'Cumhuriyet mi, hükümdarlık mı'?seçimi!..

A -
A +
3 Kasım Şike Davası" sürecinin başlamasından beri, "Fenerbahçe'yi kendisine kalkan yaparak savaşmak üzerine kurulu" stratejisini, "üstelik  yargıda da, UEFA ve CAS'ta da başarılı olamamasına rağmen" sürdüren Aziz Yıldırım, Fenerbahçe Kongresi stratejisini de "savaş" üzerine kurdu!..
Ve de "daha acısı"; ülkenin en büyük spor kulüplerinden birinin genel kuruluna, "verilen ama tutulmayan  sözler" ile geldi!..
Hani, "daha önce kulüpten ihraç edilenler (ihraç ettirdikleri)" affedilecek ya da ihraç kararları kaldırılarak, aday olabileceklerdi?..
Bu kaçıncı, "sıkışınca verilen" ama sonra "dönülen" söz?..
Ya Aydınlar dahil başkan adaylarına, "kulübün 13.400 üyesinin ad ve ulaşım listesini", CEO aracılığı ile "Gizli bilgidir, verilemez" cevabı ile vermemek; ancak Mahkeme kararı ile "Kayboldular, bulamadık" direnmeleri sonucunda, "suç duyurusunda bulunulacağı" söylendiğinde ve kongreye ancak 2 gün kala vermek?..
FB TV'yi "rakip adayları" kötülemek için sonuna kadar kullanmak ve onlara "bir dakika bile cevap ve ekran hakkı" tanımamak?..
Bitmedi, dahası, basındaki "en ünlüler" ve halka kendilerini "ak kaşık" olarak kabul ettirenler dahil, onca gazeteciyi "sahibinin sesi" hâline düşürüp, tapeler, Mahkeme / Federasyon / UEFA / CAS kararları ortada iken, "Eğer yeniden seçmezseniz, sizler kulübünüzü şikeci ilân etmiş olacaksınız" mesajlı kampanyaları yoğunlaştırarak, "suçların şahsiliği" ilkesini gözlerden kaçırmak ve adalet önünde "arkasına saklanılan" Fenerbahçe Kalkanı'nın, bu defa da kongrede "hükümdar kalmak için" arkasına sığınmak!..
Ne yazık ki, bu "vahim tablonun", binlerce Fenerbahçeli kongre üyesi için "kıymet-i harbiyesi yoktur" ve sanki "koca Fenerbahçe, Aziz Yıldırım'la başlamıştır ve Aziz Yıldırım'la bitecektir!.."
İşte tarihten bir örnek ve bu örnekle ilgili ansiklopedik bilgi:
"Louis - Dieudonné de France (Tanrı'nın Fransa'ya verdiği Louis) veya XIV. Louis (okunuş:Lui), Fransa'nın en uzun süre tahtta kalan kralıdır. 1643-1715 yılları arasında 72 yıl Fransa krallığı yapmıştır. Fransızlar tarafından Louis Le Grand (Büyük Louis) veya le Roi-Soleil (Güneş Kral) olarak da anılır. 'Devlet benim / l'État c'est moi' sözlerinden de anlaşılacağı gibi Fransa'yı mutlak monarşiyle yönetmiştir."
Kongre öncesi konuşmalarının verdiği mesaj tam da "budur", Aziz Yıldırım'ın; "Ben Fenerbahçe'nin 14'üncü Louis'siyim!.."
Ne var ki, bir başka gerçek daha var ortada:
"Aziz Yıldırım, o koltukta oturduğu sürece", Fenerbahçe'ye de, Türk Sporu'na da "huzur gelmeyecektir!.."
Yargıtay kararı, hatta "Aziz Yıldırım lehine bile olsa" , yani "mahkûmiyet kararı bozulsa" dahi, "gene başa dönülecek", gene yeni bir mahkeme safhası başlayacak, "ceza onanırsa", bu defa "UEFA baskısı", hem Fenerbahçe, hem de Futbol Federasyonu üzerinde artacak, dahası "her şeyini kurduğu 'savaş' stratejisine endeksleyen" Aziz Yıldırım, "benden sonra tufan" diyerek, daha da sertleşecektir; hem kulüp içindeki taraftarlarını, hem de basındaki kalemşorlarını da kullanarak!..
Üstelik, Fenerbahçe Başkanı için, "hükümdar kalmanın yolu, Makyavel'in yönetim sihirbazlığı şifrelerinin bütün unsurlarını kullanmaktan geçmektedir" ve "bu yolda, her şey mubahtır!.."
Aslında çok açıktır ki, kongrede "Aziz Yıldırım / Mehmet Ali Aydınlar oylanmayacaktır", Fenerbahçelilerin sandığa atacağı oylar, "ya cumhuriyete dönüş" ya da "hükümdarlığa devam" için  olacaktır!..
Türk sporu için, barış ve huzur için, "aklıselimin, ihtirası mağlûp etmesi", dileğimdir!..
UYARI: Küfür, hakaret, bir grup, ırk ya da kişiyi aşağılayan imalar içeren, inançlara saldıran yorumlar onaylanmamaktır. Türkçe imla kurallarına dikkat edilmeyen, büyük harflerle yazılan metinler dikkate alınmamaktadır.