"Galatasaray'ın bugünlerini, çok aylar önce görür ve yazarken", elbette kâhin değildim! Ama... "Böyle yazıyoruz", gerçekleri, doğruları söylüyoruz, inandığımız eleştirileri yapıp, "bugünleri önleyecek uyarıları yapıyoruz" diye, bizi "Galatasaray düşmanı" ilân ettiler!.. Hakkımızda söylemediklerini bırakmadılar... Medyadaki maşalarına aleyhimize yığınla yazı yazdırdılar! Şimdi, "takke düştü ve kel göründü!.." "Fatih Terim'in mirası", nereden bulunduğu belli olmayan "memur bir teknik adamın eline çar çur edilirken..." Takım grup - grup, adam - adam parça parça bölünür, gruplar ve "küskünler" birbirlerinin kuyusunu kazacak, pas vermeyecek hale gelirken... Disiplinsizlik diz boyundan, takımın boğazına kadar yükselirken... Psikolojik çöküntü, en önemli, en kritik maçlarda takımı "en gerekli oyunculardan mahrûm bırakırken..." Futbolculara verilen sözlerin hiçbirinin tutulmaması sebebiyle, takımdan ve kulüpten kaçma yarışı başlarken... Zaman zaman "memur" teknik direktörü bile isyan ettirecek bir "parasızlık problemi" takıma darbe üstüne darbe vururken... Yönetim ve medyadaki maşaları, "hep dışarlarda" mazeret ve bahane aradı!.. "Bu tutmayınca", bu defa "takımın içindeki futbolcular" suçlu ilân edildi!.. "Sürenofiller", çıkıp da, "Madem bu futbolcular suçlu... Bu futbolcular hain... Bu futbolcular Galatasaray'ı sattılar, satıyorlar... Neden bu futbolcular devamlı ilk 11'de sahaya çıkarılıyor? Bunca zengin kadronun bir çok futbolcusu neden yedek kulübesinde oturtuluyor?" diye sormadı! "Disiplin" konusunda "sıfır olduklarını gösteren" hoca ile meneceri yönetim kurulunun aylardır seyretmesinin suçlusu da "hain futbolcular mıydı?" Galatasaray şampiyonluğu "Erzurumspor'u bile zor yenen" ve Can Bartu gibi bir yorumcuya "Hâlâ güvenemiyorum" dedirten Fenerbahçe'ye hediye ettiği gibi, sıra geldi "Şampiyonlar Ligi'ne katılma hakkını" da Gaziantepspor'a karşı kaybetmeye!.. Beşiktaş, Beşiktaş olsa, "UEFA Kupası hakkı bile" şu görüntüsüyle Galatasaray yönünden "tehlikeye girmiş olurdu!.." Hey gidi "Avrupa'yı titreten Galatasaray" hey!.. Aylardır yazıp geldik: "Süren ve arkadaşları, medyadaki ve kulüpteki yandaşlarıyla beraber 'kulübü' bitirdiler, takımı da bitiriyorlar" diye!.. İşte, geldik o günlere!.. Hiç sıkılmadan hâlâ o koltuklarda oturuyorlar, hâlâ Divan Kurulları'nda ve medyadaki köşelerinde "Süren'i ve arkadaşlarını korumaya ve kollamaya" devam ediyorlar!.. "Bunlar", Galatasaray'ın sadece bugününü değil, yarınını da yiyip bitirdiler! İşte altını çizerek yazıyorum: Bu kadro "tez elden Galatasaray'ın başından gitmezse", Galatasaray 5-10 yıl kendine gelemez! Galatasaray'ın bu kadronun elindeki yarınlarını çok net görebiliyorum!.. Aylar önceden "bugünleri gören ve devamlı olarak yazan" ben!.. Benim için "kafayı Süren'e taktı" diyenlere de bir çift sözüm var: Keşke Süren haklı olsaydı ve haklı çıksaydı da ben yanılsaydım! Ama nerede o "basiretli" yönetim?