Fatih Terim'e tavsiye: Bırak Hocam!..

A -
A +

Takımda yazılan çizilenler gibi ikilikler varsa, koca koca adamlar senin aldığın parayı diline dolamışsa, aile huzurunu ayaklar altında çiğniyorlarsa hiç durma derim…

 

Avrupa Kupası finallerindeki maceramız, oynadığımız ve hüsrana uğradığımız ilk iki maçtan sonra tribünlerimizde ve medyamızda ortaya çıkan "genel isteğe uygun olarak" sona erdi; "elendik ve döndük!.." 
O kadar çok şey yazıldı, çizildi ve konuşuldu ki ve de yazılmaya, çizilmeye, konuşulmaya devam edecek ki, benim de sıraya girmeme gerek yok.
Ben "en son söylenecek sözü", en başından söyleyip bitireceğim; Fatih Hocam, "hemen" görevi bırak!..
Eğer, Almanya'da antrenmanda çekilen toplu resim, basınımız tarafından "işte takımın hocası ile kaptanı arasındaki durum bu, çok açık görünüyor" diye veriliyorsa ve o resimde onca futbolcu ve görevlinin bir ucunda Hoca, öteki ucunda Kaptan varsa ve de resmin altında "birbirlerine bakmadıkları işaret ediliyorsa",  durum "gerçekten böyle de olsa da, olmasa da", sevgili Hocam, işin bitmiştir, "devam edersen" bilesin ki, "işinin bitirilmesi için", hem içten, hem dıştan her şey yapılacaktır!..
Bak "sadece spor yazan, çizenler" demiyorum; "ülkenin en tecrübeli ve her konuda yazan çizenleri" bile, dillerine, kalemlerine "senin aldığın parayı dolayıp", futbolcularının boyunlarına  "kulis dedikodularına dayanarak" hem de maçların ortasında takılan "paragöz" yaftasını senin de boynuna geçiriyorlarsa, "bu iş zaten bitmiştir" ve artık sen "o görevde kalamazsın." Kalsan da "yapamazsın", yaptırmazlar; senin sayfaların, ekranların, sütunların, programların yok. İşte devletin ve milletin TRT'sinin bile, "sporu, futbolu bilen" aklı başında insanları "kahkahalarla güldüren" o meşhur "tarihçi yorumu" ortada; daha ne bekliyorsun?.. 
Üstelik, senin "dillere ve kalemlere dolanan" parayı, sadece "milli takım hocalığı karşılığı değil, asıl ve önemlisi Türkiye Futbol Direktörü olarak aldığını" bildikleri hâlde!..
"Milli takım hocalarının aldığı ücretler listesinde", senin üstündeki hocaların hangisi, "hem milli takım hocalığını, hem de o ülkenin futbolunun geleceğini yapılandıracak  'Futbol Direktörlüğü' görevini de üstlenmiştir?"
Bak Hocam, daha "senin de ötende, ailenle ilgili o iğrenç, hayasız sosyal medya saldırılarından" söz etmedim; sadece "onlar bile" artık "Milli Takım defterini kapaman için" yeter ve de artacak bir sebeptir; kendine de, ailene de, doğacak olan torununa da yazık etme!..
Bilmiyorum, ben "bu satırları sabahın erken saatlerinde yazıyorum"; belki de "gün içinde" bir açıklama ya da bir basın toplantısı ile "Bıraktım" demiş olabileceksin!.. 
Ya da "Yağma yok, beni kaçırmak isteyenler bilsinler ki, bırakmıyorum, ben kaçan, kaçacak olan adam değilim" de demiş olabileceksin!..
Dahası, belki de, "Birkaç gün geçsin bakalım, bir de buradaki havayı görelim" diye de düşünmüş ve "kararı sürüncemede bırakmış" olabileceksin!..
"İlk ihtimal" tamam ve "alman, uygulaman gereken" karar da budur; ondan sonra gelenler, "polemiklerin, dedikoduların, tartışmaların içinde boğulmanı sağlar" ki, bu da hem seni ve hem de oturduğun koltukları tahrip eder!..
Eğer, İtalya, İrlanda'ya yenilmese ve takımınla beraber gruptan çıkabilseydin, kınlarından çekilmeye başlanan kamalar, "beklenecek yeni bir fırsata kadar" kınlarına konulacaktı; o da olmadı.
Artık, o kamalar kınlarına sokulmaz ve de sen her gün,  her tarafında "Brütüsler aramaya başlarsın!.."
Ne görev huzurun kalır, ne özel hayat huzurun; değer mi?..

UYARI: Küfür, hakaret, bir grup, ırk ya da kişiyi aşağılayan imalar içeren, inançlara saldıran yorumlar onaylanmamaktır. Türkçe imla kurallarına dikkat edilmeyen, büyük harflerle yazılan metinler dikkate alınmamaktadır.