Açıkça görünüyor ki, Ünal Aysal, Duygun Yarsuvat'ta olduğu gibi, TV ekranlarında, spor sayfalarında başköşelerde en önde görünmek sevdası Özbek'e de bulaşmış
Çok eskilere dayanan bir "anlamlı söz" vardır, "hikâyesi" de vardır, "o hikâyenin yeni versiyonunu" Galatasaray Başkanı Dursun Özbek yazdı ve "o sözü" de hak etti; "İşte şimdi yaya kaldın Tatar ağası!.."
Savaşa giden Kır Serdar'ının bir han durağında "zamanın postacılığını, haberciliğini, taşımacılığını yapan" ve de "hiç yaya yürümemekle övünen" bir Tatar ağasının bütün atlarını alıp gitmesi üzerine söylenen bu sözün hikâyesini, Özbek, yeni anlatımında "şöyle" değiştirdi; "Kendi atının ayağına kurşun sıkarak" ve de "kendi kendini yaya bırakarak!..
"Futbolun sorumluluğunu üstlenecek" denildiği günden beri Alp Yalman gibi bir başkana "oynanan oyun", çok açıktır ki, "yalan olmayan" haberleri "yalanlamak ile" saklanamaz, artık!..
Dünden bugüne sahneye konan "oyun içinde oyunun" Galatasaray'ı bugün getirdiği tabloya bir bakın;
Bir yanda "hayali" vardı ve "gerçeğe" geçirilemedi; "Florya'nın ve futbolun başında Alp Yalman olacak" ve de Futbol Takımı'nın başına Fatih Terim" ya da "öyle" bir kariyerli, sağlam bir teknik adam gelecek!..
Öte yanda "gerçeği" var ve hayata geçiriyorsunuz; Florya'nın ve futbolun başında Mehmet Özbek (Arkasında Dursun Özbek) ve Futbol Takımı'nın başında da "alt yapı" Hollandalısı Riekerink, yanında da "göz boyama bonusu olarak", bugüne kadar "teknik adamlıkta tek başarısı olmayan", ama Galatasaray TV ekranlarının gerçekten "başarılı yorumcusu olan" Ayhan Akman!..
Buna "kendi ayağına kursun sıkmak" denmez de ne denir?..
Yarın üst üste alınacak "birkaç kötü sonuç" sonrasında, zaten "ateşin henüz soğumamış közlü küllerinde yürümekte olan" Galatasaraylı taraftarların, hele hele tribünlerdeki seyircilerin neler yapacakları ortada değil mi?..
Böyle bir durumda Alp Yalman ve Fatih Terim ya da "ona eşdeğer" kariyerli bir büyük hocanın kalkanı mı işine yarayacaktı, "zaten hâlâ sağlam ayakları üzerine yere basamamış" Özbek yönetimi için, yoksa "Mehmet Özbek - Riekerink" kalkanı mı?..
Ama açıkça görünüyor ki, tıpkı Ünal Aysal gibi, tıpkı Duygun Yarsuvat gibi, TV ekranlarında, spor sayfalarında baş köşelerde ve "en önde görünmek" sevdası Dursun Özbek'e de bulaşmış; bu hastalıklı tutku yüzünden "yönetimi için de, Galatasaray için de" çok tehlikeli bir riski göze almış; atını kurşunlamış, şimdi, "yaya olarak" karşımızda!..
Düşünün siz, "her yıl için milyon avroları cebine koyan" futbolculara, "yılda 500 bin avro alacak" bir "alt yapı" hocası komutanlık edecek!..
Ve sporcu hep düşünecek, "Ben kaç parayım, o kaç paralık?.."
Daha açık yazayım; Galatasaray'ın "tüm teknik heyeti", Riekerink / Ayhan Akman / Orhan Atik / Taffarel, bir "Serdar Aziz etmiyor"; nasıl olacak, nasıl yürüyecek bu iş?..
Galatasaray'ı böyle bir tabloya mahkûm etmek için, Aziz Yıldırım bir haftalığına Dursun Özbek'e vekalet etse, "utanır" ve de "çok ayıp olur" diyerek bu tablonun altına imza atmazdı!..
Ne diyorsunuz, Dursun Başkan?..
Bak, Galatasaraylıların saygı duyarak, "ne yapacaklarını, nasıl yapacaklarını heyecan ile bekledikleri" Alp Yalman / Fatih Terim kalkanı sizin ve yönetiminizin önünde konmayınca, "neler yazılabileceğinin bir örneğini" zat-ı âlinize sunuyorum; anlayın!..
Hem de bugüne kadar "sizi iyi niyetli kabul eden ve de Galatasaray'a yararlı olacağınıza inanan" bir spor yazarının bile "yarınlarda neler yazacağının bir örneği" bu; üstelik de "çok hafif başladık!.."