Kimse kendini aldatmasın; Türkiye'de kendimi bildim bileli "teşvik primi" vardır!.. 51 yıldır yapa geldiğim spor yazarlığı ve gazetecilik dönemimde "teşvik priminin hep olduğunu gördüğüm ve bildiğim olaylar" yaşadım!.. Bakınız "duyduğum" demiyorum; "gördüğüm ve bildiğim olaylar yaşadım" diyorum; duyduklarım ise yüzlerce ve yüzlerce!.. Teşvik primi bugün de var; üstelik "kim ne derse desin" yarın da olacak!.. Ya "şike" ; elbette o da var ve "var olmaya" da devam edecek!.. Paralı şike, bahisli şike, hatır şikesi; seç seç al!.. Hele hele "bir maçın ilk yarısının sonucu ile maç sonucu üzerinde" bahis oynayanlarca "sürpriz sayılan" bir "ayarlama yapıldığında", bazı kişiler on milyarlar, hatta yüz milyarlar kazanıyorsa, "şikenin olmaması" mümkün mü?.. Bu "acı gerçek" sadece Türkiye'de değil; dünyanın dört bir yanında hem de "yaygın" olarak yaşanıyor!.. Yöneticiler arasında "var mı, yok mu" tartışmalarına, anlı ve de şanlı medyamızın da katılması ile atılan "Efendim, suçtur, etik değildir, olmamalı, olamaz" nutuklarına ve bu nutuklara paralel olarak yazılan yorumlara kahkahalarla gülüyorum!.. "Şikeyi önleyemeyen" dünya, "teşvik primini" nasıl önleyecek?.. Ama "yakalananlar ve ceza alanlar var?.." Onlar "yakalanacak kadar enayi olanlar"; işte o kadar!.. Hele hele, "bizim gibi" yakalanmış olanları bile "en az ceza ile" kurtaran, hatta "zamanı geçti" bahaneleriyle "cezasız" bırakan bir ülkede, "şikenin de, teşvik priminin de olmaması" mümkün mü?.. "Teşvik primini gönderdiği" ve de "teşvik primini aldığı" devletin arşivlerindeki belgelerle ortaya çıkan yöneticilere, teknik direktörlere "ceza vermek bir yana", olayları "örtbas etmek" için yarışılan bir ülkenin medyası da "her şeyi bildiği hâlde" , ne acıdır ki, "kulüp fanatizmi içinde" olayların üstünün örtülmesi için her şeyi yapar, "olayı gündeme getirenleri" neredeyse "suçlu olarak" ilân etmeye çalışırsa, "böyle" bir ülkede şike de, teşvik primi de önlenebilir mi?.. Hadi canım siz de!.. Kendi kendimizi avutuyoruz; "İlle de etik!.." Ya "emniyet kilidi bir türlü kapatılamayan" tetik?.. >> Çirkin saldırı!.. Her salı gecesi saat 21.00 - 22.00 arası , İzmir TV'de "iki spor yazarı arkadaşımla beraber" futbol sohbeti yapıyoruz!.. Bu hafta da yaptık, şakalaşarak ayrıldık!... Başka arkadaşlarımla buluştum, bir saat kadar sohbet ettik; sonra arabamı almak için park yerine giderken, İzmir TV'nin ve Yeni Asır Gazetesi'nin önünde "büyük bir kalabalık" gördük. Göztepeli holiganlar "arabalarla gelip", binanın panolarını, camlarını, pencerelerini, kapılarını "kaldırım taşları" ile kırmışlar, hakaretler ve tehditler yağdırarak kaçmışlardı!.. Başta İzmir Emniyet Müdürü Hüseyin Çapkın olmak üzere polis şefleri olay yerine gelmişti; "Hiç merak etmeyin, kimler olduklarını tespit ettik, toplayacağız" dediler. Nitekim o gece ve ertesi günü saldırganları topladılar, adalete teslim ettiler!.. Sonrası?.. İki yıl önce Karşıyakalı holiganlar EGE TV'yi "canlı yayında basmış" stüdyoyu dağıtmışlar; yakalanmış ve adalete teslim edilmişlerdi; ceza görmediler!.. Karşıyaka - Göztepe rekabeti "gazete - TV basmada" da devam ediyor, anlaşılan!.. Bakalım "anayasa teminatı altında olan" basın hürriyetine yapılan "bu açık ve vahşi saldırı" da cezasız kalacak