Çığ geliyor!..

A -
A +

Giovanni Dos Santos'u "işe yaramaz" diye gönderip, Avrupa'da "30 yaş üstü yeni maceralar arayan" yöneticileri gördükçe, Galatasaray'a acıyorum!.. Genç, "başarıya aç", yarını olan bir futbolcu olmaktan öteye, "meziyetleri çok olan" bir oyuncu idi; süratli, dikine oynayan, adam eksilten, şut atan, asist yapan, golü düşünen bir oyuncu; "ele avuca zor sığıyor" denilen cinsten!.. Yabancı bir ülkede, disiplini paspas eden ve bozuk para gibi futbolcu harcayan bir hocanın eline, o hoca sayesinde "darmadağın olmuş, birbiri yiyen" oyunculardan kurulu bir kadronun içine düştü; üstelik "futboldan epey uzak kaldıktan sonra gelmenin" bedelini ödedi; buna rağmen "biraz şanslı olsa idi"; oynadığı kısa dönemde, mesela Jo'nun iki misli gol atabilirdi; "takımdaki yabancıların çoğundan daha fazla göz doldurdu"; alışmaya başladığı bir sırada da "güle güle" dendi!.. "Dengeli ve ne yaptığını bilen" bir hocanın elinde, "bir sezon daha sarı-kırmızılı takımda kalsa" geldiği Avrupa'ya "çok daha parlak bir kariyerle dönebilir", Galatasaray'a da "çok para kazandırırdı"; ama Rijkaard onu da harcadı, yöneticiler de harcanmasına göz yumdu!.. Bu "sadece" bir örnek; böyle "onlarca" örnek var, son sezonlarda!.. Bu "acı" örneklerin sorumluları, Galatasaray tarafından "değiştirileceklerine" aksine "güçlendirilerek" iş başında tutuluyorlar; ne için?.. Futbolun başına getirilen Adnan Sezgin ile takımın başında bırakılan Rijkaard, "Galatasaray'ın 1905'den beri ayrıcalığı hâline gelen" ve başarılara damgasını vuran özelliğini, yani "takım ruhu" denilen "en önemli manevi değerini" sevgisizlik çölünde yok edeceklerini "göstere göstere" bugünlere geldiler; yeni mevsimde kime ümit verebilirler?.. Şimdi bir de sahneye Yiğit Şardan çıktı; geçen sezondaki sahtecilik olayına, "Galatasaray kulüp tarihinin en kara sayfalarından birine, basketbolun baş sorumlusu olarak imza atan" zat-ı muhterem!.. Başkan ve yönetim adına yaptığı açıklamalar gaflarla dolu ve de hepsini toplasan bir incir çekirdeğini doldurmayacak kadar yüzeysel; tam bir demagoji ve polemikler yumağı; Galatasaray Kulübü'ne yakışmayacak bir lâf çorbası!.. Adnan Polat - Adnan Sezgin - Yiğit Şardan troykasının yönetimindeki Galatasaray nereye gider; yanılmayı çok isterim ama, gene de söyleyeyim; bugünleri bile çok arayacağı günlere gider!.. Futbolcular tarafından sevilmeyen bir hoca, futbolcular tarafından hiç sevilmeyen bir sportif direktör; taraftarın da Rijkaard'a ve Adnan Sezgin'e futbolculardan daha fazla antipatisi var; peki "böyle bir sevgisizlik" ortamında ba şarı nasıl gelecek?.. "Yıllardır başarılı olamayan" ve bu yüzden "görevinden alınan" ve "geri hizmete verilen" bir CEO'yu, başarısız ve ekibi darmadağın eden bir genel müdürü, "yeni iş yılında tam yetki ile donatan" bir iş adamı olabilir mi?.. Ama, "başarılı bir iş adamı olan" Adnan Polat "holdinginde yapmayacağı, yapamayacağı" böylesine bir yönetim skandalının altına , "başkan olarak" Galatasaray'da imza atabiliyor; vah "büyük" Galatasaray vah!.. Galatasaray camiası biran önce uyanmalı; yoksa iş çığırından çıktı; giderek büyüyen bu çığın altında sadece Polat yönetimi değil, bütün bir Galatasaray kalır; "böyle giderse" kalacak da!..

UYARI: Küfür, hakaret, bir grup, ırk ya da kişiyi aşağılayan imalar içeren, inançlara saldıran yorumlar onaylanmamaktır. Türkçe imla kurallarına dikkat edilmeyen, büyük harflerle yazılan metinler dikkate alınmamaktadır.