Daha ne olsun?..

A -
A +
Futbolda "14 yerli + 14 yabancılı yeni düzen" ilan edilince kıyamet koptu; "Milli Takım biter, kulüpler batar, tam bir kaos doğar!.." Dünya'da, özellikle "futbolumuzun da içinde bulunduğu" Avrupa'da "durum neyin nesidir, yabancı kontenjanında kısıtlamalar ne sağlamıştır, kısıtlamaların kaldırılmasının zararı, faydası ne olmuştur" incelemeleri yapılmadan "koparılan kıyamet", acaba kime, neye ve nasıl hizmet edecektir?..
Hadi, "Almanyalı, İspanyalı, İngiltereli, İtalyalı, Hollandalı, Belçikalı, İsveçli, Yunanistanlı örnekleri" daha "yabancı kontenjanlarının başladığı tarihlerden bugünlere gelişlerine kadar" araştırmak ve de "Neler ne zaman yapıldı, neler ne zaman değiştirildi, değişiklikler futbola, kulüplere, milli takımlara neler getirdi, neler götürdü" incelemesini yapmak "uzun ve zor iş" diyelim, ama insan, 9, belki de 10 yıldan beri süregelen "3 +2'lik yabancı kontenjanını, 5 + 0'a çıkaran" ve hatta kulüplere "125 bin dolar ödemek şartıyla +1 yabancı kontenjanı daha kazanma hakkını veren" Basketbol Federasyonu "ne yaptı" ve "neler olmaya başladı"; işte bir ona dönüp bakar!.. 
Basketbolda, sezon başından beri, takımlar "5 yabancıyı, aynı anda sahadaki beşte oynatabiliyor!.."
Birdenbire, Basketbol Ligi'nde "heyecan, çekişme, skor patlaması" oldu; puan cetvelinin en altındaki takımlar "en üstteki takımları yener" oldu; yooo, birkaç "sürpriz sonuç" olarak değil, daha henüz ligin ilk devresi bitmeden "en üsteki takımlara yenilgi üzerine yenilgi" tattırarak!.. 
Tablo ortada; "şampiyonluğa oynayan" Anadolu Efes'in, Darüşşafaka Doğuş'un, Fenerbahçe Ülker'in 15 maçta 4'er, Beşiktaş İntegral Forex'in, Banvit'in 5'er, Pınar Karşıyaka'nın 6, Galatasaray Liv Hospital'in 7 mağlubiyeti var!..
İvkovic gibi bir "büyük usta", en önemli (Ligde de, Euroleague'de de) maçlarda 18 yaşındaki Furkan Korkmaz'ı, 20 yaşındaki Cedi Osman'ı oynatıyor da oynatıyor ve "aldığı verim" müthiş!..
Basketbolda da,"yabancı" kısıtlaması, "tıpkı" futbolda olduğu gibi, "yerli" oyuncuları karaborsaya düşürmüştü. Dahası, "Kısıtlama, alt yapılardan oyuncu fışkırtır" efsanesi "fos çıktığı için", artık "emeklilik çağı çoktan gelmişleri" bile, "inanılmaz paralar ödenerek" kadrolarda tutma zorunluluğunu ortaya çıkarmış, "her yerli oyuncu için", hem de "dolar / avro" cinsinden üstelik "hak edilmeyen" onca yüz binlerin, onca milyonların kulüp kasalarından çıkmasına yol açmıştı!..
Şimdi, "yerli fiyatları" da, "yabancı fiyatları" da normale döndü!..
Futbolda koparılan kıyametin öncülüğünü yapan arkadaşlarımız, hiç düşündüler mi, acaba; "Neden Türk basketbolcular mesela NBA'ye gidiyor da, Avrupa'nın hem de devamlı olarak Avrupa Kupaları'nda oynayan takımlarına gitmiyor?.."
NBA, "gelecek gördüğü Türk basketbolcuları, dünyanın her tarafından yaptığı gibi, parayı bastırıp alıyor"; ama "Avrupa almıyor, alamıyor"; dahası "nadir olarak almak isteyen çıkarsa", Türk basketbolcu Avrupa'ya gitmek istemiyor; neden? Çünkü, "Türkiye'de aldığı parayı ona verecek Avrupa kulübü yok!.."
Bakınız, "10 / 12 kişilik maç kadrosunda 5 + 1 yabancı kontenjanı, sahada oynayan beşte 5 yabancının olabilmesi" basketbolumuza neler kazandırdı;:
Maçlara heyecan geldi, çekişme geldi, "sürpriz" denilen ama "sürpriz olmayan" sonuçlar geldi, "karşılıklı toplam150 sayıyı geçen, 170'leri, 180'leri bulan" skorlar geldi; tribünlere ve TV başlarına "çok daha fazla seyirci" geldi; "bu durumu gören" TV'ler, gazeteler, "basketbola daha çok eğilmeye, yer ve sahne vermeye başladı!.."
Çok değil, gelecek yıldan itibaren, "sporumuzdan çekilmeye başlayan sponsorlar", yeniden ve hevesle basketbol salonlarına dönecekler!..
Hele bir de, "salonlarda, tribünlerde çirkin tezahürat ve kavga biter"; dahası "oynayan iki takımın taraftarları da spor rekabetinin gereğini yaparak, tribünlerde beraberce maç seyretmeyi yeniden öğrenmeyi başarırlarsa"; düşünün neler olacaktır?..
"Yabancı kısıtlamasında" bu devrimi yapan Basketbol Federasyonu, "yerli oyuncunun yetişmesi için" de, talimatlarına hem "uyulması zorunlu olan" ve hem de "alt yapıya ciddi olarak destek verecek" hükümler koydu!..
"Yabancı sınırlaması" yıllarında, "milli takımımızın aşağıya doğru bir grafik çizen" görüntüsünün de, "oynayan beşe girmek için" artık "yan gelip yatmak yerine, durmadan çalışmak olduğunu gören" Türk basketbolcuların yapacağı ataklar sonucunda, "yukarıya doğru" bir ivme kazanacağını görmek ve anlamak için" kahin ya da çok akıllı olmaya gerek yok!..
Herkese sorum, yazımın başlığı; "Daha ne olsun?.."
UYARI: Küfür, hakaret, bir grup, ırk ya da kişiyi aşağılayan imalar içeren, inançlara saldıran yorumlar onaylanmamaktır. Türkçe imla kurallarına dikkat edilmeyen, büyük harflerle yazılan metinler dikkate alınmamaktadır.