Ey Aziz Yıldırım!..

A -
A +

"Türkiye'ye şikeyi getiren Galatasaray'dır" derken bunu ispatlamak zorundasın. Peki, ben sana bir olayı anlatayım; sen daha 
3 yaşındayken binlerce kişinin gözü önünde olanı… 

 

Aziz Yıldırım, gene "6222 sayılı 'Sporda Şiddet Ve Düzensizliğin Önlenmesine Dair Kanun'u paspas etti!.." Antalyaspor mağlubiyetinin hemen sonrası, "hedef saptırmak için", tam da "Havada bulut var" diyen arkadaşına "Sen bana ördek dedin" diyen adam misali, hem de "kaçıncı defa" aynı taktiğe başvurarak, bir açıklama yapıverdi. "Şikenin en kralını Galatasaray kulübü yapmıştır. Tarihlerine iyi baksınlar. Galatasaray'ın tarihi şikeyle doludur. Bu ülkeye şikeyi getiren Galatasaray kulübüdür" dedi!.. 
Vermeye kalkıştığı örnekler konusunda, "bugüne kadar ne bir tanık, ne bir belge, ne spor teşkilatının, federasyonun verdiği ceza, ne açılmış bir dava var" ama Aziz  Yıldırım "iki büyük kulüp arasında düşmanlık oluşturan, rakip taraftarı suç işlemeye tahrik ve teşvik eden" çirkin sözlerle gene ortada!.. 
6222 sayılı kanunun "Şiddete neden olabilecek açıklamalar" konusunda,  dahası "fiilleri suç oluşturmadığı takdirde" kaydıyla bile "verilecek para ve idari tedbir cezalarını kapsayan" 22'nci maddesi de ortada!..
"Suç teşkil ettiği taktirde" uygulanacak "Yargılama usulü" ile ilgili ve 6259 sayılı kanunla değiştirilmiş 23'üncü maddesi ortada!.. 
İşin bu tarafını kanunu işletemeyenlere, "Galatasaray tarihi şikeyle doludur. Kralını Galatasaray yapmıştır" lafının ispatını da "söyleyen" kem sözlülere hatta "Şikeyi Türkiye'ye kimin getirdiğini" de araştırmacılara bırakarak, "belgeli, binlerce tanıklı, cezalı bir örneği" hatırlatayım, Sayın Başkan'a!..
O, "daha üç yaşınaydı" ve tarih 25 Nisan 1955 idi. 
Gece, İstanbul Spor ve Sergi Sarayı'nda "Fenerbahçe - Galatasaray basketbol maçı oynanıyordu"; Fenerbahçe yenerse, şampiyon olacaktı. Galatasaray'ın şampiyon olabilmesi için "mutlaka kazanması", o da yetmiyor, "üçlü averaj hesabına  göre Fenerbahçe'yi en az 7 sayı farkla yenmesi" gerekiyordu. Galatasaray'ın "7 sayıdan az bir farkla galibiyetinde ise" üçlü averaj "Modaspor'u şampiyon yapacaktı."
Maçın son dakikası içine girilmişti; aaa, o da ne? Tribünden Fenerbahçe'nin başkan yardımcısı ve basketboldan sorumlu yöneticisi (Aziz Yıldırım'ın çirkin tutum ve sözleri yüzünden rahmetlinin adını buraya yazarak ruhunu rahatsız etmek istemiyorum) saha kenarına inerek takımına mola aldırıyor ve verdiği talimatla sarı-lacivertli takım sahadan çekiliyordu.
Maçın bitimine 44 saniye vardı ve top Galatasaray'da idi. Fark da 13 sayı Galatasaray lehineydi. O zaman "24 saniye kaidesi", faullerde de "atış zorunluluğu" yoktu. Kısacası, Galatasaray "şampiyonluğu garantilemiş" durumdaydı ve sarı-kırmızılı taraftarlar tribünlerde bayram yapıyordu.
Ama Fenerbahçe, "sahadan çekilince" hükmen mağlûp (0-3) olduğu için aradan çekiliyor ve averaj hesapları yeniden yapılıyor ve de Modaspor şampiyon oluyordu!..
Bu tablo ortaya çıkınca ve Galatasaray'ın şampiyonluğu göz göre göre elinden alınınca, salonda kıyamet koptu, Galatasaray seyircisi salondan çıkmadı, durum karıştı ve salonda olmayan zamanın valisi rahmeti Fahrettin Kerim Gökay'a iletildi. O da salona geldi ve "o zaman Basketbol Federasyonu yoktu", salon sporları ile ilgili Sportif Oyunlar Federasyonu vardı, o federasyonu topladı ve bir saat sonra "yeni kararı" federasyon başkanı rahmetli Faik Gökay açıkladı; "Galatasaray ile Modaspor beraberce şampiyon ilan edilmiştir, Fenerbahçe Basketbol Takımı da cezalandırılacaktır."
"Neden cezalandırıldığını" da, internete girip, "Basketbolda şampiyonluk kupası ikiye bölündü" diye yazıp, tıklayanlar göreceklerdir, okuyacaklardır.
Tabii Aziz Yıldırım'a da "internete girip okumasını öneririm"; hiç olmazsa bundan sonra "Şikeyi ülkeye Galatasaray getirdi" lâflarını ederken "nasıl büyük bir gaf yaptığını" unutmaz!..

 

UYARI: Küfür, hakaret, bir grup, ırk ya da kişiyi aşağılayan imalar içeren, inançlara saldıran yorumlar onaylanmamaktır. Türkçe imla kurallarına dikkat edilmeyen, büyük harflerle yazılan metinler dikkate alınmamaktadır.