Demirören'in işi zor!..

A -
A +
Futbol Federasyonu Başkanlığı'na "yeniden aday olan" Yıldırım Demirören, Fatih Terim'e "Gel yönetim listeme gir. Milli Takımlar Direktörlüğü görevine de devam ederek hem sahada, hem de yönetsel kademede Türk futboluna katkılarını sürdür" diyor ve de ısrar ediyormuş.
Fatih Terim de, "yönetime girmeye sıcak bakmıyormuş" ve de "Yönetime girersem, teknik yandan tamamen arınmış olurum. Yani sahadaki görevimi bitirmek durumunda kalırım" diyormuş.
Anlaşılan Demirören "Başkanlık seçimini çantada keklik görüyor" ve "seçim kazanılmazsa", Fatih Terim'in "sahadaki görevini nasıl sürdürebileceğini" hiç aklına getirmiyor!..
Dahası da var; "bunca yıl" futbolun içinde olan Yıldırım Demirören, "bunca yıl" futbolun içinde olan Fatih Terim'i hiç ama hiç tanımamış!..
Tanısa, bu teklifi yapmazdı; zira Fatih Terim, "hiç sevmediğim sel'li takısı" ile eğer Türk futbolunun "yönetsel kademelerinden birinde görev alacaksa", Demirören'in çok iyi bilmesi gerekirdi ki, "Bu görev, Federasyon üyeliği değil, Federasyon Başkanlığı olurdu!.."
Yani Demirören demeliydi ki; "Terim Hoca, gel sen başkanlığa aday ol, ben federasyona gireyim, bak bu kadar yıl başkanlık yaptım, tecrübem de var, senin yardımcın olayım!.." 
Üstelik "Bu teklifi yapsaydı", bugüne kadar "başkan olarak" Türk futboluna yaptığı hizmetlerin en büyüğünü de yapmış olur; "futbolumuzu kendisi gibi bir başkandan kurtarırdı!.."
"Bu ilginç" haberle beraber, gazetelerde "Federasyon başkanlığı ile ilgili" iki haber daha vardı.
Haber 1; Kulüpler Birliği Başkanı Göksel Gümüşdağ  demişti ki; "4 kulüp hariç, diğer kulüpler federasyon başkanlığı seçimlerinde Yıldırım Demirören'i destekleme kararı aldı!.."
Haber 2; Federasyon başkanlığı için "sürpriz bir aday adı, kulise düştü"; Galatasaray'ın görevi yeni bırakan başkanı Duygun Yarsuvat. Yarsuvat, bu konudaki sorulara "hayır" demedi ve "sıcak yaklaştı!.."
Bu haberlere, "15-20 günlük" bir haberi daha ekleyeyim:
Haber 3; "Federasyon eski başkanlarından Haluk Ulusoy, Futbol Federasyonu Başkanlığı'na aday olduğunu açıkladı!.."
Bu "başkan adayları" tablosunda "akla gelen" ilk sorular ise şunlar:
"Aday olursa, Üç Büyükler'den destek alabileceği varsayılan", dahası, "güler yüzü, kavgadan, gerilimden kaçan, uzlaşan ve uzlaştıran karakteri ile Galatasaray Başkanlığı'nda beklenmedik büyük başarılara imza atan" ve de "futbol camiasında büyük sempati kazanan" Yarsuvat, "gerçekten" aday olur mu?..
"Anadolu oylarına güvenen", başkanlığı döneminde Anadolu kulüplerini ezdirmeyen, alt liglerdeki kulüplere büyük destek veren, Milli Takım bazında "önemli" başarılara imza atan  Ulusoy, seçimi kazanabilir mi?..
Gümüşdağ'ın açıklaması, "Demirören'in seçimi kazanacağını" mı gösteriyor?..
Bu soruların cevapları, "çok tartışılacak" satırbaşlarıyla gündeme oturacak cinsten ve bu yazının konusu değil. Bu yazının konusu ve sorusu şu:
Kulüpler Birliği'nin "destek" kararının altına imza koymayan 4 kulüp içindeki "iki kulüp", doğrusu ya ve acaba "açık destek vermemekle, gizli bir mesajın algılanmasını" mı istediler; dikkat ediniz, altını çizip not ediniz; bu "iki kulüp" Kasımpaşa ve Osmanlıspor!..
Dahası, bu 4 kulüp içinde bir de, Türkiye'de "futbolun yönetiminde neyin ne olduğunu en iyi bilen" ve çok uzun yıllar "Kulüpler Birliği Başkanlığı da yapan" İlhan Cavcav'ın Gençlerbirliği de varsa!..
Bitmedi; "Bu 4 kulübün 4'üncüsü de, 4'üncü büyük" Trabzonspor ise!..
Bilmem ki, Demirören için "kolay bir seçim" olacak mı?..
UYARI: Küfür, hakaret, bir grup, ırk ya da kişiyi aşağılayan imalar içeren, inançlara saldıran yorumlar onaylanmamaktır. Türkçe imla kurallarına dikkat edilmeyen, büyük harflerle yazılan metinler dikkate alınmamaktadır.