NTV ekranlarında, Mancini'yi eleştirenler için, sözlerini tartıp biçmeden, üstüne basa başa "Dunning - Kruger Sendromlular" diyen kardeşime sesleniyorum!..
Bak sevgili Güntekin Onay, amcan Yılmaz Tekin Onay, "kardeşim kadar sevdiğim" en yakın dostlarımdan biridir; baban rahmetli Gündüz Tekin Onay'ın da, "Yılmaz'ın bana getirip tanıştırdığı ve de elinden tutup, rahmetli Orhan Şeref Apak'a (Zamanın Futbol Federasyonu 'efsane' Başkanı) götürdüğüm ve "Genç Milli Takım antrenörü olmasında yardımcı olduğum" 1970'lerin o ilk yıllarından beri, aramızdan ayrıldığı güne kadar" "Öcal Abisi'yimdir!.."
Onun için "bu yazımı dikkatli yazıyorum" ve de "bilesin" ki, "hafif" tutuyorum!..
"Mancini'yi eleştirenler için" hiç düşünmeden "sözlerin nereye gideceğini", kimleri "yaralayacağını ve üzeceğini" tartıp biçmeden NTV ekranlarından, üstüne basa başa hem de birkaç defa "Dunning - Kruger Sendromlular" dedin!..
Neymiş, "Mancini dünyanın en iyi futbolcularından biri imiş, dünyanın en iyi teknik adamlarından biri imiş" ve "böyle eleştirilir miymiş!.."
Vay canına!..
Evet sevgili Güntekin, "yapılan eleştirileri eleştirebilirsin", ona hakkın var ve eğer "edepli ise" saygı da duyulması gerek, ama, "ne oluyor" eleştiri yapanlara "Dunnig - Kruger Sendromlular" demek?..
Sen anlatmadın, ben "herkesin anlayacağı" şekilde anlatayım; iki Amerikalı psikolog David Dunning ve Justin Kruger'in tezlerinin adıdır; "Dunnig - Kruger Sendromu" ve de "kifayetsiz muhterislerdir" Dunning - Kruger Sendromlular!..
"Niteliksizdirler, niteliksiz olduklarının farkında değillerdir, sahip olmadıkları halde, olduğunu sandıkları niteliklerini abarttır ve de gerçekten nitelikli olan insanların niteliklerini anlayamazlar, fark edemezler, etmek istemezler, öne çıkmak için onları yerden yere vururlar!.."
Şunu da anlarım; dersin ki, "Öcal Uluç, Duunig - Kruger Sendromludur ve onun için bir 'cahil cesareti' ile Mancini'yi yerden yere vuruyor!.."
Öcal Uluç da, "eğer senin bu iddianı ciddiye alırsa", çıkar, cevabını verir!..
Ama "sen" bunu yapmıyor, "bu sözü ortaya söylüyor, eleştirenlerin hemen hepsini içine alacak bir şekle sokuyorsun." Zira "yaptığın" nitelendirmelerle, "Dünyanın en iyi futbolcularından ve de teknik adamlarından biri" diyerek İtalyan Hoca Mancini'yle ilgili "bilgi / nitelik / eleştiri çıtasını" öyle bir yere koyuyorsun ki, "Mancini eleştirmenlerinin birkaçı hariç (Hatta belki de onlar da) sana göre, Dunning - Kruger Sendromlular içine giriyor"; NTV ekranlarında karşında oturan ve "Mancini'yi yerden yere vurmaya başlayan" Rıdvan Dilmen bile!..
Bak sevgili Güntekin, "şunu bilesin ki, "Dünyanın en ünlü ve nitelikli ahçılarından birinin, hatta birincisinin yaptığı" tatlıyı, "bıraktım ahçı olmayı", eğer "normal bir damak tadım varsa, normal bir yemek yiyici isem", elbette eleştirebilirim, eleştiririm, hatta "yerden yere bile vurabilirim"; bunun "Dunnig - Kruger Sendromu" ile hiçbir ilgisi yoktur!..
Hele o ahçı, "tatlıya şeker yerine tuz, tereyağı yerine fındık yağı koymaya kalkışmışsa", ağzıma aldığım o tatlı lokmasını, lokantanın ortasına tükürürüm bile; zira "o ülkenin en pahalı ve en ünlü lokantalarından birinde, arkadaşlarım ile beraber ödeyeceğimiz ücret belki de birkaç bin dolar ya da euro olacaktır!.."
Bir geçen yılki Galatasaray takımına bak, bir bu yılki; "bir tane gerilemeyen futbolcu", dahası "ortada" takım var mı, futbol var mı?..
Ve de dünyada, "maçın uzatma dakikalarının sonuncusunda oyuncu değiştirmeye kalkan" ve onu da "düdüğe kadar yetiştiremeyen" bir "hoca" var mı?..
Sevgili Onay, sana, "Dunnig - Kruger Sendromu teşhisini" psikologlara bırakarak, "asli görevinin gereğini yapmanı" ve Manchester City Futbol Direktörü Txiki Begiristain'in, "Pellegrini ve Mancini arasındaki farkı anlatan" ve de "İtalyan Hoca'nın takımı şampiyon yaptıktan sonra Manchester City'den neden kovulduğunu ortaya koyan" açıklamalarını "iyi okumanı" tavsiye ederim; zira bu açıklama, "Galatasaray'daki 'takım dağılmasının' sebebinin ve sorumlusunun da kim olduğunu çok iyi anlatıyor!.."