Çirkin adamlar

A -
A +

Pazartesi gecesi misafirlerim vardı. Müzik dinliyor, sohbet ediyor, eğleniyorduk! Gecenin ilerlemiş saatlerinde biri cep, diğeri normal telefonumdan iki okuyucum aradı. İkisinin de dertleri aynıydı: "Falanca kanalda, filânca ve falancayı dinliyor musunuz? Taraftarları tahrik etmek için, kulüpleri birbirine düşürmek için ne gerekirse yapıyorlar!.." "Dün gece filânca kanal tam bir rezaletti, sanki büyük kulüplerin maaşlı personeliymiş gibi hareket eden, söz söyleyen programcılar var, spor yazarları var. Bu gece ise falanca kanal ile, filânca kanal arasında durmadan gidip geliyorum, aynı zihniyetteki insanlar, sporu sporluktan çıkarmak için ellerinden geleni yapıyorlar." Tabii, okuyucularımın "filânca ve falanca kanal" ya da "filânca veya falanca spor yazarı, program sunucusu" diyerek şikâyet ettikleri ekranları ve kişileri "adlarıyla, sanlarıyla söylediklerini" anladınız! Ben "isim yazmıyorum!" Okuyucularıma dedim ki: "Ben artık o tip programları seyretmiyorum ve son derece keyifliyim. Tavsiyem sizlerin de seyretmemesidir." O ekranlar ve o kişiler, geçen hafta Trabzon'da "kan döken gözü dönmüşleri" tahrik eden mekanizmanın zavallı dişlileridir! İçlerinde "ard arda 3-4 cümleyi doğru - dürüst söyleyemeyen, hele hele yazmayı hiç bilmeyenler vardır. Her hafta aynı şeyleri söylerler, her hafta aynı şeyleri yazarlar!" Suç onlarda değil, onları ekranlara çıkaranlarda, onlara sayfalarda yer verenlerdedir!.. "Bu tipler", o tip ekranlardan, o tip sütunlardan ve sayfalardan "temizlenmedikçe", stadlarda ve sokaklarda "vahşet giderek büyüyecektir!" Reyting ve tiraj uğruna "kitleleri birbirine karşı tahrik etmek için" ellerinden geleni artlarına koymayanlara karşı "yapılacak tek şey, var olan yasaları ve mekanizmaları işletmektir!" RTÜK, "resmen ve alenen uyuyor!" Kardeşi kardeşe düşürmek için "birer kin ve intikam yanardağı gibi püsküren" sözde gazeteci, sözde kulüp yöneticisi, sözde ekran prgramcısı, sözde spor sayfası sorumlusu, sözde futbol ve hakem yorumcusu diye karşımızda arz-ı endam eden "bu tipler", futbolu da, sporu da, sporculuğu da yok ediyorlar! Türkiye Spor Yazarları Derneği'nin bildirisine rağmen, akılları başlarına gelmemiş olan "bu fanatizm eyyamcılarına gereken dersin hemen verilmemesi halinde", meydana gelebilecek olayların yanında "Trabzon'daki görüntüler" çok masum kalacaktır! Okuyucum diyor ki: "Filânca 'gazeteciyim' diyor ama, tuttuğu takımın amigoluğunu yapmaktan utanmıyor!" Çok doğru söylüyor! O bahsettiği "filâncayı tanırım!" Bilinmelidir ki; "Eğer o gazeteci ise, ben gazeteci değilim! O değil gazeteci olarak, insan olarak bile ekranlara çıkarılmaya lâyık bir adam değildir!" Bilinmelidir ki; "O ve benzerleri ekraları da, spor sayfalarını da kirletiyorlar!" Benim üzüldüğüm "Gerçek bazı gazetecilerin ve spor yazarlarının onlarla aynı masalara oturmaları ve aynı ekranlara çıkmaları!" Çok ama çok yazık!..

UYARI: Küfür, hakaret, bir grup, ırk ya da kişiyi aşağılayan imalar içeren, inançlara saldıran yorumlar onaylanmamaktır. Türkçe imla kurallarına dikkat edilmeyen, büyük harflerle yazılan metinler dikkate alınmamaktadır.