Önümde bir dergi duruyor!.. Dergide bir spor yazısı var, başlığı da şöyle: "Ne olacak bu Türk Futbolu'nun hâli?.." Yazarı ise, Tuğrul Akşâr. Diyor ki; "Türk futbolunda büyük bir düşüş var ve bu düşüsün sebeplerini Futbol Ekonomisi Araştırma Merkezi'nde (FESAM) Kutlu Merih Hoca ile beraber araştırdık, ortaya çok genel anlamda altyapıda iktisadi ve mâli, üst yapıda ise yönetsel, hukuki ve örgütsel yapılanış problemleri çıktı." Ve Kozmopolit dergisindeki 5 sayfalık yazısında "bu problemleri" bütün açıklığıyla ortaya döküyor, o dökümde ortaya çıkıyor ki; "baş sorumlu" Üç Büyükler ve Federasyonlar!.. Rakamlarla, istatistiklerle ne anlatıyor, Akşar?.. Ortada tam bir aldatmaca var; ikide bir de "Sporu ve futbolu biz ayakta tutuyoruz, onun için futbol naklen yayın havuzundan aldığımız pay az, biz hakkımızı istiyoruz, bıraksınlar havuzdan çıkıp, kendi naklen yayın ihâlemizi kendimiz yapalım" diye ortaya çıkan Üç Büyükler ve onlara hak vererek "bu çarpık tezi destekleyen" anlı ve de şanlı yazarlar, yorumcular!.. Araştırmanın "altyapı yanlışları" bölümünde ortaya konan "acı gerçek" şu: "Bu problemlerin özünde, yetersiz futbol pastası ile bu pastanın dengeli ve rekabeti arttıracak şekilde dağıtılmamasının neden olduğu sebepler yatıyor. Futbolumuzda rekabetçi denge, dengede rekabeti sağlamaktan uzak şekilde oluşturulduğundan, haksız rekabet kendiliğinden filiz vermeye başlıyor. Yani futbolumuzun dengesi, dengesizlik üzerine kurulduğundan, bir türlü rekabetçi dengeyi tesis edemiyor ve futbolumuzun kalitesini arttıramıyoruz." Rakamlar!.. İstatistikler!.. Tablolar!.. Araştırmayı okuyor, 2005 - 2006 yılı rakamlarına, istatistiklerine ve tablolarına bakınca, anlıyorsunuz ki; "Ben" diyenler ve "durmadan ağlayanlar", gerçeği çarpıtıyor ve "kamuoyuna son derece yanlış ve haksız bir tablo" sunuyorlar!.. Tam bir "haksız rekabeti" gösteren bu tablo, "öteki kulüpler lehine değiştirilmezse" ve "büyükler" üst yapıda "yönetsel, hukuksal ve örgütsel yanlışları, hataları sürdürürlerse", hiç kimsenin şüphesi olmasın ki, Türk futbolu bugünden de daha kötüye gidecektir!.. Onca istatistik, rakam ve tablodan "sadece" sonuç bölümünü alıp, "ne olduğunu" anlatayım: 2005 - 2006 yılında Türk futbolunun "500 milyonluk pastasında" Üç Büyükler "kulüp başına" yıllık ortalama "53 milyon dolar gelir oluşturabilirken", gider olarak "67 milyon dolarlık" bir ortalamaya sahipler!.. Aradaki fark ise, "kulüplerimizin mâli sektörden kullandığı" yıllık 240 milyon dolarlık kredi (Kredi pastasından Büyüklerin payına düşen 201 milyon dolar) ile kapatılıyor, yani "kazanılmayan ve kazanılmayacak olan bir para, borçlanılarak alınıyor" ve harcanıyor!.. Sonuç; batak!.. Kısacası Büyükler, futbol pastasından yüzde 33 pay alırken, kalan 146 kulübe toplam gelirin yüzde 67'i düşüyor!.. 4 büyük kulübün gelirler toplamı 158 milyon doları bulurken, diğer 146 kulüp ancak 314 milyon dolar civarında bir gelir oluşturabiliyor; yani büyüklerin kulüp başına ortalama 40 milyon dolar, diğer kulüplerin ise 2.1 milyon dolar geliri var!.. Bu acı tablodan "dengeli rekabet" çıkabilir mi?.. "Dengeli rekabet olmayan" bir ortamda, "ne kadar bir süre" rekabet olabilir?.. "Rekabet olmayan" bir ortamda "kalite" olabilir mi?.. Hele hele "yabancı sınırlaması kalkmalıdır" fetvalarıyla "o felâket de gelirse", futbolumuzdaki kalitenin hangi seviyelere düşeceği ortada değil mi?.. "Sadece 3 büyüklere dayalı bir rekabetin tahribatı" ortada iken, "bu tahribatı artıracak" yeni adımlar mı atılmalı, yoksa "dengesiz rekabeti" yavaş yavaş da olsa "dengeli rekabet" hâline getirerek "ötekilerin" de "yeterince güçlenmesini sağlayacak" ve 3 Büyüklerin "kaynak israfını önleyecek" bir yolun izlenmesi ile "rekabetin yaygınlaşacağı ve artacağı" bir futbol ortamını hazırlayacak ve işletecek olan adımlar mı atılmaya başlanmalıdır?.. Bu soruya verilecek "doğru ve mantıklı" cevap açıktır; ama nerede "o cesur" federasyon ve nerede "gerçeği görüp" bu yönde atılacak adımları destekleyecek ve kamuoyunu oluşturacak medya?.. Nerede?..