Bugünkü yazımın başlığı "Yeni Sayfa" olacaktı!.. Evet, olacaktı ama olmadı; olamadı!.. Zira, Diyarbakırspor - Konyaspor maçının "yarım kalmasına yol açan" olaylar ve o olayların "TV'lerdeki görüntüleri", yazımın kendisini de, başlığını da değiştirdi!.. Türkiye - İsviçre maçından sonra gelişen "çirkin" olayların üstüne "bir şal örtecek" olan "yeni sayfa", bu gece Çeklerle yapılacak "hazırlık maçı" ile açılacaktı!.. Ne yazık ki, Diyarbakır'daki olaylar, "çirkin" görüntülere, "vahşet görüntüleri" de ekledi ve "yeni sayfam" açılamadı!.. Kimse, "suçlu ve de sorumlu" aramaya kalkmasın!.. Hepsi belli!.. Hükümetler... Bakanlar... Milletvekilleri... Valiler... Emniyet Müdürleri... Federasyonlar... Disiplin ve Tahkim Kurulları... Merkez Hakem Komiteleri... Kulüp başkan ve yöneticileri... Teknik direktörler... Futbolcular... Hakemler... Medya... Taraftarlar... Seyirciler... Özetle; hepimiz!.. Dehşet ve vahşet bile bile, göz göre göre geldi; hem de kaçıncı defa geldi!.. Kulüpçülük, şehircilik, bölgecilik, oy avcılığı, mavi boncuk şarlatanlığı bir taraftan, "Benden sonra tufan" zihniyeti öte taraftan, "reyting ve tiraj için her şey mubah" yarışı beri taraftan; kaldık ortada cascavlak: "FIFA'nın Tahkim Kurulu'na ve CAS Mahkemesi'ne hangi yüzle gideceğiz ve ne söyleyeceğiz?.." İftihar edebilirler; Meclislerden "Şiddeti önleme kanunları" çıkarıp da, aylardır bir maddesinin bile "ciddi olarak" uygulanmadığını gördükleri hâlde kıllarını kıpırdatmayanlar!.. İftihar edebilirler; bunca olay olduğu hâlde, "tedbir namına hiçbir şey yapmayanlar" ve ortaya sadece "O stada bu seyirci girmesin, bu stada şu seyirci gitmesin" yasaklarını koymaktan öteye hiçbir şey yapmayanlar, yapamayanlar!.. İftihar edebilirler; "Eften püften gerekçelerle" suçlulara "en az cezaları verenler" ve hatta "o cezaları bile çok görüp, indirenler, hatta zaman zaman tamamını kaldıranlar!.." İftihar edebilirler; her hafta hemen hemen 3 gece, TV ekranlarında saatlerce ve saatlerce "İleri al, geri al" emirleriyle infaz edip, hakaretler yağdırarak "Türkiye'nin en güvenilmez insanları" hâline getirip "ortada bıraktıkları" hakemleri, "her türlü baskıya ve komploya açık ve savunmasız kişiler" durumuna düşürenler!.. İftihar edebilirler; "Yıllardır reyting ve tiraj uğruna hakemler, TV ekranlarında ve spor sayfalarında bu hâle getirilirken ve tribünleri hakemlerin her düdüğünde patlamaya hazır bombaların doldurmasının yolu açılırken" seyreden RTÜK'ler, savcılar, hakimler ve medya üst yöneticileri!.. İftihar edebilirler; rakiplerini tahrik için her şeyi yapan kulüp başkanları, yöneticileri, teknik adamları ve onların medyadaki kalemşorları, sporu "spor olmaktan çıkarıp" tam bir düşmanlık arenası hâline getirenler!.. İftihar edebilirler; bunlara müsaade eden "mavi boncukçu" federasyonların saygıdeğer başkanları ve üyeleri!.. Şimdi kıyamet kopuyor; suçluluk ve sorumluluk, "ateşten bir top gibi", herkesin elini yakıyor ve "bu yüzden" ondan ona, ondan ona atılıp duruyor!.. Yooo, suçlu olmaktan ve sorumluluktan kimse kaçamaz!.. Suçlular açık ve belli; Hepimiz!.. Sorumlular açık ve belli: Hepimiz!.. "Yeni" sayfa mı; hadi canım!.. Bize, "eski ve kapkara olmuş sayfa" bile çok!.. Çekleri yensek ne olur, yenmesek ne olur?.. Bu "kir" çıkar mı?.. Ve bir soru daha: "Diyarbakır'da olanlar", eğer "İsviçre maçında olsaydı ve karşılaşma da yarım kalsaydı", FIFA Disiplin Kurulu acaba "ne ceza" verirdi?.. "İşte" meselenin özü burada!.. Bizde, sporda şiddetin "ahvali adiye hâline gelmesinin şifresi" de burada!.. Bilmem ki, hâlâ anlamamakta ısrar edecek miyiz?..