Dünden kalanlar!

Bir adam: Guus Hiddink gibi bir hocanın, belki de "yeni sakatlıktan çıktı" diye sonradan hatırladığı ve ancak "54. dakikada oyuna soktuğu" bir adam "ülkesinin futbolu adına" tarih yazdı!.. Hem Avustralya'nın Dünya kupalarında ilk golünü atan hem de bu gole "harika" bir ikincisini ekleyerek, Avustralya'ya Dünya kupalarındaki "ilk galibiyeti" getiren bu adamın adı Cahill'di!.. Herkes Viduka'lardan, Kewell'lerden "bir şeyler" beklerden, Cahill, Mısırlı hakem El Fatah'ın, Japon kaleci Kawaguchi ile beraber paketlediği "Japonya'nın galibiyetini", hem de Avustralyalı taraftarların ve hatta teknik direktör Hiddink'in bile ümidini kestiği bir anda, tersine çevirdi ve "3 puanı alıp gittiklerine inandıkları bir anda" Japonları bitirdi!.. Bir takım: Çek Cumhuriyeti, 3 günün ve 3 gecenin "en iyi takımı" idi!..Brückner Hoca, "tecrübeliler" ile "gençleri" kaynaştırmış, "saat gibi işleyen", hücum gücü müthiş, orta sahası mükemmel, defansı sağlam bir ekip kurmuş!.. ABD ile 90 dakika "kedi - fare oyunu" oynadılar!..Rosicky gibi bir futbolcuya sahip olmak da, bir hoca için tam bir piyango!.. Bir favori: İtalya, seyrettiğimiz ve "Brezilya başta" henüz görmediklerimiz de dahil favoriler ve iddialılar içinde "finali oynayacak" ve belki de "şampiyon olabilecek" bir ekibin "her türlü silâhına sahip olduğunu", daha ilk maçta gösterdi!.. "Essien ve Appiah'tan ibaret" Gana'yı yenerken zorlanmadı, bile!.. 3 Günün özeti: İlk iki günün bütün takımlarını ve dünün Japonya'sını, Avustralya'sını, ABD'sini, Gana'sını görünce, "neden Türkiye burada yok" diye hayıflandım ve hele hele Avustralya- Japonya maçının "Mısırlı", İtalya -Gana maçının Brezilyalı hakemlerini seyrettikten sonra , "Türk hakemlerine yaptıklarımızı hatırlayarak" üzüldüm!..