Eleniş; "üç bilineni olan" denklem!.. 

Sesli Dinle
A -
A +

Hemen yazımın başlığında olan denklemi, "Galatasaray'ı kimler eledi" denklemini ve "bilinenleri" yazayım; Başakşehir / Okan Buruk / Hakemler…

 

İşler iyi giderken ve takım şampiyonluk yolunda açık ara ilerlerken Galatasaray Sportif AŞ Başkan Vekili ve futbolun patronu Erden Timur'un, Kulüp ve Sportif AŞ Başkanı Dursun Özbek'in "Federasyon ve Merkez Hakem Komitesi'ne savaş açmalarını… Ve onlara "Okan Buruk'un da katılıp, 'hep beraber Ceza Kurulunun yolunu tutmalarını" konu eden "Galatasaray ateşle oynuyor" başlıklı yazımın çıktığı günün akşamı, Süper Lig'deki maçta "7 gol" yiyen" Başakşehir, lig liderini Türkiye Kupası'ndan eledi, hem de… Galatasaray defansını yolgeçen hanına çevirerek… Eğer "biraz becerikli olsalardı", yarım düzine gol atmaları işten bile değildi!..

 

Evet, hem sahadaki, hem VAR'daki iki hakem "Galatasaray'ın iki penaltısını yediler, "benzer pozisyonlardan birinde (kafaya uzanan ayak) 'devam' diyerek" Başakşehir'in attığı gole yeşil ışık yaktılar. Başakşehirli futbolcuların "iki defa 'kırmızı kartlık' faulüne 'sarı kart' bile" çıkarmadılar, VAR devreye girmedi vs… Yazacak yığınla pozisyon var… Amma…

 

Ey Galatasaray'ın "Beşiktaş'ın 69 yıllık 'galibiyet serisi' rekorunu kıran" hocası, Sevgili Okan Buruk… Hem de "hafta sonunu 'bay' geçirecekken, maçın yokken", sahaya sürdüğün bu takım ne oluyor; bu "acayip rotasyona" gerek var mıydı?
Defansa en ufak yardımı olmayan forvetler, "ne yaptığını, yapacağını bilmeyen" orta saha ve "defansın solu ile ortasını yolgeçen hanına çeviren" bir kurgu…

 

Bunlara, son iki lig maçında da "üst üste rakibin değerlendiremediği büyük hatalar yapan" Muslera'daki "form düşüklüğünün" bu maçta da devam etmesi eklenince, işte gelen acı son…

 

Evet, Hoca'm, "eleniş maçının hakemlerine her türlü eleştiri yapılabilir, yapılmıştır ve yapılacaktır da; zira sonuca etkileri büyük ve doğrudandır" ama bilesin ki, maçtan sonra söylediklerinde "esas itibarıyla" haklısın ama unuttuğun bir şey var, evet unuttuğun bir şey…

 

"Bu sözleri söylediğin basın toplantısından önce" aynaya bakmalıydın; "sahaya sürdüğün rotasyonlu takım" ile asıl sorumlu sensin ve "eleniş" senin eserin; Başakşehir: 3 - Okan Buruk: 0!..

 

Elbette "Sezar'ın hakkını" Sezar'a vermeliyiz. Emre Belözoğlu'nun Başakşehir'i "hem de daha farklı bir galibiyeti kaçırarak", ligdeki "7-0'ın rövanşını" aldı ve "Ligde Galatasaray'a verilen 3 puandan çok daha değerli bir sonucu" hak ederek, Türkiye Kupası'nı farklı olarak "en çok kazanan takım" unvanını taşıyan ama "son yıllarda 'kupayı kaldırmayı' özleyen" büyük rakibini eledi.

 

Galatasaraylılar "Ah gene hakemler" diyor ama "maçı hak eden futbolu oynayan" Başakşehir'di. Oynadığı futbolun da hakkını aldı.

 

Ne var ki, Emre Belözoğlu'nun "üst üste gördüğü ve hak ettiği sarı ile kırmızı kartlar 'sarı kırmızılı lig liderine karşı' alınan" galibiyete yakışmadı. Bu kendisine "ağır cezalar getirecek" tepkiye gerek yoktu.

 

Zira hakemlerin "Başakşehir aleyhine çaldıkları ve de çalmaları gerekirken çalmadıkları" ters kararlara karşı, "Galatasaray aleyhine çaldıkları ve lehine çalmadıkları 'hatalı' düdükler", çok daha fazlaydı…

 

Ankaragücü - Başakşehir yarı final mücadelesi enteresan olacak…

UYARI: Küfür, hakaret, bir grup, ırk ya da kişiyi aşağılayan imalar içeren, inançlara saldıran yorumlar onaylanmamaktır. Türkçe imla kurallarına dikkat edilmeyen, büyük harflerle yazılan metinler dikkate alınmamaktadır.