Düztaban değil, iş bilmez!..

A -
A +

Bir Galatasaraylı okurumdan mail aldım, diyor ki: "Bizler nerede ise sokağa çıkamaz olduk, şu tabloya bakınız; bu hafta Galatasaray Futbol Takımı mağlûp, Galatasaray Basketbol Takımı mağlûp, Galatasaray Erkek Voleybol Takımı mağlûp, Galatasaray Bayan Voleybol Takımı mağlûp!..Bizler ne yapalım?. Rakiplerimizin taraftarlarının alay konusu oluyoruz, utanıyoruz; kulübümüzün yönetimi, başkanıyla, ikinci başkanıyla, as başkanlarıyla yeniden seçilmenin hesap ve kulislerini yapıyorlar, bunlarda hiç mi mahcûbiyet duygusu yok?.. Öcal bey, bunların acaba kaç tanesi düztaban?.." Aslında bu mailde, "ufak bir değişiklik yaptım"; okuyucumdan özür dilerim, ama Galatasaray başkan ve yönetimine "her şeye rağmen" yakıştıramadığım için "iki kelimeyi" çıkartıp yerine "mahcûbiyet" kelimesini koydum!. Biliyorum ki, bugün Galatasaray taraftarının yüzde 90'ından fazlası "aşağı yukarı " böyle düşünüyor!.. Gelin görün ki, "bu başkan, bu ikinci başkan, bu asbaşkan ve diğerleri" camiayı da, taraftarı da "kandırdıklarını" zannederek ve aslında sadece ve sadece "kendilerini kandırarak" o koltuklarda oturmaya devam ediyorlar!. Galatasaray'ın tarihinde "14 yıl şampiyon olamadığı" dönem vardır; ama böylesine "iş bilmez ve meseleler karşısında ezilmiş, ezildiğini de itiraf etmiş ama koltuğuna yapışmış" bir yönetim yoktur!. Süleyman Demirel'in "ünlü bir tabiri vardır"; tam da "işte" bu Galatasaray yönetimini tarif eden: "Bunlara 4 kaz verseniz, üçünü kaybedip dönerler!.." "Halledeceğiz" dedikleri her şeyi, ama her şeyi yüzlerine gözlerine bulaştırdılar!.. Stat olayı ortada!. Ada olayı ortada!. Hisse senetleri ortada!. Kredi olayı ortada!. Transfer olayları ortada!. Hoca olayları ortada!. Takım ortada!. Şubeler ortada!. Taraftar olayı ortada!. "Darmadağın ve her kafadan bir ses çıkan" yönetim ortada!. Federasyonlarla, diğer kulüplerle, üçüncü şahıslarla ilişkileri ortada!. Hiç birinin elle tutar yanı yok!.. Bir yaptıkları, yapabildikleri; "kulübün mâli defterlerinin muntazam hâle getirilmesi"; yani "normal bir muhasebecinin yapabileceği, yapacağı" bir iş; o kadar!. Bir yönetim düşünün ki; Başkanı, İkinci Başkanı ve Asbaşkanı, "sevimsizlik yarışında" sadece camiayı değil, tüm spor kamuoyunu "Galatasaray'dan soğutacak kadar" başa baş gidiyor!.. Bu yönetim, yıllardır sahne ışıklarına, basına, taraftara, camiaya, spor kamuoyuna "sempatik gelecek", bu kitlelerle "sıcak ilişkiler kuracak" bir tane adam çıkaramadı!. Çok Galatasaraylı, gün gelecek, "hareketleri Galatasaray yöneticiliğine yakışmıyor" diye yerden yere vurulan "Abdurrahim Albayrak'ın aranacağına" rüyalarında görseler, inanamazlardı; ama maalesef durum bu kadar acı ve hazin!. Bu başkan ve bu yönetim, "Galatasaraylılık ruhunu" nerede ise yok etti!.. Bu başkan ve yönetim, Galatasaray sevgi ve saygısını nerede ise bitirdi!.. Bu başkan ve yönetim, "kendileri" nasıl Aziz Yıldırım ve yönetimi karşısında "ezildilerse", Galatasaray'ı da "her yönüyle" Fenerbahçe karşısında ezdirdi!. Bu başkan ve yönetim, Fenerbahçe'yi "baş pehlivan" yaptı, Galatasaray'ı "başaltı pehlivanı" durumuna indirdi!. Bakınız "sadece" bir örnek vereyim; bunca yıl, "transferde", üstelik "bunca para harcanmasına rağmen" Galatasaray "orta sahasına bir 10 numara bulamayan ve alamayan" bir başkan ve yönetiminin " değil Galatasaray'da, "Urlaspor'da bile başarılı olamayacağını" söylersem, inanıyorum ki; "Doğru söylüyorsun" diyecek yüz binlerce Galatasaraylı çıkacaktır!. İşte, "bu başkan ve bu yönetim", koca Galatasaray'ı bu hâle getirdi!. Ve ne yazık ki "koca" Galatasaray camiası, "böylesine beceriksiz bir yönetim için" en ufak bir girişimde bulunmuyor!. Neden?.. İşte "Galatasaray'ın en büyük problemi" burada!.. "Galatasaray üyesi" olarak geçinenlerin "büyük çoğunluğu" aynı özelliği taşıyor; "Mektepli!.." "En önemli konuların görüşülüp karara bağlanacağı" genel kurullara bile "lütfedip gelmeyen", Galatasaray Adası'nda denize girip çay içen "saygıdeğer mekteplilerin umurlarında mı?.." Zira "onlar", taraftarlar gibi sokaklarda değiller!.. "Birkaç espri ile karşılaşıyorlar"; o kadar!.. Rakip taraftarlardan gelen alaylara muhatap olmuyorlar; aşağılanmıyorlar!. Galatasaray "üyeliğinde mektepliler yerine alaylılar çoğunlukta olsa" idi; "böyle" bir başkan ve "böyle" bir yönetim "bir gün daha iş başında kalabilir" miydi?. Galatasaray taraftarı, "maç başlarında 5 - 10 dakika değil", bütün bir maç boyu "bu yönetimi protesto etse" haklıdır; hem de çok haklı!. Böylesine "pişkin" bir yönetimle, Galatasaray'ın nereye gittiği bellidir; daha nerelere gideceği de!. Sevgili okurum, son sözüm sana; bunlar "düz taban değil, iş bilmez"; üstelik "bilmediğini de bilmez!." Galatasaray'ın dramı da burada!..

UYARI: Küfür, hakaret, bir grup, ırk ya da kişiyi aşağılayan imalar içeren, inançlara saldıran yorumlar onaylanmamaktır. Türkçe imla kurallarına dikkat edilmeyen, büyük harflerle yazılan metinler dikkate alınmamaktadır.