Fenerbahçeli bazı yazar - çizer ve yorumcularla Aziz Başkan'ın tetikçilerinin "Trabzon olaylarını tahrif gayreti" boşa çıktı ve Profesyonel Futbol Disiplin Kurulu "haklı bir karar vererek", her kulübe "İç saha dış saha anlamam, bundan sonra seyircinize dikkat edin" mesajını gönderdi. Tribün anarşisinin önlenmesi için ilk şart; "tribünleri çirkinleştiren ve kana bulayan tribün teröristlerinin, kulüp yönetimlerince de, spor medyasınca da korunmamasıdır!.." Ne yazık ki, Trabzonspor - Fenerbahçe maçında tribünlerden 650 tane koltuk sökerek rakip taraftarlara atan ve küçük bir kızı kan revan içinde bırakan tribün teröristleri, Fenerbahçe yönetimince korunmuş ve buna "Fenerbahçeli spor medyası da çanak tutmuştur!.." Kim yaparsa yapsın, hangi kulübün taraftarı olursa olsun, "Disiplin Kurulu yönetmelikteki cezalara hükmettikçe" ve bu cezalar "Tahkim Kurulu'nca onandıkça", tribünlerde olay çıkaranlara, bizzat tribünlerdeki "gerçek" taraftarlar tepki gösterecek ve onları tribünlerden atacaktır!.. Zira, "bu tribün teröristlerinin yaptıklarının cezasını kulüp ve takım çekmektedir!.." Buna da "gerçek" taraftarlar rıza gösteremez, izin veremez!.. Özaydınlı kafası, Uslu zihniyeti ve onlara "inanan, kanan" Aziz Başkan tavrı, Fenerbahçe'ye fayda değil zarar getirir!.. Fair play'i öldürür, tribünlerdeki çirkinliği arttırır!.. Bu durumu tartıştığım bir Fenerbahçe kulübü üyesi dostum, bana aynen şunları söyledi: "Ali Şen, Demokles'in kılıcı gibi bu yönetimin başında asılı durdukça ve Ali Şen yazılarında ve konuşmalarında Fenerbahçe taraftarını arkasına almak için en ince hünerlerini ortaya döktükçe, Aziz Yıldırım da, Murat Özaydınlı da, Mahmut Uslu da, diğer yöneticiler de, tribünlerdeki taraftara teslim olmaktan ve onları korumaktan başka bir şey yapamazlar. Yoksa tribünler 'Yönetim nerede? Ali Şen... Ali Şen, taraftarı sen koru...' tezahüratı ile yıkılmaya ve yönetimi sarsmaya başlayacaktır." Anlı-şanlı ve de Fenerbahçeli spor medyamız iyi bilmelidir ki, "Fatura Fenerbahçe'ye kesildi" manşetleri, aslında "faturanın tribünlerde olay çıkaran Fenerbahçe taraftarı tarafından kesildiğini" ortaya koyacak şekilde yazılmalıydı!.. Doğru olanı, haklı olanı buydu!.. "Olayları Trabzon seyircisinin çıkarttığı" yolundaki kandırmacaya kimselerin inanmaması gerektiği, maçın iki gözlemcisinin ve federasyon temsilcilerinin raporlarındaki gerçeklerle ortaya çıkmış bulunuyor!.. Maç öncesinde "teller kaldırılmamalı, aksine elektrik bile verilmeli" tahriklerinin, maçtan sonra da "olay çıkaran grubu kastettiği", sözlerinde çok açık olarak belli iken, "Özkan Sümer, Fenerbahçe camiasına 'terörist' dedi" denilerek iz'ansızca ve insafsızca devam ettirilmesi, tribün teröristlerinin, bu teröristlerce sökülüp atılan 650 tane koltuk konusunda, "20-25 tane koltuk sökülmüş ve atılmışsa, ne var bunda" diyebilen kulüpçü yorumcular tarafından koruma altına alınması, "ulusal (!)" ve de "tarafsız (!)" spor (!) medyamızın ne halde olduğunu çok iyi ortaya koymaktadır!. Kararın hemen sonrasında, Fenerbahçe yönetimi Tahkim Kurulu'na başvurdu... Konuştuğum İstanbullu bazı meslektaşlarım, "Kurul eyyam yaparak, cezayı kaldırabilir" diye düşünüyor!.. Temenni etmem... Tahkim Kurulu "bunu yaparsa", Türkiye'nin her tarafında ve her stadında "çok daha vahim olaylara yeşil ışıl yakmış olur" ki; onca aklı başında insanın ve hukukçunun "böyle bir riski" şu veya bu sebepten yükleneceğini sanmam!. Raporlar ortadadır ve raporlarda gerçekler yazılıdır!.. Aslında bu ceza, Fenerbahçe'nin aleyhine değil, lehinedir!.. Zira bu karar, "olay çıkartan taraftarın korunmaması gerektiğini" yöneticilere de, Fenerbahçe'nin yazar - çizerlerine de anlatmış bulunmaktadır!. Ne demiş atalarımız: "Bir musibet, bin nasihatten iyidir!.." İşte, o misal!..