Dün geceye 15 saat varken...

Umarım üç takımımız da istediği sonuçları almış ve Avrupa’da yoluna devam ediyordur… 

 

 

 

Dün sabah “başlığını ‘UEFA Avrupa Ligi’nde Türk Gecesi’ olarak koyduğum” yazımı yazmaya başladığım zaman, Ajax (Hollanda) – Galatasaray, Midtjylland (Danimarka) – Fenerbahçe, Twente (Hollanda) – Beşiktaş maçlarına 15 saat vardı.

 

Türkiye’nin üç büyüğünün hocaları da, “maç sonuçları ve tur atlama konusunda umutlu açıklamalar” yapmışlardı.

 

Fenerbahçe ve Beşiktaş maçlarını kaybederlerse, Avrupa Ligi’nden düşeceklerdi; puan ya da puanlar almak zorundaydılar. Galatasaray’ın durumu ise “ligin oynanacak diğer maçlarında alınacak sonuçlara bağlı” idi. “1 puanla” 16’ya kalabilir, galibiyetle 8’e ulaşabilirdi.

 

Aslında, Okan Hoca, İstanbul’daki Kiev maçını kazanamayıp, “daha o gece ‘son 8’e kalma şansını’ avucunun içindeyken, “oynadığı 6 maçta ‘tek gol’ atabilen ‘bitik’ Ukraynalı rakibini” yenemeyerek, kaçırmıştı.

 

Takımlarımızın, Hollanda ve Danimarka takımlarıyla yaptığı maçlarda “galibiyet – mağlubiyet, atılan gol – yenilen gol” istatistiği olumsuzdu.

 

Temenni ediyorum ki, dün gece “bu tabloyu olumluya doğru çeviren sonuçlar” almışız ve de UEFA klasmanında da 9’unculuk yolunda puan beslemesi yapmışızdır.

 

İşte, ‘Türk Gecesi’ne 15 saat kala “sonuç” yorumlarım:

 

Galatasaray, “eski” Ajax’ı aratan rakibinden puan almış ve “yukarıya tırmanmış” olarak Türkiye’ye dönmüş olabilir.

 

Athletic Bilbao’yu, Lyon’u yenen siyah beyazlılar için, Twente maçı elbette zor olmuştur, ama neden bir galibiyet alınmış olmasın?

 

Fenerbahçe’ye gelince… Sezonu kapatan Oosterwolde, Becao, sakatlıkları olan Livakovic, Mert Müldür, cezalı Osayi ve Amrabat, dahası, Avrupa kadrosunda olmayan Levent, Oğuz, Kostic, Burak, yeni transferler Carlos ile Talisca’dan mahrum olarak sahaya çıktı.

 

Dahanın da dahası, “Avrupa Ligi’nde, ‘maçlarda takımını sahaya geç çıkaran teknik direktörlere ceza verildiğini” bile bile “Lyon maçının ikinci yarısında takımını sahaya geç çıkarıp ‘1 maç’ men cezası alan” Mourinho da, saha kenarında yoktu!..

 

Bizde “Adaaam sen de” deniyor, ama “elin oğlu” cezayı yapıştırıyor ve cezayı da “Türk takımları, Türk futbolu” çekiyor…

 

Ey Futbol Federasyonu, sen nerelerdesin ve de Avrupa’dan adıyla, şanıyla, ünüyle gelen Mourinho, “bu cezayı” nasıl bilmezsin?..

 

 

 

Öcal Uluç'un önceki yazıları...