Bu yazıyı yazıp yazmamayı çok düşündüm. Sonunda “vicdanım” bana “Yaz” dedi ve yazıyorum…
Bir televizyon kanalım olsa… Ben de “hakemlerin her maçtan sonra infaz edildikleri bir masalar gibi” bir masa kurardım; “TV ekranlarındaki ve spor sayfalarındaki hakem infazcılarını ‘infaz’ edecek” bir masa…
Bakınız, “eleştirenleri” demiyorum, “infaz edenleri” diyorum…
Bakınız, “benim infaz masamda” kimler olacak; “üç faal hakem + iki faal gözlemci” ve onlar, masada “maskelerle oturacak”, kimseler tanıyamayacak…
Üç faal hakem ve iki gözlemci, “bir gece önce TV masalarında ve o gün spor sayfalarında hakemleri infaz edenlerin görüşleri, yazıları masaya yatırılacak” ve “görüntüler / enstantaneler üzerinden söyledikleri / yazdıkları tartışılarak” tartılacak…
Hatta bu tartılar sırasında, “kulislerde o hakem infazcıları için kulaklara fısıldanan “Birisi şöyle demiş, biri bana dedi ki” gibi “doğrulukları kendilerinden menkul” iddialar da masaya getirilecek…
Elbette, “infazcıların ‘birbirine tam ters görüşleri” de, görüntüler, ‘Durdur, geri al, geri al… Oynat, dur dur… Şimdi ileri, daha ileri…” gibi komutlarla defalarca ekranlara getirilirken, ekranlara verilecek…
Böylece “aynı pozisyona kimin ‘ak’, kimin ‘kara’, kimin ‘gri’ dediği” programı izleyen yüz binlerce sporsevere anlatılacak…
Bakınız, daha ve hâlâ “Hakem” demeyi öğrenememiş, “Hâkim” der gibi, ilk “ha” hecesini uzatanların, yıllar yılı “hâlâ”yı “hala” olarak yazanların “hakem infazcılığı yapmaları” önlenmedikçe, Türkiye’de hakem sorunu düzeltilemez…
İstanbulspor - Galatasaray maçı oynandı… O gece TV ekranlarında ve ertesi gün spor sayfalarında” toplu infaz yoktu; “hakem Kaan Numanoğlu’nun kararları için” bireysel yorumlar, eleştiriler yapıldı.
• Ahmet Çakar: “Hakem çok iyiydi” başlıklı yazısında diyor ki; Kaan Numanoğlu'nu çok beğendim. İki kritik pozisyon var. İlkinde VAR davetiyle gelen penaltı ki, karar doğru. İstanbulsporlu oyuncunun, Rashica'ya hamlesi ve darbesi var. Diğerinde de Zaniolo'nun büyük hatası var. Top uzaklaşmışken rakibin kasıklarına, tabanıyla giriyor. Bu kırmızı kart da VAR davetiyle geldi ve doğruydu.”
• Erman Toroğlu: “Mantık dışı yorum” başlıklı yazısında “Penaltı pozisyonunun yorumunu yapmak lazım. Rashica gelen topa vuruyor, top net şekilde auta gidiyor. O sırada İstanbulsporlu Duhan'ın ayağı, Rashica'nın ayağına geliyor. Benim futbol yorumuma göre böyle penaltı olmaz. Ama kural koyucu diyor ki; ne olursa olsun rakibine tehlikeli bir hareket yapıyorsan ve top oyun alanındaysa penaltıyı vereceksin. Benim yorumuma göre; top oyun alanını terk etmedi ama oyun alanının dışına gidiyor. O top bir başka oyuncu tarafından da oynanabilecek bir bölgeye gitse, o zaman olabilirdi ama kural koyucu böyle deyince hiçbir şey yapamazsın. Mantık harici bir yorum” diyor.
Ve de… Zaniolo’ya ‘kırmızı kart gösterilmesi için” de Tugay Kaan Numanoğlu’nu eleştiriyor; “Hakemin görüş alanındaki bir pozisyon. Zaten hakem gördüğü için sarı kart kullandı. Niye atamadı? Yemedi! Niye? Çünkü büyük takım oyuncusu. Sonra VAR'dan uyarı geldi, beyefendi attı. Ama işte siyah-beyaz hatalar böyle olunca da MHK haftaya maç veriyor.”
• Deniz Çoban; “Sınıfı geçemedi” başlıklı yazısında diyor ki; “Maçın hakemi Tugay Kaan Numanoğlu bu sezonun vasat altı hakemlerinden. Hem fiziksel hem de performans olarak bu tarz maçları yönetmeye çok uzak bir isim. Böylesi zorlu bir maça atanmasını yadırgadığımı ifade etmeliyim. Maç süresince çaldığı ve çalmadığı düdüklerle Süper Lig standardının çok altında bir maç çıkaran Numanoğlu, bence sınıfı geçemedi.”
Bu tabloya, bir de “eski hakemlerin dışında, futbolculuk, antrenörlük dönemlerinde ‘bilinçaltları hakemler aleyhine tepki ve görüşlerle dolmuş” eski futbolcuların ve teknik adamların ‘bitirici yorumları” da eklenince… Vah ola “sahipsiz” hakemlerimize, vah ola!..