Çirkin ve Güzel!..

A -
A +

Yapışmışlar koltuklarına, bırakmıyorlar, dahası ve asıl "üzücü olanı", bıraktırılmıyorlar; oh ne âlâ!.. "Normal bir insan", bu hazretler hakkında ortaya atılan iddiaların, yazılan haberlerin, yapılan yorumların 10'da biri ile muhatap olsa, sokağa çıkamaz, ellerin yüzüne bakamaz, ama "onlar için" vız geliyor, tırıs gidiyor!.. Şu "ülkemizin en çok rağbet gören" iki spor dalının, futbolun ve basketbolun federasyonlarının en tepesinde oturan zatlar hakkında yılladır yazılıp çizilen iddialara, haklarında yapılan suç duyurularına bakın!.. Savcılıklara, mahkemelere taşınmaları bir yana, taa UEFA'lara, FIFA'lara kadar uzanan "yüz kızartıcı" gelişmeler sebebiyle, alınan cezalar bile var!.. Daha iki gün önce, bundan iki hafta önce bir gazeteci (Mehmet Baransu) tarafından "askerlik yapmaması ile ilgili rapor" konusundaki "yüz kızartıcı" bir iddia ortaya atılınca, kulübünün resmi sitesine "hemen" bir açıklama koydurarak, "Bunun hesabını adalet önünde soracağım" diyen bir büyük kulüp başkanı (Aziz Yıldırım) yok muydu? O "en büyük" Başkanının "Ne zaman dava açacağı" merakla beklenirken, tam tersinin olduğunu görmek kimseleri şaşırtmadı mı?.. "Mahkemeye vereceğim" dediği gazetecinin savcılığa yaptığı "Çürük raporu almak için heyete yeğenini sokup, onun bacak kısalığından yararlanarak kendisini askerlikten muaf tutacak raporu almıştır" şeklindeki suç duyurusu ile ilgili olarak, o kulübün camiasının ve yönetiminin ileri gelenlerine soruyorum; "Ne demektir bu suç duyurusu ve neden bu satırları kaleme aldığım gün ve saate kadar bu konuda kulüp resmi sitesinde tek cümlelik bir açıklama bile yoktur?" Dahası, "aynı" gün bu defa bir "eski" Beşiktaş yöneticisinin (Sinan Vardar), "2011 yılında Beşiktaş ile Fenerbahçe arasında oynanan derbide Ferrari'nin yaptığı penaltı şaibelidir" diyerek, "konunun emniyet tarafından araştırılması için suç duyurusunda bulunduğuna" dair gazetelerde çıkan haberler, bunca iddianın üzerine adeta tüy dikmemiş midir?.. Bugünün yöneticileri dahil Fenerbahçe camiası, hâlâ o "büyük" Başkan'ın "Benimle Fenerbahçe et ve tırnak gibidir, ayrılamaz" sözüne sadık mıdırlar?.. Önümde bir "iddianame duruyor"; içinde yazılanların onda biri doğru ise; vah ki, ne vay!.. Ama, "bu iddianameye ve o iddialara rağmen" Gaziantepspor Başkanı hâlâ baş tacı; kimseler "Başkan aklanana kadar kenara çekil, aklan öyle gel" demiyor, diyemiyor; neden?.. Ve işte "onca iddiaya ve olaya rağmen" Bucaspor'u berhava etmiş, "Şike davasında hapis cezası almış" bir teknik adamın, "baş tacı edilerek" getirildiği Elazığspor'un durumu!.. "Buca gibi batağa saplandırılışa rağmen" geride "suçlu gösterilerek" bırakılan bir yönetim kurulu ve "Hadi bana eyvallah" diyen Hocamızın güle oynaya kurtuluşu; kim bilir hangi kulüp sırada ve onu baş tacı edecek?!. Daha çok örnek var ama yerim bitti; sadece bir paragraf daha: Bütün bu "çirkinlikler" içinde, "bir güzellik"; Samet Güzel; "büyük" Başkan'ın TV ekranları önünde "Söyle Samet söyle" diyerek aslanların önüne attığı ve "yüz binlerin iş aradığı" bir ortamda, "Portekizce tercümanlık gibi" çok zor "iş bulunacak" bir tabloda, "Kendime Alex'i sattı dedirtmem" diyerek istifa eden ve "kaymaklı ekmek kadayıfı" gibi bir işi elinin tersi ile iten o "gencecik" fidan!.. Bilmem ki, Aziz Yıldırım'a yaranmak için "Alex gibi bir kaptanı satanların" yüzleri, bu "Güzel" genci hatırladıkça, birazcık kızarmayacak mı?..

UYARI: Küfür, hakaret, bir grup, ırk ya da kişiyi aşağılayan imalar içeren, inançlara saldıran yorumlar onaylanmamaktır. Türkçe imla kurallarına dikkat edilmeyen, büyük harflerle yazılan metinler dikkate alınmamaktadır.