Ethem Sancak’ı ihraç etmek!

Sesli Dinle
A -
A +

Dün sabah, “Uluçmarket’i yazmadan önce” internette gazetelerin spor sayfalarında gezinirken, “ilk okuduğum haber ‘Ethem Sancak Beşiktaş’tan ihraç edildi” oldu.

 

Okudum, sonra “acaba yanlış mı okudum” diye tekrar okudum. Sonra “Acaba atladığım bir paragraf mı oldu” diye üçüncü defa okudum… Yooo, ne “yanlış, ne eksik” okumuştum, Türkiye’deki haberi… Evet, Ethem Sancak Beşiktaş’tan ihraç edilmişti… Bunda “bir hata, bir yanlış, bir eksiklik” yoktu… Beni şaşırtan ve haberi üç defa okutan, “ihracın gerekçesi” oldu…

 

Bu gerekçe, “Doğru söyleyeni, dokuz köyden kovarlar” atasözümüzün ne kadar doğru olduğunu ortaya koyan bir gerekçe idi, ona şaşırmış, hayret etmiştim.

 

Sancak’ın “ihraç gerekçesi” 15 Haziran 2022’de TV 100’ün bir programında söylediği sözlerdi ve tamı tamına şöyle idi:

 

“Tüm kulüplerin borcu inanılmaz seviyede. Bu derneklerle falan yönetilecek bir iş değil artık. Endüstriye uygun bir şirketleşme olursa ve bir gün Allah korusun, TMSF’ye düşerse Beşiktaş, ihaleye girip alacağım. Bir konsorsiyum oluşturacağım. Beşiktaş’ı Asya’nın Şampiyonlar Ligi şampiyonu hâline getireceğim.”

 

Futbol kulüplerine sahibiyetin “İngiltere dâhil en muhafazakâr ülkelerde bile nasıl bir değişime uğradığını, nerelere ulaştığını, hangi zirvelere tırmandığını ve bunun sebeplerinin neler olduğunu” bilenleri “hiç şaşırtmayacak olan bu sözlerin ihraç sebebi olması” doğrusu ya bana bir sözümüzü daha hatırlattı “Güler misin, ağlar mısın?”

 

Uzun yıllardır Maliye Bakanlığı’nın kapılarını “mali destek - talepleri” ile aşındıranlar, bugünlerde “milyarlarla ifade edilen borçlar altında inleyerek, bankaların insafına teslim olanlar” ortada iken, Ethem Sancak’ın “sadece Beşiktaş için değil, ‘profesyonel futbolu olan’ bütün kulüplerin durumunu ortaya koyan” bu sözlerini “ihraç sebebi sayan” Disiplin Kurulu Üyeleri, ellerini vicdanlarına koyarak, kendi kendilerine sorsunlar; “ Ethem Sancak, beş cümlede Beşiktaş da dahil Türk futbolunun içinde kıvrandığı ve altını çiziyorum ‘herkesin bildiği’ acı gerçeği anlatmamış mı?..”

 

İster misiniz, Ethem Sancak “bir kulüp satın alsın”, kuzeni Murat Sancak’ın “başkanlığa seçildiği Adana Demirspor’da yaptığı atılım gibi bir atılımı ‘sahip olarak’ çok daha ileri seviyelere götürsün” ve önce “Süper Lig’de Beşiktaş’a rakip olsun”, sonra da “kovulmasına sebep olacak vaadini ‘Beşiktaş’ın yerine o kulübün takımı” ile gerçekleştirsin; “Bir konsorsiyum oluşturacağım. Beşiktaş’ı Asya’nın Şampiyonlar Ligi şampiyonu hâline getireceğim.”

 

Neden “Avrupa değil de, Asya demiş” diye düşünmeyin, “O, bir Siirtli” ve gözü Avrupa’da değil; “hayali Asya şampiyonu olmak!..”

 

“Hayal etmek” ne zaman suç hâline geldi, sporumuzda?..

 

Kara lekede sessizlik (1)

 

Türk atletizmine “Uluslararası alanda sürülen kara lekenin hesabının sorulması” konusunda ne Spor Bakanlığı’ndan, ne Spor Genel Müdürlüğü’nden bir haber var.

 

“Spor ahlakının yerle bir edildiği” gerekçesiyle Türk atletizmine, Uluslararası Atletizm Birliği’nin (WA) onayladığı WA Dürüstlük Kurulunun verdiği ceza ve denetim kararı” örtbas edilip, “sorumlular” cezasız bırakılamaz!..

 

Sessizlik sürerse, yazmaya devam edeceğiz!..

 

Helal olsun Sergen; birileri hâlâ ne bekliyor?

