Dün ve dünün yorumu!

A -
A +

Türk futbolunda böylesine bir bölünme yaşanmadı. Spor rakipliğinin yerini düşmanlık aldı. İki cephe, sporun temiz ilkelerinde buluşmazsa, gerilim, kavga artarak sürecek.

 

 

 

Bu yazıyı, Futbol Federasyonu’nun yeni başkan ve yönetiminin seçileceği, yönetimin ibra edileceği genel kurulun toplandığı saatlerde yazıyorum. Yazıyı bitirdiğim ve yayınlanmak üzere gazeteme internet yolu ile gönderdiğim saatlerde, seçim sonucunu tahmin etmede “önemli bir rol oynayacak olan ‘Genel Kurul Başkanlık Divanı Seçimi” yapılmıştı ve de… Sonucu, Mehmet Büyükekşi cephesinde memnuniyet uyandırmıştı.

 

Bence “divan başkanlığı seçiminde aday göstermek”, Ali Koç – İbrahim Hacıosmanoğlu cephesinin “strateji ve taktik anlamda yaptığı” önemli bir hata olmuştu.

 

Adaylarının 84’e karşı 144 oyla seçimi kaybetmesi, gün boyu devam edecek kulisleri elbette etkiyecekti

 

Tablo ortada… Bir tarafta “devletin desteklediği iddiaları” son günlerde sosyal medyada da, spor medyasında da yaygın şekilde yazılan, konuşulan, tartışılan bir aday var…

 

Bir tarafta da, “Türk futbolunu yeniden dizayn edecek bir yönetimi iş başına getirmek için” uzun zamandır mücadele eden bir büyük kulübün başkanının desteklediği ve “yönetim listesine aday üyeler verdiği” bir aday…

 

Biri “Federasyon Başkanı”, öteki “Trabzonspor’un eski başkanı”, özetle; Futbol Genel Kurulu toplanırken, “biraz önde olduğu” ifade edilen bir Federasyon Başkanı, “açık ara kazanacağı” iddiasıyla genel kurula gelen bir eski kulüp başkanı…

 

Temenni ediyorum ki, “hangisi kazanmış olursa olsun” Türk sporu ve futbolu için hayırlı olsun…

 

Ve ilk işleri de, “ikiye bölünmüş futbol camiasını, yeni federasyonun şemsiyesi altında birleştirmek” olsun!

 

Bakınız, bir zamanlar Koç Holding’in üst düzey yönetiminde görev yapmış ve Ali Koç’u yakından tanıyan, şu anda Galatasaray Divan Kurulu Üyesi olan Güven Osma, bana gönderdiği notta ne diyor:

 

“Türk futbolunda böylesine bir bölünme yaşanmadı. Spor rakipliğinin yerini düşmanlık aldı. İki cephe, sporun temiz ilkelerinde buluşmazsa, gerilim, kavga artarak sürecek. İki tarafın karşılıklı penceresinden bakıldığında ortaya birleşik olarak adeta üzülerek yazıyorum “kırk katır mı, kırk satır mı” görüntüsü çıkıyor. Bu pencereler hemen kapatılmalı ve bu görüntü tümüyle silinmeli… Bu konuda medyaya büyük görev düşüyor. Tiraj, reyting ve tıklanma yarışında öne geçmek için gerilimin sürmesine, hatta artmasına yol açacak yayınlardan kaçınılmalı…”

 

İzin aldım, bu görüşlerinin üstüne imzamı koyarak, yazıma alıyorum…

 

Ve de hemen; “seçimden sonra ne olup, olamayacağına dair” görüşümü yazıyorum:

 

Eğer medyamızda Ali Koççuların iddia ettiği gibi, “Mehmet Büyükekşi’nin arkasında devlet varsa” ve Büyükekşi seçimi kaybederse, tahmin edebiliriz ki; “Yeni Federasyon’un, Türk futbolunu Ali Koç’un ‘istediği gibi’ dizayn etmesine” imkân verilmeyecektir.

 

Ali Koç’un, desteklediği Servet Yardımcı’nın “karşı cephe için ağır suçlamalar taşıyan” açıklamayla adaylıktan vazgeçmesinin ardından, Mehmet Büyükekşi’nin karşısında kalan tek adaya “yönetim listesine üye adayı vererek” destek ilan etmesi, İbrahim Hacıosmanoğlu bakımından “İyi mi oldu, kötü mü oldu ” sorusunu masaya koymuştur.  

 

Seçimi kaybetse de, Mehmet Büyükekşi, adını futbol tarihimize yazdırmıştır; kaybedeceği fazla bir şey yok.
Ama kazanırsa, Ali Koç ve yandaşlarının neleri kazanıp, neleri kazanamayacağı, yeni futbol sezonu boyunca tartışacak, konuşacak, yazılacaktır…

 

Ve de… Yaşayıp, göreceğiz…

UYARI: Küfür, hakaret, bir grup, ırk ya da kişiyi aşağılayan imalar içeren, inançlara saldıran yorumlar onaylanmamaktır. Türkçe imla kurallarına dikkat edilmeyen, büyük harflerle yazılan metinler dikkate alınmamaktadır.
Ali gulenc 19 Temmuz 2024 15:28

Seçimle ilgili okuduğum en mükemmel değerlendirme. İmza atarım.