Dört perdelik melodram!..

A -
A +

Birinci Sahne: Tribünde devamlı küfürler... Hakemi göğsünden iten, üzerine hücum eden futbolcular... Tribünlerin, spor yazarlarının tartıştığı bir penaltı kararı ve o penaltıdan attığı golle maçı kazanan takım... Yooo..Bu maç, Galatasaray-Trabzonspor maçı değil... Göğsünden itilen ve "tartışmalı penaltı kararı veren", bir takım aleyhine "devamlı küfür edildiği halde" maçı durdurup, anons ettirmeyen hakemin adı da Mutlu Çelik değil... Üstelik maçı kazanan takımın adı da Galatasaray değil!.. Bu maç Beşiktaş-Rizespor maçı... Bu hakem Ali Aydın... Maçı kazanan takım da Beşiktaş!.. Peki, nerede Mutlu Çelik için kıyameti koparanlar? Program üstüne program yapanlar? Çarşaf çarşaf yazılarla "özel sayfalar" çıkaranlar? Sevgili kardeşim Hıncal Uluç "Kutsal İttifak, bu sezon erken işe başladı" derken çok haklı!.. Bu tabloya, "medyanın çifte standardı" deyip geçmek, çok saflık olur!. Perdeee!..  İkinci Sahne: Bursaspor-Galatasaray maçında "herhalde" ünlü ve de "dahi" teknik direktör Lucescu takımının başında değildi; fazla yorgun olduğu için memleketine tatile gitmişti!.. Yoksa, "0-2 mağlup bitirilen" ilk yarıdan hemen sonra devre arasında soyunma odasına girer, futbolcularını "3-4 cümle ile" motive eder, "Çıkın Galatasaray gibi oynayın ve kazanın" derdi. Bu arada Sergen'in de "Bu maçı kazanmanı istiyorum" diyerek, arkasını sıvazlardı!. Hele ikinci yarıda, "çok önceden planlanmış ve taktik çalışmaları yapılmış" oyuncu değişiklikleriyle, Galatasaray'a peş peşe golleri getirecek adımları atardı! 5-0'ın kabahati yönetim kurulundaydı; "böyle önemli bir maçtan önce" teknik direktörüne "gidip Romanya'da dinlenmesi için izin vermenin" anlamı var mıydı? Neeee? Lucescu "Romanya'ya gitmemiş miydi?" Bursa maçında takımının başında mıydı? Peki ama, "dahi hoca" nasıl olmuştu da, takımının "5 gol yemesini" seyretmiş, elinden bir şey gelmemişti? Beşiktaş'ın "yanına kadar gelip" yapamadığı "5-0'ı, Bursa yaparken" acz içinde kulübede kıvranması, "dahi" hocaya nasıl yakışacaktı?.. Perdeeeee!..  Üçüncü Sahne: "Göklere çıkardığımız" ve haftalardır "İtalya'yı titrettiğini" yazdığımız Fatih Terim'in Milano'da başına gelenler çok üzücü!.. "Yatak odasına kadar uzanan ucuz sahne esprilerinin", İtalyan medyasının "son derece seviyesiz eleştirilerinin" ve "düşmanca tavırlarının" Terim'in başını yiyeceği belli idi. "Kaypak kulüp yönetimleri" de "yeteneksiz" İtalyan hocalara tanıdıkları şansı ve zamanı "bir Türk'e tanınmayınca", beklenen oldu!. Yazık oldu!. Aynı "saldırı usulü", Türkiye'de de Mustafa Denizli'ye karşı deneniyor!.. "Dahi" denilen Lucescu'nun Galatasaray'ı ile "kovulmalı" denilmek istenen Mustafa Denizli'nin Fenerbahçe'si arasında "sadece" bir puan fark var ve "ligin ikinci Galatasaray-Fenerbahçe maçı" Şükrü Saraçoğlu Stadı'nda oynanacak!.. Fenerbahçe "tek cephede" mücadele ederken, Galatasaray "çok ağır" Avrupa cephesinin yanında, bir de ligde "Fenerbahçe'ye geçilmemeye çalışacak!.." Galatasaraylılar, "Denizli'ye karşı açılan" cepheden memnun!. Açıkça diyorlar ki: "Bizim Avrupa cephemiz varsa, onların da Denizli'ye karşı açılan cepheleri var ve onların cephesi, bizim Avrupa cephemizden çok daha tehlikeli!.." Perdeeee!..  Dördüncü Sahne: Bir ulusal TV kanalında Salı gecesi Trabzonspor Kulübü "eski" Başkanı, bazı konularda "gerçeklerle taban tabana zıt" sözler sarf ediyor. Hacizler, çekler, onlarca milyon dolarlarla ilgili olarak Trabzonspor Kulübü'nün bugünkü yönetiminin "doğruları söylemediğini, kamuoyuna yanlış bilgiler verdiğini" iddia ediyor. Aklına geleni söylüyor!.. Trabzonspor Kulübü'nün "bugünkü" Başkanı "canlı yayına telefon ediyor!." Gazetecilik meslek ilkelerinin "en önemli maddelerinden birine uygun" şekilde "cevap hakkını kullanmak" istiyor!.. "Eski Başkan" tavır koyuyor, "gazetecilik ilkeleri pas pas ediliyor"; Milli Takım Teknik Direktörü Şenol Güneş'e "cevap hakkı tanınırken", Trabzonspor Başkanı Özkan Sümer'e "hayır" deniliyor!.. Böylece, "spor programlarının nasıl güdümlü yapıldığı", programları "gazetecilerin değil" başkalarının yönlendirdiği bir defa daha ortaya çıkıyor!. Perdeeee!..

UYARI: Küfür, hakaret, bir grup, ırk ya da kişiyi aşağılayan imalar içeren, inançlara saldıran yorumlar onaylanmamaktır. Türkçe imla kurallarına dikkat edilmeyen, büyük harflerle yazılan metinler dikkate alınmamaktadır.