mı?.. Üstelik Yeni Asır ve İzmir TV şu anda Tasarruf Mevduatı Sigorta Fonu'nun, yani devletin!.. Ortada "devlet malına zarar verme" suçu da var!.. Bekleyelim ve görelim; ne olacak?.. Beklediğimiz ve gördüğümüz bir şey var; soruyorum: Bu çirkin saldırı sonrasında "meslek kuruluşlarımızdan ses seda çıktı" mı?.. Ben duymadım, duyan var mı?.. "Bizden ses çıkmazsa", adaletten "bir şeyler beklemeye" hakkımız var mı?.. Vah ki, ne vah!.. >> Gitti gider!.. Bursaspor Başkanı Levent Kızıl'ın başı "taraftarlar" ile dertte!.. Her maçta taraftar "Kızıl istifa" diye bağırıyor!.. "Fenerbahçeli" yazar - çizer ve yorumcuların "Aziz Başkan'dan sonra en çok savundukları başkan olan" Kızıl'ı, onların "Kızıl'a yapılanlar nankörlüktür" feryatları bile kurtaramayacak gibi görünüyor!.. Etme bulma dünyası bu!.. Ne demiş atalarımız; "Çalarsan başkasının kapısını, bir gün senin de çalarlar kapını!.." Bakalım, "önce" Halûk Ulusoy mu gidecek, yoksa Levent Kızıl mı?.. >> Şampiyonluk formülü!.. Galatasaray Teknik Direktörü Gerets "Aç futbolcu istiyorum" diye tutturdu!.. Haklı!.. Geçen yıl "aylarca para alamayan", hatta "ağabeylerin verdiği cep harçlıkları ile geçinen" Galatasaray Futbol takımı şampiyon olmuştu!.. Galatasaray yönetimi, Gerets'in dediğini "hemen" yapmalı, hatta geç kalındı bile; futbolculara ödemeler durdurulmalı!.. Futbolcular isyan etmeli!.. "Futbolcuların yanında görünen" Gerets "gene" yönetimin yanına geçmeli!.. Futbolcular da Gerets'i "devre dışı bırakmalı", ağabeyler takıma el koymalı ve sonra "gelsin" şampiyonluk!.. "Galatasaray'ın şampiyon olması için" başka formülü olan var mı?.. >> Acı gerçekle yüz yüze!.. Uluslararası podyumlarda ve minderlerde Türk Halteri ve Türk Güreşi "ne hâllere düşmüş" görüyoruz!.. Perişanlık tablosunun gerisinde neler var; onu da bilmiyoruz!.. Neden?.. Zira adının başında "spor" olan spor medyam yıllardır ortada yok!.. Üç büyük kulübün "futbol vakanüvisliğine soyunmak" yetiyor spor medyama ve "diğer spor branşları" ile ilgili "iş olsun, torba dolsun" haberler dışında "dişe dokunur" hiçbir şey yok!.. Eskiden böyle mi idi?.. Ankara'da "teşkilât ve federasyonlar muhabirleri" vardı ve gazetelerin spor sayfalarında "atlatma haber için" yarışır, haftanın bir - iki günü "manşetlere çıkarlardı!.." "Eskrim Federasyonu Başkanı'nı bile" spor kamuoyu tanır, saygı gösterirdi!.. Çünkü gazetelerde resimleri ve haberleri çıkar, açıklamaları "birkaç sütun haber" olurdu!.. Bugün "Eskrim Federasyonu Başkanı'nın adını" TSYD Tesislerinde oturan 19 spor yazarına soralım bakalım, içlerinden bir tanesi bilebilecek mi?.. Samimi olarak söylüyorum; mesela ben bilmiyorum!.. Büyük ayıp; ne ayıbı, tam bir rezalet!.. Utanıyorum!.. Yazıma başlamadan gazetelerde okudum; "Türkiye Spor Yazarları Derneği Anadolu basını için yurdun dört bir yanında eğitim seminerleri yapıyormuş!.." Aslında "eğitim" önce İstanbul'da, yani "suyun başında" olanlara verilmeli; TV ekranlarının, spor sayfalarının sorumlularına!.." Önce, "spor nedir" ve "spor basını, spor yazarı, spor şefi, spor ekranı, spor sayfası nasıl olmalıdır" eğitimi!.. Kimseyi kırmak istemiyorum ama, üzgünüm; gerçeği, acı gerçeği yazmak görevim!.. OCALU boşluk yorumunu yaz Turkcell, Telsim, Avea 2866'ya gönder (4 SMS/ 8 Kontör)