Galatasaray'daki "yönetim ve zihniyet değişikliğini" Beşiktaş yapabilecek mi? Siyah-beyazlı camiadan gelen sinyaller "bunun gerçekleşebileceğini" gösteriyor! Elbette, "sandığın bulunduğu ortamda", o sandıktaki son oy sayılmadan "kesin bir şey söylemek" mümkün değil; biz sadece gelen sinyallerden ve bugünün görüntüsünden söz ediyoruz!. Yönetime "büyük vaatlerle gelen" ama verdiği sözlerin "büyük bir bölümünü tutamayan", değişken adımlarla "günü geçirmeye çalışan" Bilgili yönetimi, bilmem ki, futbol takımının menecerliğinde de Sinan Engin olmasaydı, ne yapardı? Böyle bir süreç sonunda, Serdar Bilgili'nin "yeniden göreve talip olması", olabilmesi "tıpkı Mehmet Cansun'un durumuna benziyor!.." Bakınız, "sadece" bir büyük çelişkiyi yazmam bile, Bilgili ve arkadaşlarının nasıl bir kararsızlık ve ilkesizlik denizinde yüzdüklerin çok iyi gösterecektir: Hasan Arat'ın "Mart'taki genel kurulu lig sonuna erteleyelim, futbolcularımız ve teknik heyetimiz genel kuruldan etkilenmesinler" teklifini reddedenler, şimdi Hasan Arat'a "Fazla konuşma ve seçim çalışması yapma, futbol takımımız etkileniyor" mesajlarını göndermeye ve medyada Arat'ı sert şekilde eleştirmeye gayret ediyorlar!. Aslında Daum'lu, Sinan'lı "teknik ve idari profesyonel kadronun her ağzını açışta", Beşiktaş Genel Kurul üyelerinin işi olan "seçime" karışmaya kalkışmaları ve "karıştıklarında da Serdar Bilgili'den yana tavır koymaları", neyin ne olduğunu çok iyi gösteriyor!. Görünen o ki, "büyük bir sürpriz olmazsa", Daum'un ve Sinan'ın gayretleri bile Serdar Bilgili'nin seçimi almasına yetmeyecek!. Bilgili neden bu noktaya geldi? Her "Ben... Ben... Ben... " diyen liderin başına gelen, onun başına geldi de ondan!.. "Kendisine seçim kazandıran" en güçlü arkadaşlarının bir bir yanından çekilmelerini seyretmesi, onları "kalmaya iknâ etmek için" en ufak gayret sarf etmemesi, hatta gidenlerin arkasından "içten içe"memnun olması, "Oh... Oh... Etrafımda bana 'hayır' diyeceklerin, tavır koyacakların sayısı azalıyor. Bana seçim kazandıranlarla artık her gün yüz yüze olmayacağım, onlara diyet borcum olduğunu hatırlamayacağım" demeye getirmesi, Serdar Bilgili'yi "camiayı etrafında toplama şansından" mahrum etti!. Bu tablo içinde, yine de kazanabilir mi? Zor ama , elbette mümkün; zira burası Türkiye!. Kazanırsa ne yapacak? "Bugüne kadar ne yaptı ise"; onu!.. Yani, "verdiği sözleri tutmamayı, tutamamayı!.." "Büyük düşüneceğini" söyleyip de, "günü kurtarma peşinde" koşmayı!. "Bu" Beşiktaş'a yeter mi? Yetmeyeceği, yetmediği ortada!.. Öyleyse? Beşiktaşlılar, "sandığa oy atarken" çok iyi düşünmeli!.. Aksi halde, doğan güneşin altında, "değişen" hiç birşey olamayacak; Beşiktaş için!.