Farkı, fark edin!..

A -
A +

İşin özüne bakan bir gazeteci ve de suyuna tirit haber, yazı ve yorumlarla gününü gün eden gazeteci arasındaki fark…

Teferruatla uğraşırken işin aslını görememek” ya “görmek istememek”, uzunca bir süredir bizim, biz gazetecilerin büyük çoğunluğunun “meslek hastalığı” hâline geldi!..
Elbette, “Türkiye Cumhuriyeti’ne, rejimine kastetmiş olanlar, devletten de, siyasi, ekonomik, sosyal kurum ve kuruluşlardan da temizlenecekler”, elbette “temizleneceklerin arasında” spor ve sporun kurum ve kuruluşları da olacak.
İşte “burada” duralım ve  “önemli bir “nüansın gözden kaçırıldığını” işaret edelim… 
Soru şu: Neden Futbol Federasyonu’nun “bütün kurullarına bakılıyor, hepsi istifa ettiriliyor” da, aslına, yani “Federasyon heyetine bakılmıyor”; o heyetteki kişiler neden “istifa etmiyor, ettirilmiyor?..”
Bir “başka” örnek; işte Olimpiyat başlıyor, başlıyor da, “bizler, yani Türk halkı nasıl seyredecek”; üstelik “kalabalık bir sporcu kafilemiz Rio’da iken” ve sporcularımız pek çok branşta yarışacakken?..
Hangi TV kanalımız yayınlayacak Olimpiyat Oyunları yarışmalarını; TRT devrede mi?
Yoksa, yoksa, “bir yabancı kaynaktan alınacak görüntüler”, Rio’dan binlerce mil uzaklıktaki Ankara stüdyolarında oturan spikerler tarafından mı anlatılacak; bir bilen var mı?
Dün “işin iç yüzünü” sevgili kardeşim Hıncal Uluç yazmasa ve “TRT dahil hiçbir TV kanalımızda Rio’dan ve doğrudan  Olimpiyat naklen yayını yapılmayacak” demese, 3 gün sonra Olimpiyat başlıyor, hiçbirimiz, “bu konuda bilgi sahibi olamayacaktık”; gazeteciliğimize bakın!..
Düşünebiliyor musunuz; 21’inci asırda “Olimpiyat yayınını yüzüne gözüne bulaştıran bir ülke var” ve bu ülke yıllar yılı “Olimpiyat alacağım” diye yırtınıyor; hadi, canım siz de!..
Amaç “Olimpiyat almak” mı, yoksa “dünya âlem” karşılıklı gezilerde, ağırlamalarda, hediye al, hediye ver de, “dünya gezgini olan müdavimleri belli kafileler ile” har vurup harman savurmak mı?..
Üstelik bu ülkenin “sporla yakından ilgilenen, sorunları çözen, spor her türlü desteği veren” bir Cumhurbaşkanı (Daha önce de Başbakandı) varken!..
Ey TRT’ciler, ey Olimpiyat Komitesi’nin ve sporumuzun anlı şanlı yöneticileri, söyleyin ve açıklayın da rahatlayalım; Rio Olimpiyatları’nın görüntülerini, evlerimizdeki TV’lere getirebilecek misiniz, yoksa, bizler “yabancı kanalları mı araştıracağız” ya da “yabancı kanalların birinden alınacak olan” ve de “o kanalın tercihlerinin izleyicisi olacağımız” görüntüleri mi seyredeceğiz; lütfen cevap verin, cevap!!!
Ve de benim spor basınım, “palavra transfer” haberi ile manşetlerini dolduracağına, “sporun özü ile ilgili”, üstelik Olimpiyat süresinde TV ekranı başına koşacak milyonları ilgilendiren “böyle” haberlere neden eğilmez, araştırmaz, soruşturmaz anlamak mümkün mü?.. 
İşte “benzer” ve “fark oluşturan”, dahası “sporun özü ile ilgili” bir örnek daha vereyim ve sevgili Ömer Faruk Ünal’ı, “bu kaçıncı defa oluyor”; sadece spor basınımızı değil, bütün Türk basınını, yazar / çizerini atlattığı için bir defa daha kutlayayım. 
Onun geçen Cuma günü (Demek ki, Perşembe günü yazılmış) Türkiye’de çıkan “Bazı tüyolar vereyim, siz de biraz araştırın!” başlıklı yazısını internette bulunuz ve okuyunuz; Futbol Federasyonu’ndaki “istifa fırtınasını ve temizlik harekatını” adeta milimi milimine, “üstelik  sebeplerini” de sıralayarak “o günden”  yazmamış mı?..
İşte “işin özüne bakan” bir gazeteci ve de “suyuna tirit” haber, yazı ve yorumlarla gününü gün eden gazeteci arasındaki fark; bilmem ki, daha ne diyeyim, ne yazayım?..

 

UYARI: Küfür, hakaret, bir grup, ırk ya da kişiyi aşağılayan imalar içeren, inançlara saldıran yorumlar onaylanmamaktır. Türkçe imla kurallarına dikkat edilmeyen, büyük harflerle yazılan metinler dikkate alınmamaktadır.