Dikkat!..

A -
A +

Deniz Çoban'ın, Bursaspor-Fenerbahçe maçında "kendisini saha ortasında resmen sözle, elle taciz eden" futbolcular karşısındaki acizliği "Türk futbol hakemliği adına" tam bir skandaldı!.. "Büyük takımların futbolcularının imtiyazı vardır" zihniyetinin kökleştiği bir "sistemin içindeyiz" ve elbette bunda baş sorumlular, "mavi boncukçu Futbol Federasyonları, Merkez Hakem Komiteleri" ile "en büyük başkanlar" ve "sahibinin sesi" yazar-çizerlerimiz, yorumcularımızdır!.. Bosna maçında "Emre Belözoğlu daha itiraza teşebbüs ederken anında sarı kartı çıkaran" Avrupa hakemliği ile "bizim hakemlerimizin farkı buradadır" ve herkes ilmelidir ki; "Türkiye'deki bu ayrımcı imtiyaz" Avrupa'da geçmez!.. "Büyükleri kollarsan rahat edersin" zihniyetindeki federasyonlar ve MHK'ların "Türk Futbol Hakemliği'ni getirdiği" bu noktanın acısı, Avrupa maçlarında Türk futbolcularından ve "millisi dahil" Türk takımlarından çıkmaktadır; hâlâ anlamayanlar varsa, artık anlasınlar!.. Özellikle de "yarın gece" iki büyük takımımızın futbolcuları hiç ama hiç akıllarından çıkarmasınlar; "maçlarını idare eden hakemler" Avrupalı!.. Dünden bugüne!.. Garip, hem de çok garip!.. Rüştü gibi bir kaleci "o hataları yapmasa", Serdar Özkan'ın şutları "bir karış içeriye ve aşağıya yönlense", bilmem ki Mustafa Denizli ve takımı için neler söylenecek, neler yazılacaktı?.. "Daha takım kadroları elimize geldiğinde neler olacağını hissettik, şaşkına döndük" diyenler ve "onlar gibi" düşünüp yazan yorumcular, maç sonrası "acaba" neler döktüreceklerdi?.. "Skora bakıp yazmak" ve "konuşmak" kolay ve elbette "Denizli de yaptığı hatalar ve yanlışlar yüzünden" eleştirilecektir ama hangi teknik direktör, "Rüştü'nün o hataları yapacağını hesaplayabilir" ve de hangi teknik direktör "sadece Serdar Özkan'ın dört gol fırsatını art arda böylesine kaçıracağını tahmin edebilir?.." Kimse, "yerden yere vurulan" o kadronun, Galatasaray önünde "onca gol pozisyonuna nasıl girdiğini" neden düşünmüyor ve analiz etmiyor; neden çok kimse, Beşiktaşlı futbolcuların, maçın kırılma anı olan "Rüştü imzalı" ikinci Galatasaray golüne kadar "lidere doğru dürüst gol pozisyonu vermediğini" görmezlikten geliyor?.. Evet, Mustafa Hoca "çok ama çok büyük" ve "affedilmez" bir hata yapmıştır; o hata da "Bu sezon Beşiktaş'ta görev kabul etmesidir!.." "İki kupa" almışsın, "üç büyük takımı şampiyon yapan hoca" unvanını kazanmışsın, ne akla hizmet "yeniden görev kabul ettin", sevgili hocam?.. İnşallah!.. Bu satırları dünün erken saatlerinde yazıyorum, Beşiktaş'ın maçına 14 saat var!.. Üç Büyükler, bu sezon nihayet "Avrupa kantarı" diyebileceğimiz futbol arenasında "ilk önemli" maçlarına çıkıyor; Allah kolaylık versin!.. Ne var ki, sezon başından beri ortaya koydukları futbol ve "Avrupa Kupaları'nda başarılı olabilecek birer takım olabilmek" yönündeki görüntüleri, "bol bol pohpohlanan" Galatasaray dahil, pek de iç açıcı değil!.. Elbette, "futbollarında ve takım olma gayretlerinde" mevsim başına göre "gelişmeler" var, hem de "olumlu" ama, acaba "bugün gelinen durak", onların "İngilizler, Hollandalılar, Yunanlılar önünde" başarılı olmalarına yetecek mi?.. İşte bütün mesele!.. Beşiktaş'a da, Galatasaray'a da, Fenerbahçe'ye de başarılar dilerim!.. Henüz ortada futboluna yürekten "maşallah" diyebileceğimiz bir takımımız yok, bari "iyi sonuçlar" için "inşallah" diyelim!..

UYARI: Küfür, hakaret, bir grup, ırk ya da kişiyi aşağılayan imalar içeren, inançlara saldıran yorumlar onaylanmamaktır. Türkçe imla kurallarına dikkat edilmeyen, büyük harflerle yazılan metinler dikkate alınmamaktadır.