 

TV ekranlarında ve spor sayfalarında “dertleri, Valerien Ismael ile Okan Buruk’u göndermek” ve de… “Yerlerine sevdikleri, arkadaş, dost, abi / kardeş oldukları ‘birilerini’ getirmek isteyenler” var…

 

Birileri… Buraya isimlerini yazmama gerek yok; futbolu izleyen, taraftar olarak da, camialara mensup olarak da kulüpleri ile ilgilenenler “onları” biliyor.

 

İşte “onlardan biri olan” Sergen Yalçın en nihayet isyan etti. Bilmem ki, onun şu sözleri, “birileri için kıyasıya mücadele edenlerin” yüzlerini kızarttı mı?

 

“Taraftar istediği gibi bağırır, engelleyemezsiniz. Bu oyunda tepki de var, övgü de... Doğal karşılamak gerekir. Taraftar eleştirebilir, kızabilir, bu oyunun doğasında var. Bunlar, futbolun içinde olan doğal tepkilerdir. Kaldı ki Beşiktaş iyi bir takım... Bence zirvenin de en büyük ortaklarındandır. Öyle kalkıp, ah vahlar çekilecek bir tablo yok ki ortada. Puan cetveline baktığımızda herkesin hedefte olduğunu görüyoruz, yani herkes birbirine yakın... Öyle karalar bağlamaya da gerek yok…”

 

Daha ligin 4’te biri geride kalmış, puan cetvelinde takımlar arasında 3-4 puan fark var, “maç eksiklikleri” de cabası… Ne oluyor; “İstifa da… İstifa?..”

 

Helal olsun Sergen’e; “Ben bu çirkin oyunda yokum” dedi…

 

Neden “istifacıların ‘dört gözle’ beklediği ‘başka’ birileri” hâlâ susup oturuyor ve “Biz yokuz” demiyor, diyemiyorlar?..

 

Atletizmimizde kara leke; (2)

 

Okuyucularıma, spor ve özellikle atletizm camiamıza söz verdim. “Sporların anası atletizmde, Türk atletizmine kara leke sürdürenler” müstahak oldukları cezaları görmedikçe yazacağım ve Spor Bakanımıza, Spor Genel Müdürümüze sormaya devam edeceğim. İşte sorum:

 

Türkiye’yi, Arnavutluk, Ermenistan, Gürcistan, Kırgızistan, Moldova ve Özbekistan ile beraber “World Athletics Müsabaka Manipülasyon İzleme Listesi”ne aldıranlar…

 

Türk atletizmini şu duruma düşürenler: Dünya Atletizm Birliği, aşağıdakiler dışında bu ülkelerin Federasyonları tarafından düzenlenen yarışmalarda elde edilen sonuçları tanımayacaktır: Resmî uluslararası veya bölge şampiyonaları, Uluslararası Diamond League, Continental Tour, Dünya Kapalı Tur, Dünya Yarışı Yürüyüş Turu, Dünya Kombine Etkinlikler Turu, Dünya Kros Turu, Dünya Atletizm Etiket Yol Yarışları dışında, bu cezalı federasyonların düzenlediği yarışmalarda elde edilen sonuçlar tanınmayacaktır.

 

Ulusal şampiyonalarda alınan sonuçların kabulü, belirli koşulların yerine getirilmesi, Dünya Atletizm onayına tabi olması, gerektiğinde masrafları Üye Federasyona ait olmak üzere, bu müsabakaların uygun şekilde yürütülmesini sağlamak için üç adede kadar Uluslararası Teknik Yetkili denetiminde yapılması” şartına bağlanmıştır.

 

“Bu kara lekeyi ‘sonuçları manipüle etme’ damgası ile” Türk atletizminin göğsüne yapıştırtanlar, o koltuklarda oturmaya daha ne kadar devam edeceklerdir?

 

Şaka!..

 

Galatasaray futbol takımının sahibi olan Galatasaray Sportif AŞ Başkan Vekili Erden Timur “hakem hataları konusunda çok sert ve iddialı” açıklamalar yaparken “Biz bundan sonra her hafta GS TV’den takımların uğradığı haksızlıkları yayınlayacağız. Tüm kulüplerin sesi olacağız. Tüm takımlarımız için, tüm mecralarımız açık. Sosyal mecralardaki gücümüzü bu mücadele için feda edeceğiz” dedi.

 

Erden kardeş, “Böyle ‘ulusal’ bir görev yüklenen” Galatasaray TV’yi önce “sadece ‘Digitürk’ün 75’inci kanalından yayın yapma’ sınırlamasından kurtaracak adımların atılması” gerekmiyor mu?..

UYARI: Küfür, hakaret, bir grup, ırk ya da kişiyi aşağılayan imalar içeren, inançlara saldıran yorumlar onaylanmamaktır. Türkçe imla kurallarına dikkat edilmeyen, büyük harflerle yazılan metinler dikkate alınmamaktadır.