Türkiye'nin en büyük, en zengin, müsabakaları en çok seyirci toplayan, her gün "birkaç trilyonluk ciro yapan" kulübü hangisidir? Fenerbahçe mi? Hayır!.. Galatasaray mı? Hayır!.. Beşiktaş mı? Hayır!.. Hatta "rakamlar ortada"; sözünü ettiğim dernek-kulüp, "Üç büyüklerimizin toplam bütçelerini kat kat aşan" bilânçoya ulaşıyor!.. Hangi dernek-kulüp bu? Onu "biraz sonraya bırakarak", bir başka soruya geçeyim: Diyelim ki Maliye Bakanlığı'nın, diyelim ki İçişleri Bakanlığı'nın, diyelim ki Futbol Federasyonu'nun müfettişlerinin, "Galatasaray'da, Fenerbahçe'de ya da Beşiktaş'ta yaptıkları denetlemelerde" bazı usulsüzlükler, yasalara ve yönetmeliklere, hatta kulüp tüzüğüne aykırı uygulamalar tespit etmişler ve "savcılıklara, bu kulüplerin başkanları, yöneticileri hakkında suç duyurusunda bulunmuşlar"; şimdi "böyle bir tablo" spor medyamız için haber midir, değil midir? "Değil" diyecek, diyebilecek bir gazeteci çıkabilir mi? Manşetler atılmaz mı, çarşaf çarşaf haberler yazılmaz mı, yorumlar yapılmaz mı?!.. Peki, yazımın başında "büyüklüğünü, zenginliğini anlatmaya çalıştığım" dernek-kulüpte, yani Türkiye Jokey Kulübü'nde "bunlar olurken" neden anlı-şanlı spor medyamızsın sesi sedası çıkmıyor? Her gün "yarım sayfa" at yarışı tahmin ve programı yayınlayan gazetelerimizin? Bir zamanlar "TJK, Türkiye Spor Yazarları Derneği'ne belirli bir miktar bayilik payı verirdi!." Sanıyorum; bu "çok yanlış uygulama" yıllar önce kaldırıldı!. Amma... "Bir başka çok yanlış uygulama" işin tuzu biberi oldu: Sorum şu; at yarışlarıyla, tahminci, yazar, dergi ve bülten çıkaran ve yöneten kaç gazeteciye "6'lı ganyan bayiliği verilmiştir?" Son basın toplantısında Kulüp Başkanı, şunları söylemiş midir: "Milletvekili, devlet erkanı, asli üyeler,at sahipleri ve gazeteciler gibi ibarelere yer verilerek kuraya sokularak veya sokulmadan verilen ganyan bayiliklerinin tümünün Ganyan Bayiliği Yönetmeliği'nin ilgili maddelerine uygun olduğu... Ancak, Ganyan Bayiliği Yönetmeliği'nin, TJK Yönetim Kurulu'na geniş yetkiler vermiş olması sebebiyle, yönetmeliğin sıkıntıya neden olmayacak şekilde düzenlenebileceğine..." Bu cümleler ne anlama geliyor? "Kuraya sokularak ya da sokulmayarak" ne demektir? "Sıkıntıya neden olan" nedir, "neden düzeltilecektir?" Bugüne kadar "iddialar ayyuka çıkarken" akıllar nerede idi? Türk atçılığının önderi Atatürk'tür... İnönü'lerin, Celâl Bayar'ların atları hipodromlarımızda koşmuştur!. TJK'nün 1950'de kurulmasından sonra, derneğin ve kulübün başkanlığına "ünlü" siyasetçiler, Türk atçılığının "köklü" ailelerinin "herkes tarafından tanınan" reisleri gelip gitmiştir!. Ne var ki, "dünya ve Türk atçılığının gelişmesine karşılık" Türkiye Jokey Kulübü, "içine dönük", çoğunlukla belirli grupların insanları arasından seçilip alınan üyelerle yetinilen ve bugün "sadece 117 üyesi bulunan" bir ayrıcalıklılar topluluğu haline getirilmiştir!. Kulübün üyelerinin yaş ortalaması ile, İngiltere'nin "Lordlar Kamarası'nın yaş ortalaması" nerede ise eşittir!. Bugün TJK Başkanı, gazetelerin mutfaklarına gelse ya da Beyoğlu'nda şöyle bir yürüse, kaç kişi tanıyacak ve selâm verecektir? Yaşlı üyelerin çoğu genel kurullara gelememekte, bu yüzden genel kurullar "en çok 80-90 üye ile yapılmaktadır!." Pazarlıklarla kurulan "koalisyon yönetimleri için" 50 üyeyi kendi tarafına çekmek yeterlidir!. Ve... İstanbul'dan Bursa'ya, Ankara'dan Adana'ya, İzmir'den Şanlıurfa'ya ve Elazığ'a kadar yılın 365 günü yapılan, hatta bazı günler "iki şehirde bile yapılan" ve bazı günlerde "10-11 koşunun koşulduğu" ve "trilyonların kasalara girip çıktığı" bu tablonun çarkı, "işte böyle bir kapalı kuru olarak" bırakılmakta, "kutunun açılması" istenmemektedir!. Ülkenin en ünlü jokeylerine, zaman zaman bir çok at sahibine, ünlü antrenöre, yarış gazetecisine, bunların derneklerinin başkan ve üyelerine, ileri gelenlerine bile kulübün üyelik kapıları kapalı kalmıştır!. Bu "çarpık sistem" sonunda, TJK'nün tarihinde "görülmedik" bir noktaya varmış ve "Bugünün TJK Başkanı ve yönetim kurulu üyeleri için" Tarım ve Köy İşleri Bakanlığı'nın baş müfettişleri, savcılıklara "içinde önemli tespitler ve iddialar" bulunan raporları ile suç duyuruları yapmışlardır!. Üstelik "bu suç duyurularının yapıldığı günlerde", kulübün başkanı "basın toplantısı yaparak", soruşturmalardan "yüz akı ile çıktıklarını ve iddiaların tümünün reddedildiğini" söyleyebilmiştir!. "Bu konuda" Türkiye Gazetesi'nde çıkan yazımdan sonra, içlerinde TJK üyesi de olan pek çok kişiden telefon aldım, faks aldım!.. Yurdun dört bir yanındaki ganyan bayilerinden şikayetler aldım!. Konu savcılıklara intikal ettiği için, "adaleti etkilememek bakımından", bunları yazmıyorum!. Ancak "memnuniyetle" öğrendiğim bir şey var: Tarım Bakanı ve bakanlığın üst düzey bürokratları "böyle gelmiş, böyle gitmez" diyerek, "TJK'da reform yapacak" bir çalışmayı başlatmışlar; tüm çarkı değiştirecekler ve TJK'nü, "genel kurullarda 50 kişiyi arkaya alarak yönetilme" kâbusundan kurtaracaklar!. İhale usulleri değişecek, bayı dağıtımlarında "ulûfe usullerinin önü tıkanacak!." "Dernek üyesi olarak" yıllık aidatlarından öteye "kulübe hiçbir şey vermeyenlerin", devletin parası ile "imparatorluk düzeni" kurmalarının ve yönetmelerinin de önüne geçilecek!. "Sosyal fon ile ilgili iddialar ve gelişmeler bile", TJK'nde "reform zamanın çoktan gelip geçtiğini gösteriyor!." "Üyeleri" bu düzeni değiştirmedikleri, değiştiremedikleri, değiştirmek istemedikleri içindir ki, şimdi düzeni Tarım Bakanlığı değiştirecektir!. Türk atçılığına hayırlı olsun!.