Erden Timur ve Galatasaray’daki İrlandalılar!..

Fatih Altaylı 15 Ekim’de “Galatasaray’da neler oluyor!” başlıklı bir yazı yazdı; müthiş kere müthiş…

 

Uzun yıllardır, karşılaşmadık, görüşmedik… Eğer bugünlerde görüşseydik; “gönlü ‘sarı kırmızıdan yana olan’ bir T.C. vatandaşı” olarak alnından öperdim, şimdi bu yazımla öpüyorum… Onun yazısını, mümkün olsa da bütün Galatasaraylılar okuyabilse…

 

Hadi, “kıskançlıktan çatlayan, patlayan çok kişi, çok ‘rakip kulüp’ yöneticisi, çok ‘rakip kulüp’ yorumcusu” var; onlara “rakip oldukları için” hak da veriyorum; amma… Ya “bu kıskançlar” Galatasaray’ın içinde varsa, ki var; ve de “aldıkları tavır, attıkları adımlar Galatasaray’a zarar veriyorsa” ki, veriyor; onlara ne demeli; işte sevgili Fatih Altaylı’nın yazısı, “ne denilmesinin, neden denilmesinin, nasıl denileceğinin” enfes örneği; teşekkürler!..

 

Kulakları çınlasın, Mustafa Denizli bir zamanlar “İçimizdeki İrlandalılar” gibi “unutulmayacak” bir söz etmişti; bu söz, tam da bugün Galatasaray’ın içinde olan ve de “Erden Timur’u ve onun üzerinden Dursun Özbek yönetimini hırpalamak, yıpratmak isteyenleri anlatmak için” rahatlıkla söylenirse, yazılırsa “cuk” oturur. İşte Altaylı “bu ‘İrlandalıları’ yazmış”; okunmalı!..

 

İçlerinde “bunca yıldır Galatasaray’a hiçbir şey verememişler” var; yıllarca “yöneticilikler yapmış, hizmet etmişler” de var. Dahası ve ne yazık ki, “Galatasaray’ın duayenleri” olarak kabul edilmiş, Divan Kurulunda yıllarca kürsülere çıkıp, “akıl vermeyi adet haline getirmiş ve de saygı görmüş” olanlar da var…

 

Rahmetli kurucusu Ali Sami Yen tarafından “yabancıları yenmek hedefi ile kurulmuş” Galatasaray’da, Dursun Özbek – Erden Timur ikilisi, yıllardan beri “hayal edilen” ve de zaman zaman dillere düşen, “Galatasaray’ın Edirne’den Van’a, Samsun’dan Antalya’ya ‘ülke sınırlarının ötesine çıkıp, ‘gerçek’ bir dünya kulübü hâline gelmesi isteniyorsa, nelerin yapılması, nasıl yapılması gerektiğini ortaya koyan bir büyük proje kapsamında ilk adımları’ attılar” ve de başarılı oldular; olmaya da devam edecekler… 

 

Evet, harcıyorlar ama “gelirlerdeki artış ‘harcamalardaki artıştan’ çok daha fazla; devam edilen ve bazıları bitmek üzere olan projeler ve de 240 milyon avroluk futbol kadrosu ortada…

 

Manchester United galibiyeti ortada… Ali Koç gibi bir iş adamının, “başkanı olduğu Fenerbahçe’yi, Galatasaray’ın rotasına paralel bir yola sokması örneği” de ortada…

 

Ya “Edirne’den öteye gitmeyecek” ve mesela “Bulgaristan örneğine uyarak ‘Biz bize yeteriz’ diyeceksin”; ya da “Avrupa’nın İngiltere / İspanya / Almanya / Fransa / İtalya gibi beş büyüğünü hedef alarak, “Belçika’nın, Hollanda’nın, Portekiz’in önüne geçmek için” ilk adımları atacaksın!..

 

Futbol Federasyonu, Mehmet Büyükekşi yönetiminde “bu rotayı seçip, ona göre adımlar atmaya” başlarken, Galatasaray’ın, Fenerbahçe’nin atakları milyonları “haklı olarak” mutlu ediyor… 

 

Dahası da var; Murat Sancak başkanlığında Adana Demirspor bile rotasını bu yönde değiştirirken, “bu yarışa katılmakta geride kaldığı görünen” Beşiktaş’ta “erken uyanan” taraftarın “haklı tepkisi” de ortada…

 

Ya dünya sporu, futbolu nereye gidiyor”, görecek, anlayacak ve gereğini gecikmeden, çok geride kalmadan yapacaksın, ya da “Galatasaray – Fenerbahçe rekabetinden” öteye geçmeyecek, “Balkanlardaki rekabet” ile yetineceksin!.. 
Türkiye’ye hangisi yakışır; keşte, her kulübümüzde bir Erden Timur olsa!...