğlu'na!..
Maçtan sonra, "ilk 60 dakikalık" felaket futbolun, art arda yapılan Yasin ve Bruma değişiklikleri ile "aydınlığa ve 3 puana dönüştürülmesindeki" kerameti anlatırken, özetle dedi ki; "Rakip takımın bekleri yorulsun diye 60 dakika bekleyip Yasin'i, 70 dakika bekleyip Bruma'yı oyuna almayı planlamıştık, bunu oyuncularıma da anlattım. Uyguladık, düşündüğümüz gibi oldu ve kazandık!.."
Vay canına sayın seyirciler, pardon okuyucular!..
Dünya "teknik adamlık sanatında yeni bir ufuk açıldı" galiba. Mesela, artık Real Madrid'in hocası Ronaldo'yu, Barcelona'nın hocası Messi'yi 60'ıncı dakikadan sonra, rakip defans yorulunca oyuna dahil etmeli; bakın attıkları gol sayısını nasıl artırıp, en kritik maçları nasıl kazandıracaklar, "onlar dinç, savunmacılar yorgunken!..."
"Acaba" diyorum, sevgili Hamza hocam, "Burak'ı da kulübede oturtup, 65'inci dakikada, rakip defans yorulunca oyuna soksaydın, o kaçırdığı gol fırsatlarının en az yarısını gol yapar mıydı? Neden maçın başında sahaya sürüp de dinç ve yorulmamış rakip defansın arasına attın, çocuğu, hem de sakatlıktan daha yeni çıkmışken?.."
Yoo, kusura bakma Hocam, "bu gerekçeye inanabilmem için", benim herhalde "en az senin kadar bu işin uzmanı olmam gerekiyor"; bak aradan kaç gün geçti, hâlâ "sözlerindeki hikmeti" anlayamadım, affet!..
Ben de saf saf düşünüyordum ki, "Hamza hoca, yanlışta inat ve ısrar ediyor"; halbuki "gerçek" tam tersi imiş; "Ben, Yasin ve Bruma'yı ilk 11'de sahaya sürmemesindeki sebebi bir türlü anlamamakta inat ve ısrar ediyormuşum"; tekrar özür dilerim!..
Kusura bakma ama, "benim kalın kafamın anlayamadığı bir şey" var hocam, senin mantığınla bağdaştıramadığım. Bir anlatır mısın bana, sakatlıktan tam çıkamamış, çıkmışsa bile "fizik gücü çok eksik" Melo'yu, rakibin bütün oyuncuları daha maçın başında "dipdinç ve fizik güçleri tam iken" neden ilk 11'de sahaya sürdün de, kulübede oturtup,  rakip oyuncuların yorulacakları 70'li dakikaları beklemedin?.. Maçın son yarım saatinde oyundan iyice düşen Melo, yorulmuş rakip önünde son 20 dakikada "dipdinç oyuna girse"  kim bilir neler yapardı, sahada?..
Anlayamadığım bir şey daha var; bakıyorum hemen hemen bütün Galatasaraylılar Hakan Balta ile Yasin'e dua ediyorlar, neden acaba, sevgili Hocam?..
Aklımı karıştıran son iki soru; Hocam; hiç mi düşünmedin, sen "rakip futbolcular yorulsunlar" diye beklerken, ya rakip bir gol bulsa, ki bulabilirdi, ne olurdu maçın sonucu? Dahası bu arada da ya sevgili Abdürrahim Albayrak hastanelik olsaydı?..
UYARI: Küfür, hakaret, bir grup, ırk ya da kişiyi aşağılayan imalar içeren, inançlara saldıran yorumlar onaylanmamaktır. Türkçe imla kurallarına dikkat edilmeyen, büyük harflerle yazılan metinler dikkate alınmamaktadır.