Elano'yu anlayamayan Polat!..

A -
A +

Brezilya Milli Takımı'na "Türkiye'den çağrılan tek futbolcu olduğunu öğrendiği günün gecesinde" Elano'nun verdiği görüntüyü stattaki binler, TV başındaki on binler seyrettiler; yürekler acısı!.. Kupa maçında "bir alt kademedeki" bir takımla "kendi sahalarında yaptıkları" bir maçta, üstelik 2 - 0 galiplerken, dahası daha oyunun başlarındayken, "yerlerde sürünerek" rakibini düşürdüğü anda "arkadaşlarını 10 kişi bırakacağını dahi düşünemeyecek duruma düşmüş" bir Elano!.. TV kameralarının karşısına "daha geldiği günlerden beri" adeta "ben nereye geldim, nasıl geldim, neden geldim" diye düşündüğünü gösteren bir yüzle çıkan, "yapayalnız olduğunu" her hâli ile gösteren, maçlarda "öyle oynayan" bir Elano!.. "Ben teknik adamlarımı ve futbolcularımı kimselere yedirmem" diyerek, olaylara "ne kadar yüzeysel ve popülist baktığını gösteren" Başkan Adnan Polat'ın, arkadaşlarıyla ve teknik heyeti ile beraber "kurda kuşa yem ettiklerini hâlâ fark edemedikleri" Elano!.. Gazetelerde haberleri okurken, acı acı gülüyorum, Adnan Polat, "yardım istemiş" Adnan Sezgin'den, "İlgilen" demiş!.. Bilemiyor, göremiyor ki, Elano'nun "kendisiyle ilgilenmesini isteyeceği son adamdır" Adnan Sezgin!.. "İnsan ve sporcu psikolojisinin P'sinden anlamadığını yıllardır her olayda gösteren" Adnan Sezgin de "ilgilenmeye başlarsa", vay ve vah Elano'ya!.. Durum çok açık; Elano'nun "psikolojik desteğe ihtiyacı var"; dosta, arkadaşa, sevgiye ihtiyacı var∏"buz adam" Adnan Sezgin ne verecek ona?.. Türkiye'nin gelmiş geçmiş "en pahalı" kadrosunu kuruyorsun, başına "Dünya'nın en ünlü teknik adamlarından ikisini getiriyorsun", bu takımın "psikolojik olarak her maç adım adım çöktüğünü göremiyor", yapılması gerekeni yapmıyor, "bilimsel ve tıbbi desteğin gerekli olduğunu anlayamıyorsun", bulabildiğin çare "Gel Adnan Sezgin, gel"; vah ki ne vah!.. Bu takımı son yıllarda "bu hâle getirenlerin başında Adnan Sezgin'in geldiğini göremeyen bir kişi var" Galatasaray'ın başında; vah ki ne vah!.. "Gencecik" Arda Turan'ın omuzlarına "kolay kolay kaldıramayacağı ağır yükü yükleyip", onu "psikolojik destekten mahrum bırakmanın neye mal olacağını bilmeyen, anlayamayan" ve hâlâ göremeyen, ortaya çıkan "acı tablonun"sorumluluğunu "başkalarına yükleme çabası içinde" TV ekranlarında "Onları kimselere yedirmem" demekle "işi çözeceğini zannetmek"; işte Polat'ın en büyük yanlışı!.. Elano'nun, Arda'nın, Ayhan'ın, Keita'nın, Sabri'nin, Servet'in, Mehmet Topal'ın, Baros'un "neye ihtiyacı olduğunu" anlamak için "Galatasaray'ın bir - iki maçını seyretmenin yeter olduğu" bir süreçte, "kafayı eleştirilere ve olumsuz yorumlara takan" bir Başkan'ın "bu sezon da Galatasaray'ı nereye götürebileceği" çok açık; "geçen sezondaki acı sona!.." Açınız gazetelere bakınız, "geçen yıl bu dönemlerde" Adnan Polat'ın "Skibbe'den Lincoln'e kadar teknik heyeti ve futbolcuları için" söyledikleriyle, "şimdi söyledikleri" arasında "en ufak bir fark" var mı?.. Sevgili Polat, "bazı kulüp aidiyetli Fenerbahçeli yorumcu dışında" kimsenin "senin futbolcularını ve teknik heyetini yemeye niyeti yok"; ama "yenirlerse" suç sizlerin, "zira yapmanız gerekeni görmüyorsunuz ve yapmıyorsunuz!.." Bu takımın, hatta "teknik heyeti de dahil" tümüyle "psikolojik desteğe ihtiyacı var"; "öyle sıradan değil", gerçekten "uzman" kişilerin desteğine!.. İtiraz etme, "sadece", Galatasaray defansını "tek başına altüst eden" Kâzım Kâzım'ın "kötü vuruşlarla kaçırdığı en az 4 gol ortada iken", kalkıp da maç sonunda "Kırılma noktası Aydın'ın kaçırdığı goldü" diyerek, mağlûbiyetin faturasını "gencecik bir futbolcuya kesecek kadar" kendini kaybetmiş bir teknik adamın, "psikolojik desteğe ihtiyacı yoksa" bilmem ki kimin var?..

UYARI: Küfür, hakaret, bir grup, ırk ya da kişiyi aşağılayan imalar içeren, inançlara saldıran yorumlar onaylanmamaktır. Türkçe imla kurallarına dikkat edilmeyen, büyük harflerle yazılan metinler dikkate alınmamaktadır.