Elin oğlu ve biz!..

A -
A +

Daha bu hafta Mourinho'nun Chelsea'sini deviren ve İngiltere gibi zorlu bir ligde haftalardır liderlik koltuğunda oturan Leicester'in önlenemeyen yükselişinin hikayesi ne?..

Beşiktaş'ın Galatasaray'ı "hak ederek" 2-1 yenip liderliği devraldığı maçtan sonra, TV'de İngiltere liginden bir maç seyrettim; Leicester City - Chelsea karşılaşmasını!..
Önce şunu söyleyeyim; Galatasaray "oynadığı futbol ile" Beşiktaş maçında "yarım puanı" bile hak etmedi.
Maçtan sonra Mustafa Hocamızın ve Selçuk Kaptan'ın "hakemle ilgili sözleri", doğrusu ya "sportmenlik adına" da "futbol adına" da kabul edilemezdi. Mustafa Hoca da, Selçuk Kaptan da "hakeme laf etmeden önce", kendi takımlarına bakmalıydılar; "rakip kaleci tarafından hediye edilmiş" bir golü atan ve de "çok hatalı bir gol yiyen" ama "4-5 golü de önleyen" Muslera dışında ne yaptı, koca Galatasaray?..
Astana maçından sonra, bu karşılaşmada da "futbol adına takıma sıfır katkı koyan" Sneijder'lerin, Podolski'lerin "Galatasaray'a verdiği saha içi zararının yanında", bana göre "yoktu" ya, hakemlerin verdiği zarar "birkaç gram bile etmezdi!.."
Hakem "kötü" niyetli olsa, Sneijder'i sahada tutmazdı; iyi seyredin maçın kasetini, "göreceği kaç kart" affedildi!!!
Şenol Hoca'yı ve takımını da kutluyorum; "Avrupa elenişinin ardından" ve de "o yıkıcı kaleci hatası ile mağlup duruma düştükten sonra" yıkılmadılar ve "futbol oynayarak" kazandılar; helâl olsun!..
İşin bu tarafını futbol ulemamıza bırakarak, ben "başka" bir konuyu yazmak istiyorum.
Seyrettiğim Leicester City, 16 maç sonunda "35 puan" ile ligin tepesinde oturuyor; Arsenal 33, Manchester City 32,  Manchester United 29 puanla, Leicester'i takip ediyorlar; geçen yılın şampiyonu Chelsea ise küme düşme hattının hemen iki üstünde, averajla.
"İDDAA" oynamıyorsak, çoğumuz, "Bu Leicester de nereden çıktı" diye, ona buna soruyor ya da Google'a girip araştırıyoruzdur!..
İngiliz alt liglerinde iken, bir Taylandlı "dolar mülti milyarderinin satın aldığı" bir kulüp, "en üst lige çıktı", şimdi de "şampiyonluğa oynuyor!.."
Bu yıl transfere harcadığı para, 38 milyon avro; evet "sadece" o kadar!..
Chelsea'yi 2-1 yendikleri maçın gollerini atan 28 yaşındaki Vardy İngiliz ve önceki yıl "İngiliz üçüncü liginden 870 bin pounda alınmış"; Cezayirli Mahrez ise geçen yıl ocak transferinde "350 bin pounda Fransa ikinci liginden transfer edilmiş."
Toplam "1 milyon 220 bin poundluk" bu iki oyuncunun Arsenal'e karşı tek mağlubiyetle liderlik koltuğunda oturan Leicester'e katkıları ise, şöyle: Sağ forvet oynayan Mahrez; 11 gol, 7 asist, santrfor oynayan Vardy; 15 gol, 2 asist!.."
İşte, "futbolda" Arap petrol şeyhleri ve Rus oligarkları ile yarışan Taylandlı iş adamının takımının "transfer politikası!.."
Dahası, "Taylandlı Patron", İngiliz Birinci Ligi'nde Manchester United'li Van Nistelrooy'un "İngiliz Ligi'nde üst üste 10 maçta gol atma" rekorunu, ne tesadüf Manchester United'e de attığı golle "11 maça çıkaran"  Vardy'ye ve Cezayirli Mahrez'e talipler çoğalınca, "Bizim istediğimiz 7 sıfırlı paraları verirlerse neden olmasın; biz yerlerini dolduracak oyuncuları buluruz" diyormuş!..
Takımın başına bu sene gelen İtalyan Ranieri, "90 dakika arı gibi koşan, rakibe basan, nefes aldırmayan, hızlı çıkan" bir futbolla, herkese meydan okuyor, adeta; Mourinho'ya ve takımına da nefes aldırmadı ve acımadı!..
64 yaşındaki "kurt" Hoca, Napoli, Fiorentina, Valencia, Atletico Madrid, Chelsea, Parma, Juventus, Roma, İnter ve Monaco'da bulamadığı "en üst liglerde şampiyonluk" açlığını Leicester'in başında giderebilecek mi; bu da İngiltere'de sezonun bir başka "renkli" bilmecesi!..
Ama, ortada ki, Taylandlı patron "hoca nasıl seçilir ve transfer nasıl yapılır" konusunda herkese ders veriyor, vermeye de devam edecek!..
Bizim "hovarda" başkanlarımıza selam olsun!..

UYARI: Küfür, hakaret, bir grup, ırk ya da kişiyi aşağılayan imalar içeren, inançlara saldıran yorumlar onaylanmamaktır. Türkçe imla kurallarına dikkat edilmeyen, büyük harflerle yazılan metinler dikkate alınmamaktadır.